Vitamin D Eksiliği Hafıza Kaybını Hızlandırıyor
JAMA Neurology isimli dergide yayınlanan araştırmada, D vitamini seviyesi düşük olanlarda bilişsel fonksiyonlarda azalmanın D vitamini seviyeleri normal olanlara göre daha fazla olduğu bildirildi (1).
Bu sonuç, D vitamini düşüklüğünün Alzheimer ve demans (bunama) gibi hastalıkların riskini artırabileceğini düşündürüyor.
USA’ da yapılan araştırmaya göre, yaşlıların yüzde 26’ sında D vitamini eksikliği, yüzde 35’ inde ise D vitamini yetersizliği var.
D vitamini eksikliğinin zenci ve esmerlerde daha fazla görülmesi deriyi koyulaştıran “melanin” pigmentinin D vitamini yapımını engellemesine bağlanıyor.
Çalışmanın başında katılımcıların yüzde 17.5’ inde demans, yüzde 33 kadarında hafif zihinsel bozukluk vardı, yüzde 49.5’ i ise normaldi.
D vitamini seviyeleri demansı olanlarda 16 ng/mL iken, hafif bozukluk olanlarda 20 ve normal olanlarda ise 19.7 idi.
Ortalama 5 sene süren takip sonunda hafıza, düşünme ve problem çözmede azalma, D vitamini eksikliği ve yetersizliği olanlarda D vitamini seviyeleri yeterli olanlara göre daha fazla bulundu.
Buna karşılık, D vitamini seviyeleri uzun süreli hafızada depolanan nesne ve olayların hatırlanmasındaki azalma veya görsel ve mekânsal ilişkileri algılama kabiliyeti arasında bir ilişki tespit edilmedi.
Fazla D vitamini zararlı olabilir
Araştırmanın başı olan J.W. Miller şu uyarılarda bulunuyor (2):
“D vitaminini destek olarak tüketmenin potansiyel zararları var.
Tıp Enstitüsü tarafından 9 yaş ve üzerinde olanlar için günlük D vitaminini alımının tolere edilebilen üst sınırı olarak 4000 IU bildiriliyor.
Bu seviyenin üzerinde D vitamininin zararlı olma riski artıyor.
Günde 10000 IU ve üzerindeki çok yüksek dozlarda böbrek ve diğer dokuların zarar görme ihtimali yükseliyor.
Günlük müsaade edilen D vitamini dozu ise 600 IU’ dür”.
D vitamini eksikliği ve yetersizliği
25-hydroxyvitamin D (25-OHD) normal seviyesi olarak 20-50ng/mL kabul ediliyor, 12 ng/mL’ den düşüklüğü D vitamini seviyesi eksikliği, 12-20 ng/mL arası ise D vitamini yetersizliği olarak isimlendiriliyor.
Vitamin D reseptörleri ve 25-OHD’ yi vitamin D’ nin aktif hâli olan 1,25-dihydroxyvitamin D’ ye çeviren enzimin beyin dâhil tüm dokularda bulunması, D vitamini eksikliğinin vücudun tümünü ilgilendirdiğini ortaya koyuyor.
USA’ da 65 yaşın üzerinde olanların yarısında D vitamini eksikliği veya yetersizliği olduğu biliniyor.
D vitamini ile ilişkilendirilen hastalıklar arasında osteoporoz, kanser, kas zayıflığı, kalp hastalıkları, depresyon ve astım da var.
D vitamini eksikliğinin iki önemli sebebinden biri yeteri kadar süt, yoğurt, peynir, balık, yumurta, karaciğer ve tahıllar gibi D vitamini bulunan gıdaları tüketmemek, diğeri de derinin yeteri kadar güneş ışınlarıyla temas etmemesi.
Gelelim neticeye
Vitamin D daha önce sanıldığı gibi sadece kemik sağlığı için değil beyinden kalbe ve bağışıklık sistemine “tüm vücut fonksiyonları” için elzem bir maddedir.
Bu araştırma da bir illiyeti değil bir birlikteliği gösteriyor, dolayısıyla D vitamini eksikliği bu hastalıkların sebebi olabileceği gibi, bu hastalıkların D vitamini eksikliğine yol açması da mümkün olabilir.
Bu araştırma, D vitamini desteği almanın bilişsel fonksiyonlardaki bu azalmayı önleyebileceği veya yavaşlatabileceği hakkında bir bilgi vermiyor ve bunun ayrıca araştırılması icap ediyor.
Türkiye gibi her mevsim güneşi eksik olmayan ve D vitamini ihtiva eden gıdaların bol olduğu ülkelerde özel durumlar dışında herkesin D vitamini almasını doğru bulmuyorum.
Kaynaklar:
1. http://archneur.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2436596
Araştırmanın özellikleri
Ortalama yaşları 76 olan, 158’ Beyaz, 113’ ü Afrika kökenli ve 96’ sı İspanyol kökenli 318 yaşlı 2002-2008 seneleri arasında ortalama 5 sene süreyle D vitamini seviyeleri ölçülerek takip edildi.
25-hydroxyvitamin D (25-OHD) seviyesi 12 ng/mL’ den düşük ise D vitamini seviyesi eksik, 12-20 ng/mL arası ise D vitamini yetersiz, 20-50 arası ise D vitamini yeterli ve 50’ den fazla ise D vitamini yüksek olarak değerlendirildi.
Bilişsel fonksiyonlar Nöropsikolojik Değerlendirme Skalasına (Neuropsychological Assessment Scales) göre ölçüldü.
Başlangıçta bunların yüzde 17.5’ inde demans, yüzde 32.7’ sinde hafif bilişsel bozukluk bulunduğu, yüzde 49.5’ inin ise bilişsel bakımdan normal olduğu belirlendi.
Katılımcıların yüzde 26.2’ sinde D vitamini eksikliği, yüzde 35.1’ inde ise D vitamini yetersizliği vardı.
Ortalama 25-OHD seviyeleri demans grubunda hafif bozukluk olanlara ve normal olanlara nazaran daha düşüktü.
Bu kişiler ortalama 4.8 sene takip edildi.
Eylemsel bellek (episodic memory) ve yönetsel fonksiyonlardaki (executive function) azalma hızları, D vitamini eksik ve yetersiz olanlarda, D vitamini yeterli seviyede olanlara göre daha fazla bulundu.
Bu ilişki, yaş, cinsiyet, eğitim, etnisite, vücut kitle endeksi, kan alma mevsimi, damar hastalığı, obezite, apolipoprotein E4 genotipi (Alzheimer ile ilişkili gen varyasyonu) gibi risk faktörleri kontrol edildikten sonra da devam ediyordu.
D vitamini seviyesi ile anlamsal bellek (semantic memory) ve nesnelerin görsel ve mekânsal ilişkilerini tanıma kabiliyeti (visiospatial ability) arasında bir bağlantı bulunmadı.
Demanslı hastaların dışlanması, D vitamini seviyesi ve bilişsel azalma oranı arasındaki ilişkiyi önemli derecede etkilemedi.
Çalışmanın başında beyin fonksiyonları normal olanlarda ve demans veya hafif bilişsel bozukluk olanlarda azalma oranları birbirine yakın bulundu.