Viva la Morte!
İspanyol faşistlerinin ünlü sloganıdır, “Viva la Morte”: Yaşasın Ölüm!
Yaşamayı/yaşatmayı değil, ölümü kutsayan ve onu yücelten bir slogan.
Tam da faşizmin tavrına uygun!
***
Bu ülkede faşizm yok.
Ne AKP faşist bir parti, ne de Başbakan Erdoğan faşist!
Ancak faşizmin tavır yanını ele alacak olursak, bundan bol miktarda olduğunu görürüz.
İktidarda, muhalefette ve de toplumda örnekleri var.
Bakın çevrenize, çok sayıda ötekileştirici zihniyetlerden akan kanalizasyonları göreceksiniz.
***
Ölümü ve şiddeti kutsayan her tavır, ister istemez insanı faşizme götürür.
Artık ülkelerde sistem düzeyinde faşizmler yok denecek kadar az. Çünkü dünyanın geldiği noktada faşist sistemlerin pek yaşama şansı yok. Ayrıca faşizmin ideolojik ve siyasi kofluğu, insanlığın düşmanı oluşunun tescillenmişliği onun bir devlet sistemi olarak devamına imkân vermiyor. Ve dolayısıyla faşizm, asıl olarak kendini tavır pratiğinde gösteriyor.
***
Otoriter/totaliter iktidarların yapısal dayanaklarında işte bu faşist tavırların büyük yeri var. İdeolojisinden, siyasetinden meşruiyet adına uzak durulan faşizmin, tavrından yararlanılıyor artık. Ülkemizde milliyetçi, ırkçı, dinci bir eğitim siteminden bol miktarda ‘makbul’ vatandaş yetiştirilmesi başarıldı.
***
İşte bunun içindir ki, bu ülkede ölüm öteden beri kutsallaştırılıyor.
Viva la morte anlayışına göre kendi ölüsünü kutsallaştıran, ötekinin ölüsünü leşleştiriyor!
Asker ölünce şehit, PKK’li ölünce leş!
Ya da tersi.
Ancak daha acısı şu: Bu ülkenin medyasının çok büyük bir kesimi de olaya böyle bakıyor!
İşte benim faşist tavırdan kastım bu.
***
AKP iktidarı, gittikçe vesayet rejimine benzedi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşmaları, generallerin konuşmalarını aratmıyor artık.
Peki…
BDP’yi muhatap alma.
Kürtleri hapislere tık.
İktidara muhalif olanları sustur.
Cem evline ucube de.
Alevilere Diyanet kanalıyla elbise biçtir.
Heykel yıktır.
Cami diktir.
Dindar gençlik yetiştir.
Tıksırıncaya kadar içiyorlar de.
Diktatör Esed’e diktatör de, Sudan Devlet Başkanı Beşir’e kardeşim diye sarıl.
İşkenceci polis şefini savun.
Tekçi ol.
Tek adam ol!
Vs. vs.
Bütün bunlarda faşizan bir tavır yok mu?
Bunların demokratik düşünceyle, anlayışla bir ilgisi var mı?
***
Leyla Zana’yı yüz üstü bırakan Başbakan, BDP’nin tarumar edilen Diyarbakır mitingiyle yolunu kesin olarak çizdiğini bir kez daha gösterdi.
Hangi yol mu?
Ölümün yolu.
Yaşatmanın ve yaşamanın değil, ölümün yolu.
Bu yoldan çok general geçti Sayın Başbakan.
Haydi, bir de siz geçin.
Onlarda Kürt sorunu yoktur, PKK terörü sorunu vardı diyorlardı.
Devam edin bu yoldan Başbakan Erdoğan.
Bu yol sizi devlet başkanlığına da götürebilir.
Bir de devlet başkanı olun!
Ya demokrasi?
Ya ölenler?
***
İspanyol Falanjistlerinin kanlı sloganının ruhu dolanıyor bu topraklarda.
Ülkemde alçaklığın tarih yazımı devam ediyor hala!
Kim dur diyecek buna?