Ya Başbakan Erdoğan ve Türkiye Teslim Alınmak İsteniyorsa…
Yerel seçimler tarihi yaklaştıkça alanlar hareketlenmeye, politik şiddetin dili, aşağılamanın dili alanlarda hakim olmaya başladı.
17 Aralık operasyonu sonrasında yaşananlar inanın hayra alamet değil.
Kullanılan bu dil, sokaklarda taraftarlar arasında çatışma başlatacak ve kamplar yaratacak söylemler.
****
Dünden beri şunu düşünmeye başladım.
17 Aralık operasyonu sadece cemaat üzerinden okunamayacak kadar büyük bir operasyondur.
Bunun arkasında Türkiye'yi teslim alma, kendi coğrafyasında oynadığı ve oynayacağı rolü bitirmek varsa. Ve bu Erdoğan üzerinden yapılıyorsa.
****
Yolsuzluklar bu cumhuriyetin başlangıcıyla beraber başlayan bir tarih.
Bugünün sorunu değil.
Bu ülkenin sahibi olduğunu düşünenler, seçilmiş iktidarların yolsuzluklarıyla çok ilgilenmediler.
Seçilmiş iktidarlar asıl iktidar ile ilgilenmedikleri sürece, yolsuzluklar ve rüşvetler bir sorun değildi. Seçilmiş iktidarlar ne zaman devleti değiştirmek ve dönüştürmek istediklerinde asıl kavga başlıyordu.
İşte o zaman yolsuzluklar, rüşvet sorun oluyordu.
Aynen bugün yaşandığı gibi.
****
Cumhuriyet tarihi boyunca siz silahlı kuvvetlerde ortaya çıkarılmış büyük ihale yolsuzlukları, rüşvetler operasyonuna şahit oldunuz mu?
Varsa yoksa yolsuzlukları yapanlar, nedense seçilmişler ve milletin temsilcileri yani siviller oluyordu.
Yolsuzluklar tabi ki sorun.
Yolsuzluklar tabi ki çok önemli.
Ancak sistemin kendisi hırsız üretiyor.
AK Partili hangi belediyede hangi sorun, suistimal varsa bilinki, aynı şeyler diğer siyasi partilerin iktidar olduğu belediyelerde de var.
Kimse kimseden daha masum değil, anlayacağınız.
****
Kimse kimseye "sen daha çok hırsızsın, biz hırsız değiliz, sen başçalansın, biz değiliz" deme hakkına sahip değil.
Çünkü, siyasette kullanılan kaynaklar şeffaf değil.
Çünkü, siyaset dışında kullanılan kaynaklar şeffaf değil.
Çünkü, siyasi partilere yapılan bağışlar gerçek değil.
Çünkü, siyaset dünyanın her yerinde olduğu gibi bizde de çok pahalı bir alan.
Çünkü, siyasete giren herkes aşağı yukarı zenginleşmek ve pozisyonu üzerinden nemalanmak ve çıkar sağlamak üzere geliyor.
Çünkü, kimse asıl sistemi değiştirmeye talip değil.
Çünkü, hırsızlıklardan şikayet edenler sistemin değişmesi gündeme geldiğinde ne kadar kutsal değer varsa ona sarılıyorlar.
Bakın etrafınıza ne çok göreceksiniz bunlardan...
Amerika'da cemaate ait Kültür Merkezi'nin kaynağını kim gönderdi?
Onun içindir ki, 17 Aralık aynı zamanda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı teslim alma operasyonudur.
Yolsuzluk işin bahanesidir.
Çünkü o şikayet edilen, sızdırılan her şey bugünün şeyleri değildir.
Sanki kimse bilmiyormuş gibi davranması ise bir algı operasyonudur.
****
Hatta cemaate bile sorulması gereken şudur.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "ne istiyorlarsa verdik" demesi ne anlama geliyor.
Özellikle bildiğim birşeyi paylaşayım.
Cemaate ait Amerika'da Houston'da bulunan Turkuaz Kültür Merkezi 2 Aralık 2008 tarihinde açıldı.
Turquoise Kültür Merkezi’nin 2 Aralık günü gerçekleşen resmi açılışını ABD Eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright tarafından yapıldı. Madeleine Albright ardından Fethullah Gülen’e övgülerde bulundu. Dünyanın bir “yol gösterici” ye ihtiyacı olduğunu söyleyen Albright, bir yol göstericide olması gereken değerlerin Gülen cemaatinde bulunduğunu anlattı. Albright, Gülen cemaatinin yol göstericisi olduğu değerlerin karşısında “radikal popülistlerin” ve “agresif milliyetçilerin” bulunduğunu söyledi.
Şimdi zurnanın zırt dediği yere geliyoruz.
Bu Kültür Merkezi'nin yapılmasında en büyük kaynak kimden ve kimlerden geldi? Ve nasıl geldi? Kaynak nereden bulundu? Örtülü ödenek mi, bütçe mi? Her ikisi de değil.
Zamanın ve bu zamanın iktidarı o kaynağı gönderdi. O zaman sorun olmayan bugün sorun oldu.
Hey gidi günler hey...
Evet anlayacağınız 5 yıl önce kaynağı sorulmayan ama bugün sorulan kaynaklar.
****
Yazının başında dedik ya, 17 Aralık operasyonu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ya teslim almanın aracına dönüşmüşse. Başlangıcı da onun için yapılmışsa. Ve arkada daha büyük dinlemeler ve özel hayat varsa, arkada o pazarlıklar yapılıyorsa ne yapacağız? Ne söyleyeceğiz?
Bu aynı zamanda Türkiye'nin teslim alınma, gelişiminin, büyümesinin engellenmesi ise...
****
Onun içindir ki, daha çok demokrasi.
Onun içindir ki, daha çok hukuk.
Onun içindir ki, daha çok adalet.
Onun içindir ki, daha çok özgürlük.
Onun içindir ki, dün karşıtına yapılırken dinlemeler oh çekenler, kullananlar, bugün kendilerine yapılanca kıyamet koparmaları doğru değildir.
Dün kendileri için dinleme yapıldığında kıyamet koparanlar, bugün karşıtlarına yapıldığında oh demeleri de doğru değildir.
****
Neyse sonuçta yaşadıklarımız demokrasi için hayırlı gelişmelerdir.
Ve yerel seçimler sonrasında herkes; daha çok demokrasi, daha çok adalet, daha çok özgürlük, daha çok hukuk için seçim beyannameleri hazırlayacak. AB Kriterleri daha çok öne çıkacak.
Cemaatlerde kendi alanlarına çekilecek. Millet iradesini temsil edenler de, kimlerle iş tutulması gerektiğini daha çok öğrenecekler...