content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Ara

Ya Buna Son Vermelisiniz ya da Adalet, Huzur, Barış İddianızdan?

Aklî melekesi yerinde ve temyiz kudretine kâmilen sahip olmakla birlikte, mallarını, akıl, mantık ve iktisat prensipleriyle asla bağdaşmaz bir biçimde harcayan kimseye 'Sefih' denir.

Peki, İslam'da sefihin hükmü nedir?

"Hacir altındaki sefihin malî sonuçları olan hukukî işlemleri mümeyyiz küçüklerde olduğu gibi üçlü bir ayırıma tâbidir. Hibe gibi sırf mal varlığında eksilme meydana getiren tasarruflardan birini yaparsa velisi veya vasîsi muvafakat etse bile bâtıldır.

Satım sözleşmesi gibi mal varlığında hem artış hem eksiltme meydana getiren tasarruflardan birini yaparsa bu velisi veya vasîsinin muvafakatine bağlı olur; muvafakat ederse geçerli, aksi halde bâtıl olur.

Sefihin çeşitli tasarruflarını ayrıntılı biçimde inceleyen fakihlerin ibadetler, medenî hukuk ve ceza hukukunun farklı bölümlerini ilgilendiren tasarruflarla ilgili görüşlerini şöylece özetlemek mümkündür:

a) Sefih zekât ödemekle yükümlüdür. Hanefîler sefihin bizzat zekât vermesini gerekli görürken cumhura göre bu ödemeyi sefihin kendisi değil velisi yapmalıdır. Ancak Şâfiîler’e göre zekât ödenecek kişinin veli tarafından belirlenmesi şartıyla sefihin kendisinin ödemesi de câizdir.

b) Sefih farz haccını eda etmekten ve eğer hiç yapmadıysa -âlimlerin bir kısmına göre farz sayılan- umre yapmaktan menedilemez; ancak hac ve umre nafakası güvenilir bir kişiye teslim edilir ve gerekli harcamalar onun tarafından yapılır.

c) Evlendirme konusunda Şâfiîler sefihin velâyetini kabul etmezken diğer mezhepler kabul etmektedir. Sefihin evlenmesinin velisinin iznine bağlı olup olmadığı fakihler arasında tartışılmıştır.
Şâfiîler’e göre ise velisinin izni olmadan sefihin nikâhı câiz değildir. Nikâhı câiz görenlerden Ebû Hanîfe mehrin miktarına bir sınır getirmezken diğer âlimler bunun mehr-i misl ile sınırlı olacağını belirtmişlerdir.

d) Boşanmasının dahi kendisi tarafından yapılıp yapılamayacağı tartışması konusu olmuştur. Çoğunluk sefihin boşamasını câiz görürken İbrâhim en-Nehaî, İbn Ebû Leylâ ve Ebû Yûsuf bunu câiz görmemiştir.

e) Bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nafakası. İslâm hukukçularına göre sefihin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nafakası kendi malından velisi tarafından karşılanır.

f) Sefihin yaptığı alış veriş. Velisinin izni olmadan sefihin yaptığı alım satım akidleri cumhur tarafından câiz görülmezken İmam Mâlik, Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre mevkuf hükmünde olup sefihin menfaatine olan durumlarda velinin muvafakat etmesiyle câiz olur. [ TDV İslam Ansp. RÜŞD - cilt: 35; sayfa: 300 ]"

İslam, sefihi korumakta ve onun yerine onun iyiliğini düşünen birisine onun hakkında kararlar aldırmayı öngörür. Peki, ya günümüz dünyasının muktedirleri!

Bir deliye veya bir çocuğa ateş verilirse kendi evi de olsa bir evi yakması muhtemeldir.

Bu evin yakılmasında ateşi çocuğa veya deliye veren kişi de mesul olur.

Ortadoğu halklarının hepsinin deli veya sefih olduğunu varsayalım.

Ey adalet, huzur ve demokrasi havarisi kesilen Amerika ve batı!

Neden bunlara silah verip birbirine öldürtüyorsun?

Ortadoğu’nun hangi ülkesinde uçak, tank, top vb. silahları üretecek fabrikalar var. Daha da ötesi hangi terör örgütünün silah fabrikası var?

Ateş sende, ne diye bize verip bizim ocaklarımızı kendimizin yakmasına vesile oluyorsun?

Ya buna son vermelisiniz veya adalet, huzur barış iddianızdan vazgeçmelisiniz.

{ OHAK-DER YKB M. Burhan Hedbi }

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank