content

11 Nis

Vuran Eli Bükmek ya da Öpmek (II)

Yazımın birinci kısmında vuran eli bükebilmekten bahsetmiştim. Kadının “haklı savunma” kıstasları temelinde, fütursuzca yükselen şiddete karşı koyabilmesi, kendini koruyabilmesi üzerine fikirlerimi paylaşmıştım.Bundan sonrasında ise vuran eli, öpülecek el kılabilmek arzusunu dillendirmek istiyorum.

Kadın, Allah’ın kulu olması bakımından erkekle eşit seviyededir. Dinî hak ve sorumlulukları da aynı düzeydedir.  Bu nedenle Rabbimiz, kadın ve erkeği aynı vasıfla “insan” yani “Eşrefi Mahlûkat” olmak ile nitelemiştir.

Ailelerimiz en değerli hazinelerimizdir. İç dünyamızı; bizi ve eşimizi , yakınlarımızı şiddete götüren unsurlardan kurtarabilmek her düşünen insanın çare aradığı bir meseledir.

Hem ferdin, hem ailenin, hem de toplumun huzur ve kurtuluşu birbirine bağlı zincirlerden oluşur. Kadın ya da erkek; aile huzurunun mimarları olarak, toplumların geleceklerine etki ederler. Neresinden koparsa kopsun bir diğerinin felaketidir.

Bu amaca hizmet ettiğini düşündüğüm iki değerli eserden bahsedeceğim. Özellikle bu eserler hakkında altını çizmek istediğim bir husus var. Son zamanlarda batı kaynaklı psikanaliz, psikoterapi, psikolojik rehberlik, kişisel gelişim eserlerinin İslam kaynaklı olanlar karşında nerede eksik, noksan,aciz kaldıklarını görmek için bu eserler çok önemli! Çünkü diğerleri bizim derdimize derman olamadılar!

İlk olarak psikoterapi eğitimi almış Sn. Dr.M.Faik Özdengül tarafından yazılan çok mühim bir kitabı önermek istiyorum. “Rumi ve Aşkın Terapi” Bu kitap Hz.Mevlana’nın “Mesnevi”si kılavuz edinilerek yazılmış bir kitaptır. Huzur için aradığınız kapıları bir bir açabileceğinizi umut ederek, ısrarla tavsiye ediyorum.

Bu güne kadar maalesef dilimizde gerçekleştirilmiş erozyon nedeni ile Mesnevi’yi okumakta güçlük çekenler için ilaç gibi bir kitap…Kendinizi ve sevdiklerinizi, hatta nefret ettiklerinizi lütfen bir de bu kitaptan okuyun…

Kimbilir vuran eli, öpülesi el kılabilirsiniz… Birbirimize nasıl davranmamız gerektiğine dair yardım alabiliriz.

Şöyle diyor M.Faik Özdengül kitabı için ; “Bu kitap ,masal diyene masaldır… Fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi, Nil ırmağının suyudur. Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine sudur!”

Anlaşılmak bir lükstür. İlişkilerse yaşamın vazgeçilmezi. Yaşamak  zordur ve problemlerle baş edebilmeyi gerektirir. “ Sıkıntı nimettir”der Hz.Mevlana.Şu an hangi sıkıntı sizi neye yöneltiyor? Neyi arayıp bulmanız gerekiyor? Aşkın terapi, yaşamı daha kolay, huzurlu ve yaşanılır kılma yolculuğudur. Bu yolculuğun kılavuzu Hz.Mevlana, kanatları da aşk’tır.”

Evet biz kadınlar şeytan değiliz lakin melek de değiliz. Meziyetlerimiz de zaaflarımız da var.

Hz. Mevlana’nın kadın ve erkek konusunda çok ilgi çekici ve derin manalı bir benzetmesi vardır. Mesnevi’ de kadını ateşe, erkeği suya benzetir;

“Gerçi zâhiren su ateşten üstündür; fakat bir kaba konunca ateş onu fıkır fıkır kaynatır. İkisinin arasında bir tencere, bir çömlek oldu mu ateş, o suyu yok eder, hava haline getirir. Görünüşte su nasıl ateşten üstünse, sen de kadından üstünsün; fakat hakikatte ona mağlûpsun, sen onu istemektesin.” der.

Önermek istediğim diğer eser ise, “Peygamberler Çocuklarını Nasıl Eğitti?” isimli bir başka kitap… Bu kitabın yazarı yine bir Psikolojik Danışman olan yazar Esan Gül…

Peygamberler yolu ile çocuklarımız ve eşlerimizle huzurlu bir yaşamı nasıl temin edebileceğimize dair rehber olabilecek bir kitap. Kitabı okurken Peygamberlerin de yaşamlarında çocukları ve eşleri ile imtihan olduklarını eşlerine ve evlatlarına verdikleri öğütleri, ettikleri duaları, aldıkları önemleri hatırlatan oldukça önemli bilgiler edineceksiniz.

Günümüzde kadına yönelik şiddetin sadece eşlerinden değil, evlat ve başkaca yakınlarından da geldiğini hatırlatarak…

Kitaptan şu satırlara dikkatinizi çekerim…

“Birçok insan evlat sahibi olmayı toplum içerisinde bir iftihar vesilesi ( Hadid,20 ) olarak düşünmektedir. Oysa öyle çocuklar yetişmektedir ki sanki anne ve babaya düşman kesilmiş… Allah, böyleleri için iman edenleri uyarmaktadır.”Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının.” Teğabun ,14

“Nuh aleyhisselam Hakkı reddedip Batılı seçen ve zulmedenlerden olan oğlu için şefaatte bulunmayı istemişti. Fakat Allah Nuh aleyhisselamın oğlunu “Salih olmayan bir iş” olarak isimlendirmiştir.

Çocuklar ailelerine, Allah’ın insan için öngördüğü gayeye ulaşacak şekilde hazırlansınlar diye hazır bir fıtratla emanet edilmişlerdir. Bu yüzden bir aile çocuklarını, Allah’ın insan için öngördüğü hedefler doğrultusunda yetiştirmek için verdiği tüm çaba boşa gider de coçuk daha sonra Allah’ın değil, şeytanın kulu kölesi olursa, ebeveyn bu çabalarına “boşa gitmiş gayretler” ( Kurandaki tabiri ile “amel-i gayr-i Salih”) gözüyle bakmak durumdadır artık. Bu durumda ebeveynin “ boşa gitmiş emekler” üzerinde daha fazla durmaması gerekir.”

Ezcümle toplumsal bir huzur için kılavuzumuz elbetteki İslam’dır. Kadına hertür zulme karşı boyun eğmeyi ya da arsız bir savaşı öğütleyen her kim olursa olsun, sahte bir huzur hokkabazlığı, sihirbazlığı peşindedir.  Zulmedeni “öpülesi el kılmak” derken ise mücadelenin hayırlısının Hak katından gelecek mucizesini niyaz ederiz, fakat takdir Allahtan’dır. Nitekim . (Teğabün,14) Şöyle devam eder ; “Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir”

İslam’ın kaynağından muhabbet gülleri deşirip yolunuza döken, her zerrede huzuru ve aşkı öğretenlere de selam olsun…

 Kaynakça;

* Rumi Ve Aşkın Terapi, Faik Özdengül

* Mesnevi,Mevlana

* Peygamberler Çocuklarını Nasıl Eğitti ? Esan Gül

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank