Okurlarımız bilirler, bu köşeden zaman zaman çalışma hayatında yaşanan sorunları gündeme getirerek vatandaşlarımızın sıkıntılarını, derdini, talebini kamuoyuna duyurmaya çalışırım. Buradan da ilgili kurumların üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmek üzere harekete geçmesini beklerim.
Tam seçim öncesi okul aile birlikleri ve velilerle AK Parti'yi karşı karşıya getirecek, AK Parti'yi veliler nezdinde zor duruma sokacak bir tuzak. Belki de bu tuzak deşifre edilmemiş olsaydı 7 Haziran seçimleri öncesinde birçok veli AK Parti'ye karşı kışkırtılmış ve AK Parti eğitim düşmanı ilan edilmiş olacaktı...
SGK'dan AK Parti'ye seçim tuzağı
Bu köşeden 14 Şubat tarihli yazımda "Okul aile birliklerine şok ceza yolda" diye yazmıştım. Bu yazımda özetle;
"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde AK Parti hükümetlerinin istihdamı ve SGK prim tahsilatını artırmak için özel sektör işverenlerine 2008 yılında 5 puanlık prim indirimi getirildiğini,
SGK tarafından 22.01.2015 tarihinde yayınlanan (63665751/20702/421694 sayılı) Genel Yazı'da eğitim kampüslerinde yer alan okullar dâhil Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve eğitim kurumlarında kurulan okul aile birliklerinin SGK tarafından kamu işyeri sayılarak beş puan teşvikinden yararlandırılmayacağını,
Ayrıca SGK yönetiminin okul aile birliklerinin yararlandığı teşvikleri yersiz yararlanılan tutarlar olarak değerlendirilerek yararlandıkları teşvikleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edeceğini açıkladığını,
Özellikle 7 Haziran seçimleri öncesinde okul aile birliklerinin 'özel sektör olduğu gerçeğine' rağmen, SGK tarafından beş puan primlerinin faiziyle iadesinin istenmesi velilerle okul aile birliklerini karşı karşıya getirecek planın bir parçası olduğunu,
Eğitim barışına darbe vuracağı gibi bütün Türkiye'de aileler nezdinde olumsuzluk oluşturacağını, dahası velileri hükümet aleyhine kışkırtacak bu düzenlemenin PARALEL TERÖR ÖRGÜTÜ'nün amacına hizmet ettiğini,
Burada amaç aileleri AK Parti hükümetine ve siyasi iktidara karşı kışkırtmak olduğunu,
Okul ile aile arasında bütünleşmeyi gerçekleştirmek, veli ile okul arasında iletişimi ve iş birliğini sağlamak, eğitim ve öğretimi geliştirici faaliyetleri desteklemek, okulun ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin eğitim ve öğretimle ilgili zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan okula aile birliklerinin bir kamu işyeri olarak değerlendirilmesi ve teşviklerinin iptal edilmesinin bir 'HUKUK CİNAYETİ' olduğunu yazmıştım.
Yazımla ilgili olarak başta konuyu çok iyi kavrayan mali müşavir ve avukatlar olmak üzere birçok okurumuzdan destek gelmişti.
Bu yazıma okurlarımızdan destek gelirken, SGK yönetiminden de maalesef en küçük bir açıklama gelmedi.
Bir kurum düşünün ki, bu kadar önemli olan ve milyonlarca aileyi ilgilendiren bir karar alıyor ve bunun arka planı deşifre olduğunda en küçük bir tepki veremiyor. Sadece cılız bir sesle paralel medyanın kalemşörleri itiraz ediyor. Burada paralel kalemşörlerin itiraz etmesinden ve yazımızı eleştirmesinden de anlıyorum ki, doğru bir tahlil yapmışız, arı kovanına çomak sokmuşuz.
Tam da 7 Haziran seçimleri öncesinde bu şekilde bir işlem yapılmış olmasının tamamen seçimlerde AK Parti'yi zor durumda bırakmaya yönelik planlı bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
Burada SGK'daki iyi niyetli bir kısım bürokratı tenzih ediyorum. Ancak görünen köy kılavuz istemez ve yapılan uygulamanın amacının 7 Haziran seçimlerinde AK Parti'yi zor duruma düşürmek olduğu açıkça görülüyor.
Veliler tedirgin
Okurumuz Mehmet Ali Demircan aynen; "22.01.2015 tarihli genelge ile SGK okul aile birliklerinin statüsünü değiştirerek özel olan işyeri statüsünden kamu işyeri statüsüne alarak yazınızda belirttiğiniz üzere hukuk cinayeti işlemiştir.
Her ne kadar 6552 sayılı yasadan faydalandırılması için ivedi dese de bu yazılar bize 23.02.2015 tarihli kurum ekli yazısı ile gönderilmiştir.
'Bildirgesini göndermiş oluğum 2 adet okul aile birliğinin yaklaşık 40'ar aydan 80 adet iptal ve ak ile teşvik iptali söz konusudur. Okul aile birliklerinin maddi durumu bildiğiniz üzere çok kötü ve yaklaşık 2.500-3.000 TL tutarındaki bu külfeti de karşılayamayacaklardır.
Bu konuda tavsiye edebileceğiniz bir yöntem olup olmadığını öğrenmek (dava açma dahil) ve kuruma karşı bu dayatmacı politikayla uğraşmak konusunda yardımlarınızı rica ediyorum" demiş.
Yine bir diğer okurumuz Kenan Yatıkçı da aynı konuda "Ben de okul aile birliğinde görev alan bir veliyim. Konuyu ele aldığınız için teşekkür ederim, bizden de geriye dönük primler istendi, dava açmayı düşünüyoruz. Sizin bir tavsiyeniz olabilir mi" diyor.
Öncelikle 14 Şubat tarihli yazımızın arkasında durduğumuzu buradan tekrar açıklamak istiyorum.
Olayın detaylarına bakıldığında, okul aile birliğinin ne olduğunun ve nasıl çalıştığının SGK'daki iyi niyetli bazı bürokratlar tarafından bilindiğini, kamu kurumu sayılmasının mümkün olmadığı görüşünde olduklarını biliyorum.
Bu sağduyulu idareciler tarafından yapılan itirazlar dikkate alınmaksızın maalesef, SGK Hukuk Müşavirliği'nin mütalaası doğrultusunda okul aile birliklerinin kamu kurumu sayılarak beş puanlık prim teşviklerinden yararlandırılmaması ve geriye dönük olarak da faiziyle birlikte iade alınması yoluna gidilmesinde art niyet arıyorum.
ÇÖZÜM SGK'DA
Şu an SGK, tuzağın ortaya çıkması sonrasında topu ne yapacağını şaşırmış durumda. SGK tarafından Maliye Bakanlığı'na bu konuda görüş sorulmuş olup, Maliye Bakanlığı'nın milyonlarca aileyi yakından ilgilendiren bu konuda umarız sağduyulu davranmasını bekliyoruz.
Normal şartlarda devletin yapması gereken okulların temizlik vb işlerinin veliler tarafından okul aile birlikleri kanalıyla yapılmış olması, bu işlerin kamu kurumu olması anlamına gelmediğini, devletin buraya bir para-kaynak aktarmadığını belirtmeliyiz. Tamamen velilerin imece usulü ve aralarında topladıkları bağış ve paralarla okulun temizlikçi-hademe ihtiyaçlarını karşıladıklarını ve esasen de bunun kamu kurumu niteliğinde bir yapı olmadığını, dolayısıyla devlet teşviklerinden yararlandırılmama kararının yanlış olduğunu belirtmeliyiz. Umarız Maliye İdaresi de SGK'nın hukuksuz ve tamamen art niyetli görüşlerinin yanlışlığını görür ve oyuna gelmez. Eğer yanlış bir karar alınırsa milyonlarca veli ve aile bundan zarar görecek, mahkemelerin iş yüküne 10 binlerce dosya daha ilave edilecek, kamu kaynakları israf edilmiş olacak.
Bu arada olan da gariban veliye olacak. Bu durumda da her bir okul aile birliğine yüzbinlerce liralık geriye dönük prim farkları ve faizleri istenecek. Türkiye'de 75 binden fazla okul olduğu dikkate alındığında okul aile birlikleri velilerden toplanan paralarla hademe-temizlikçi ücretlerini ödeyen ve kamu ile ilgisi olmayan birimlerdir. SGK yönetiminin hemen yeni bir genel yazı yazarak bu hatayı düzeltmesi, okul aile birliklerinin kamu kurumu sayılması ve SGK prim teşviklerinden yararlandırılmaması yönündeki hukuksuzluğu ortadan kaldırması gerekmektedir.