content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
17 Şub

Ya Doğunun Karı Buraya Yağsaydı!..

Artık klasikleşen bir espri vardır; “Bandırma’da fırtına olduğunu ya da kar yağdığını nereden anlarsınız?” diye sorulduğunda, cevap olarak “Elektriklerin kesilmesinden!...” dersiniz ya...

İşte, bu berbat espri bir kez daha gerçek oldu.

Yere 3-5 santimlik bir kar düştü, Bandırma felaketlerin şehri oldu adeta.

Her zaman olduğu gibi ilk terkeden yine elektrikler oldu.

Artık elektriklerin kesilmesi, bizler için hiç de sürpriz olmuyor.

Çünkü, rüzgar biraz kuvvetli esse, ya da kar kendini hafif olarak hissettirse, hemen elektriklerimiz kesiliyor.

Bandırmalı bu çileyi onlarca yıldır çekiyor ve sanıyorum ki daha yüzlerce yıl da bu çileyi çekmeye devam edecek.

Nedeni de, yıllar yılı bilinen bu soruna hiç kimsenin gereken önemi vermemesi, devletin de vatandaşını rahat ettirebilmesi için en ufak bir çaba sarfetmemesi ve vekillerimizin de bu konuya son derece duyarsız kalması...

Başka bir izah tarzı göremiyorum.

Sakın, 21. yüzyılda böyle bir sorun olur mu demeyin... Eğer, Türkiye’nin Bandırma gibi bir ilçesinde yaşıyorsanız, bu sorunu sorun olarak görmezden gelmenizde sonsuz yararlar vardır.

Haa, elektrik olmazsa her iş dururmuş!..

Ne gam. Durursa, Bandırmalı’nın durur, devletimizin ve de milletvekillerimizin umurunda mı sanki?

Bu sorunu halletmek isteselerdi, şimdiye kadar bin kez halletmek için çaba harcarlardı...

Siz herhangi bir milletvekilinde böyle bir çaba gördünüz mü?

Şahsen ben görmedim.

Aman canım bizim de dert ettiğimiz şeye bakın?

Şunun şurasında senede 5-10 gün elektriksiz kalacağız diye devletimizin ve de milletvekillerimizin huzurunu bozmaya bizim ne hakkımız var ki?

Dişimizi sıkar, bu 5-10 günü de atlatıveririz.

Hastanelerde ameliyatlar olmazmış, fırınlar ekmek çıkarmazmış, kaloriferler, kombiler çalışmazmış, millet soğuktan donarmış.

Dedik ya, tüm bunlar yüce devletimizin ve de şanlı milletvekillerimizin huzurunu bozmaya değer mi Allah aşkına?

Şimdi kim bunun için dosyalar hazırlayacak, ilgili bakana gidecek, durumu anlatacak, onu ikna edecek, o da ya bir ödenekten ya da geleceğin yatırım planlarından DPT’ye plan proje yaptırılacak, ondan sonra da bu projenin geçmesi için kapılar aşındırılacak, daha sonra bu paraların çıkarılması için çalmadık kapı bırakılmayacak, falan da filan...

Durduk yere, böyle bir eziyetin altına girmeye gerek var mı?

Yazık değil mi bu devletin paracıklarına?

Bandırmalılar, yılda 5-10 gün elektriksiz kalacak diye milyon YTL’ler harcamaya değer mi?

Dedik ya, sıkarız dişimizi bu 5-10 günü de gönül rahatlığı ile atlatırız. Eh ne yapalım bu arada ölen ölür, kalan sağlar da bizim deriz.

Asıl siz dua edin de, doğuya yağan kar bizim buralara yağmasın.

Düşünebiliyor musunuz, yerden 3 ay karın kalmadığını!..

Aman Allah korusun...

Ben düşünmek bile istemiyorum. 3 ay elektriksiz kalmak gerçekten hepimizi perişan eder.

Hepimiz biliyoruz ki, kar ne kadar yerde kalırsa, elektrikler de o kadar yok oluyor.

Tabii bu arada bazı münafık düşüncede olanlar, açık araziden Bandırma’ya gelen kabloların kopmasından, ya da fırtına nedeniyle birbirlerine değerek ark yapmasından dolayı kesilen elektriklerin kabahatini, TEDAŞ’a yüklüyormuş.

Yazıktır, günahtır beyler.

Yapmayın lütfen. Onlar da bu ülkenin insanları. Siz bu karda kışta, sıcacık evinizde keyif çatarken, yazık değil mi bu adamcağızlara, öyle dağlara bayırlara gidip de, kopan telleri bağlasınlar!..

Havalar düzelince zaten gider bağlarlar. Sizin söylemenize gerek yok ki!..

Yazın hiç elektrik kesiliyor mu?

Siz de yaz niyetine bakın olaya!..

Nee? Sanki birilerinin “Bu işin yazı kışı mı olurmuş?” dediğini duyar gibiyim.

Tabii olur!.. Neden olmasın? Yazın kablolar kopsun bak, hemen nasıl anında müdahale ediliyor.

Kışla, yaz bir olabilir mi?

Eee ne yapalım canım, kablolar da kışın kopuyorsa, bu kurumda çalışanların ne günahı var ki?

Bir de, yine kimi münafıklar, günde bin sefer kesilen elektrikler yüzünden elektronik eşyalarının, beyaz eşyalarının bozulduğunu öne sürüyorlarmış.

Siz de elektronik eşya ve beyaz eşya kullanmayın kardeşim!..

Eskiden bunlar mı vardı?

Adamlar, keyif için kesmiyorlar ki?

Zamanında ihaleyi alan müteahhit, dandik iş yapmışsa, bu garibanların ne kabahati var ki?

Müteahhitten avanta indireceğim diye kontrol etmeden kontrol etmiş gibi yapıp da, olur veren yetkiliye gidin sorun tüm bu soruları...

Sırf işi yapan müteahhit fazla fazla hakediş alsın da, ben de ondan fazla fazla avantamı alayım diyen kontrolla görevli yetkili, Allah bilir bu kış kıyamette, aldığı bu avantalarla ya Maldivlerdedir, ya da Uludağ’da!..

O keyif çatarken, bizler elektriksiz kalmışız, kurumun çalışanları ilgisiz kalmış umurunda mı?

Aslında, biz adam olmadıktan sonra, sesimizi çıkartmadıktan sonra, bizim sırtımıza daha çoook semer vuran olur.

Bakın, ülkenin dört bir yanı sahtekarların, üç kağıtçıların, namussuzların cirit attığı sahnelerle dolu. Kimini inşaat yaparken, kimini fabrika yaparken, kimini elektrik santrali yaparken görürsünüz. Ama hepsi aynı torna makinesinden çıkmış gibidir.

Nasıl ki, bizler sessizlikten, sakinlikte, tepkisizlikte, duyarsızlıkta aynı makinenin imalatı gibi hareket ediyor ve asla canımızı yakan olaylara dahi tepkimizi dile getirmiyorsak, onlar da bizim bu tepkisizliğimizden alabildiğine yararlanarak, kendi atlarını alabildiğine oynatıyorlar.

Aman ha, sakın mahalle aralarında, kahve köşelerinde “ne olacak bu milletin hali” gibi absürd sorularla değerli zamanınızı falan harcamaya da kalkmayın sakın.

Nasıl olsa bunu bizim yerimize yapanlar var. Hemi de içimizdeki değil, dışımızdakiler...

Amerikalısı, Almanı, İngilizi, Fransızı velhasıl bizim dışımızdaki herkesi, bizi bizden daha iyi düşünüyor ve “Bu Türkleri nasıl rahat ettiririz?” diye kafa yoruyorlar.

Malum, şimdiki buldukları çözüm, önümüzdeki yıllarda ülkeyi biraz daha küçülterek, daha rahat idare edilebilir bir hale getirmek.

Tüm bu nedenlerle bizim hiç tatlı canımızı sıkmamıza gerek bile yok.

Hatta, biz tepkisizliğimizi duyarsızlığımızı daha da üst seviyelere çıkartalım ki, bizim yerimize düşünenler de biraz şevke gelsinler, değil mi ama?

Bize de bu yakışır nasıl olsa!...

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank