Yabancı Geline De Hayır Umreye De Hayır
Habertürk’ te Nihat Uludağ-Salih Aydın’ ın ‘Doktorlara yabancı gelin ikram edildi’ başlıklı haberine göre ‘İstanbul’da bazı medikal şirket sahiplerinin lüks evler kiralayarak, hastalarına kendi pahalı medikal aletlerinden aldıran doktorlara ödül olarak yabancı kadın sunduğu’ belirlenmiş. Birkaç hafta önce de görevini çok iyi yapan, çalışkan doktorların promosyon olarak ‘umreye gönderildikleri haberi yer almıştı medyada. Doktorlarla ilaç firması arasında basit bir tükenmez kalem, küçük bir bloknot veya bir kahve kupası ile başlayan ‘ilişkilerin’ hangi boyutlara vardığını görüyorsunuz. Yabancı gelin ikramı da, umre promosyonu da ilacı gazoz, sakız, deterjan gibi herhangi bir tüketim ürünü olarak gören ilaç endüstrisinin pazarlama taktiklerinden başka bir şey değil. Endüstri sponsorluk, promosyon, reklâm konusunda -kendi çok sevdikleri deyimle söyleyelim- ‘hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor’.
Ancak hemen kendi doktorlarımızı da suçlamayalım. Çünkü ilaç firmalarının doktorlara sundukları akla hayale gelmeyecek hediyeler ve doktorların yurtiçi ve yurtdışı kongre ve çeşitli toplantılara ‘bedava’ götürülmeleri ne yeni ve ne de sadece Türkiye’ ye özel bir şey. Bu kelimenin tam anlamıyla ‘küresel bir sorun’!
Kongreler, sempozyumlar, seminerler işini bilen doktorlar için ‘tam pansiyon’ ücretsiz. Tabii bizim etıbba da bundan muaf değil.
İlaç endüstrisinin yeni ilaç keşfi için ayırdıkları paranın 3 katını pazarlamaya harcadıkları ve 2007 yılı için bu miktarın 30 milyar doları bulduğu bilinirse bu haberlere çok da şaşırmamak gerekir.
Tıp ilaç endüstrisinin denetimi altında
Acı ama gerçek! Günümüz modern tıbbı ilaç endüstrisine teslim olmuş durumda.
Neredeyse tüm kongreler, sempozyumlar, seminerler onların mâli katkıları ile yapılıyor. Tıbbi araştırmalar onların sponsorluğunda gerçekleştirilebiliyor. Tıp dergileri onların verdikleri reklâmlar sayesinde yayınlanabiliyor. Tıp dernekleri onların yardımları, destekleri sayesinde ayakta durabiliyor. Mezuniyet sonrası eğitim de onların denetimi altında.
Bir meslek uyanıyor
Son zamanlarda tüm dünyada ilaç endüstrisinin bu ‘pazarlama oyunlarına’ karşı çıkan, çeşitli eylemler uygulamaya koymaya doktorların sayılarının giderek arttığını da görüyor ve mutlu oluyoruz.
Amerikan İlaç Araştırması ve Üreticileri Derneği 1 ocaktan itibaren yürürlüğe giren yeni tüzüğünde, ilaç firmalarının sağlık kuruluşları ve çalışanlarına firmanın adının yazılı olduğu kalem, defter, saat, çakmak, kupa, anahtarlık… gibi ‘eğitim amaçlı olmayan’ promosyon ürünlerinin verilmesini yasakladı.
40 bine yakın üyesi olan Amerikan Psikiyatristler Birliği doktorların ilaç reçete etme alışkanlıklarını etkileyebilecek olan ilaç firması yemekleri ve firma tarafından finanse edilen eğitim seminerlerinin kademeli olarak azaltılacağı ve durdurulacağını açıkladı.
Dünyanın önde gelen tıp kurumlarından Cleveland bünyesinde çalışan bin 800 uzman ve araştırmacının ilaç firmaları ile olan finansal ilişkilerini internet sitesinde sürekli olarak açıklama kararı aldı.
İspanya’ da ‘Halk Sağlığını Koruma Dernekleri Federasyonu’ isimli kuruluşun öncülüğünde ilaç firmalarının promosyonlarına karşı ‘No Gracias’ yani ‘Hayır Teşekkür Ederiz’ isimli bir platform oluşturuldu.
Gruba kısa sürede değişik uzmanlık dallarından katılan 1200 doktor beyaz gömleklerine taktıkları ‘No Gracias rozetleriyle’ firmaların hediyelerine, yemeklerine, gezilerine, peşin para ve çeklerine ‘Hayır Teşekkür Ederiz’ diyerek karşı çıkıyorlar.
Gelelim neticeye
Doktorları ilaç firmalarının kucaklarında uslu uslu oturan finolara benzeten Amerikalı profesöre tabii ki hak vermemek mümkün değil, ama tüm doktorların ‘gazozuna ilaç konmuş’ kızlar gibi olmadıklarını da bilmelisiniz.