Yakın Tehdit iç Tehdittir
Bölgemizde ve ülkemizde, uğursuz bir savaşın içinde olduğumuzu kavramak, bu savaştan başarıyla çıkmanın ilk şartıdır.
Savaşın hem iç hem dış savaş olduğunu bilmek için, strateji uzmanı olmaya gerek yoktur.
Çok cephede, aynı anda savaşmanın ne denli zor olduğunu, tarih baba bize anlatmıştır.
İkinci Dünya Savaşında, Almanların çok cephede, aynı anda savaşması, felaketini getirmiştir.
Yakın tarihimizden de örnek vardır. Amerika çok cephede savaşacağım derken, elinde var olanı da kaybetmiştir. Daha da kaybedecektir.
Yığınakta hata yaparak, savaşı baştan kaybederiz.
Yığınakta hata yapmamak için savaş cephelerini doğru tespit etmek gerekir. Halk ağzı ile söylesek; dost ve düşmanı doğru belirlemeliyiz.
Tehdit sıralamasına göre söylersek, yakın tehdit iç tehdittir. Zaten cephe gerisi garantiye alınmadan, girilecek her savaş kaybedilmiş savaştır.
PKK terörünü ortadan kaldırılmadan, girişilecek her askeri hareket, yanlış bir harekettir.
Sözde müttefikimiz Amerika ve Batı bize diyor ki; sizin düşmanınız PKK, PYD terörü değil, IŞİD’dır. Siz Amerika ile birlikte IŞİD’a karşı savaşın…
Amerika’nın ve Batının bölgemizdeki çıkarları ile ülkemizin çıkarlarının çatıştığı son mevziiye girmiş bulunuyoruz.
Biz ne kadar PKK ile savaşıyoruz dersek diyelim, aslında Amerika ile karşı karşıya gelmiş durumdayız.
Elbette, savaşın adını şimdiden Amerika ile savaş diye koyarsak, PKK ile olan savaşı da kaybederiz.
Burada dikkat edeceğimiz temel unsur; Amerika’nın PKK’ya lojistik desteğini engellemektir. Bunu sağlayamazsak, Barzanistan kurulurken yapılan hataya tekrar düşmüş oluruz.
İfade ettiğim hususun ne derece zor olduğunu biliyorum. Attığımız her adımda, Amerika’nın, gerideki asıl düşman olduğu varsayımı içinde hareket etmemiz gerekir.
Biz biliyoruz ki, bölgede, Amerika olmasa, zaten PKK terörü diye bir şey olmaz. Robert Fisk diyor ki; “Türk devletini yıkmak için Kürt sorununu biz yarattık.” Çuvalcı eski CIA Başkanı da diyor ki;” Kürtlerin dağlar dışında da dostları var.”
Tabi Amerika ile hem savaş halinde olma, hem de müttefik konumunda bulunma halinin, ila nihaye sürmeyeceği kesindir.
İncirlik Üssünün Amerika’ya tahsis edilmesini, anlatmaya çalıştığım bu strateji çerçevesinde olduğunu, ummak istiyorum.
Amerika ile sürdürdüğümüz hem müttefik olma, hem de savaş içinde olma hali, esas itibariyle iç cephede tüm hızıyla sürmektedir.
Amerika’nın ülkemiz içindeki silahlı güçleri; gladyo ve PKK’dır. Siyasi güçleri ise; egemen çevreler ve onların ekranlarıdır.
Ekranlar, Amerikan çıkarları ile ülkemiz çıkarlarının çatıştığını gizler ve PKK ile uzlaşın diye baskı yapar.
Sonuç; iç cepheyi tam olarak tahkim etmek, bunun için güneydoğuda devlet egemenliğini hiç taviz vermeden tesis etmek.
İç savaşın önemli bir kısmının ekranlarda sürdürüldüğü kavramak ve ekranların savaş konumuna uygun davranmasını sağlamak.
Ekranlardaki savaşın esasında, Amerika ile savaşın önemli bir parçası olduğunu bilmek. İktidara muhalefet ediyormuş gibi yapıp, Amerika’nın(PKK’nın) çıkarlarının savunusunu engellemek gerekir.
23-24 Temmuz gecesinde başlayan, örtülü Amerikan/Türk savaşı, şimdilik PKK ile savaş olarak sürüyor.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@mail.com