Ya Kaparlarsa
Böyle bir toplantıya hayatında ilk kez katılacakmış gibi heyecandan yerinde duramıyordu. Ara sıra koltukta oturan eşine bakarak; “Bak bakalım bu kravat güzel oldu mu? Beğenmediysen değiştireyim.”
diye laf atıyordu. Elinde televizyonun uzaktan kumandasıyla koltukta oturan eşi umursamaz bir tavırla; “Beğenmedim desem sanki dediğimi takacak da!” diye kısık sesle söylendi.
Ayna karşısında oyan buyan dönüp duran adam sonunda yorularak kapının pervazına yaslandı. Pantolonu ve gömleği buruşmasın diye oturmuyor, heykel gibi dim dik ayakta duruyordu. Elli yılık evlilikleri boyunca adamın hallerine alışan karısı hiç oralı olmuyordu.
Ramazan ayı tabiatın sarıya ve kızıla boyandığı zamana denk gelmişti. Duygulu mevsime orucun güzelliği de eklenince eylül ayı mest olmuştu sanki. İkindi vaktinde dağların koynuna saklanan güneşin ufukta ki renk cümbüşü insana huzur veriyordu.
Açık mavi gömleğinin yakasını yukarı kaldırarak kravatını yeniden düzeltti. Ceketini giydikten sonra boy aynasında kendisine bir daha alıcı gözle baktı. “Tamam, şimdi oldu.” dedi. Kolundaki saate baktığında yüzüne yayılan tebessümle; “Epey vakit varmış, yine acele ettim.” diyerek salondaki konsolun üstünde duran telefonun başında beklemeye koyuldu.
Annesinin yanındaki koltuğa oturan kızı muzip gülümsemeyi dudaklarında gizliyordu. Biraz eğilerek annesinin kulağına yavaşça; “Babam ne kadar yakışıklı değil mi?” dedi. Burnu bulut yırtan annesi omuzunu silkerek; “Hı ne yapayım? Yakışıklıysa kendine. Bana ne.” diyerek mağrurlandı. Kızı ; “Sen böyle yalnız gönderiyorsun oralara, ya kaparlarsa!” dediğinde annesi birden kartal kesiliverdi.
“Bey nereye gidiyorsun.” diye çıkıştı. “Dedim ya hanım, iftar yemeğine davetliyim diye. Birazdan gelip alacaklar beni. Niye soruyorsun ki.” deyince hanımı; “Gitmeyeceksin, izin vermiyorum.” diye çıkıştı. Kıskanılmaktan hoşlanan adam bıyık altı gülümseyerek; “Niye Gitmeyeyim?” diye munis bir ses tonuyla sordu. “Ya seni kaparlarsa!” diyen hanımına hoş bir sesle; “Kapsınlarrr.” dediği sırada telefonun ziliyle heyecanlandı. Adam evden çıkmanın telaşındayken hanımı; “Gitmeyeceksin.” diye diretiyordu. Bir yandan çıkmaya hazırlanan adam bir yandan da eşine; “Tamam tamam gitmiyorum.” diyerek hızlı adımlarla merdivenden indi.
İçine kıskançlık düşen anne hiddetle kızına döndü; “ Bütün bunları aklıma sen düşürüyorsun. Ya gerçekten kaparlarsa! Hadi gel şimdi oruç oruç bunu düşünme.” diyerek mutfağa yöneldi.
17.11.2015/ ANKARA