Vatan mı İstediniz?
Milletimizin başı sağolsun!
Daha kaç şehit vereceğiz. Daha kaç anne ağlayacak. Ve daha ne kadar aramızda dolaşan bahçemize, mezarlığımıza bomba gömen kalleşlerle beraber yaşayacağız. Ne zaman ayırt edeceğiz teröristi ve vatanseveri onlar yüksek sesle saflarını belli etmediği sürece. Biz değil miyiz Kürtle aynı mahalleyi aynı okulu aynı kaderi paylaşan. Bizler değil mi milli maçlarda aynı sloganlarla kol kola girerek dünyaya milli bağlılığımızı gösteren. Neyi paylaşamıyoruz ha toprak mı kan mı istediğiniz? Bekleyin masum vatandaşlar arasına karışmış isyancılar, sizlere vereceğiz vatanı!
Devlet yetkilisi çıkıyor diyor ki silah ve sayı olarak bizden güçlüydüler. Bu ne demektir. Bu nasıl bir acizliktir. G20 üyesi, güçlü ordusu, 75 milyonluk nüfusu bulunan, böyle bir devlet bu durumda nasıl kalabilir? Her şehirde banliyö misali yükselttiğiniz konutlar yanında şu sınır karakollarını yapmayı ne zaman düşüneceksiniz? Efendim yapılıyormuş ta, yok bir kısmı yapılmışta. insanlar ölüyor efendiler, asker ölüyor neyin peşindesiniz? Bıktık artık bilin. Bıktık "Terörle mücadelemiz kararlılıkla sürecek" mesajlarınızdan. Somut adımlar bekliyoruz. Umudunuzu Barzaniye bağlayacak kadar çaresiz olamazsınız. Dün bizim pasaportumuzla yurtdışına çıkan bu adamların gözünün içine bakacak, onlardan medet umacak bir devlet büyüğünü saymıyorum bilin. Medet umulan adamın o dağdaki kalleş pkk militanından farkı ne? Yardımı olacakmış, üzülüyormuş mış muş...
Terör artık meşru bir hal almaya başladı. Beni üzense sanal ortamlarda rastgele göz attığım bazı sitelerde normal vatandaş olarak nitelendirdiğimiz şahısların militan gibi davranarak vatanımıza ve milletimize sözlü saldırılarda bulunmalarıdır. Kanımı donduran yorum ve açıklamalara tanık olduğumu belirtmek isterim. Sanırım artık sempatizanlıkla teröristliği de ayıracak net bir çizgi kalmadı açık görülüyor ki. Sözleri kalaşnikof mermisi misali kulaklarıma çarpıyor. "Nereye doğru gidiyoruz diyorum kendi kendime?" O yeni doğmuş beşikteki masum bebekten başlıyor, karşı görüşteki onu doğuran kutsal anadan. Bu hale mi gelecektik diye soruyorum kendi kendime?
Diyorum ki; "Avrupanın ülkemi zayıflatmak için desteklediği, dernekler kurdurduğu, aleni şekilde destek verdiği, televizyonlarında yayın izini verdikleri, ülkemizde ekmek yiyerek her türlü imkana sahipken ekmek yediği kaba pisleyen, masum vatandaşları çoluk çocuk, yaşlı genç demeden acımasızca katleden ve adına da özgürlük mücadelesi diyen, mecliste temsilci grubu bulunan ve hala insan haklarından ezilmiş olmaktan bahseden, silahlı saldırı yaparak huduta namusa saldırarak hudutsuz namussuz olduğunu açıkça belli eden, ekonomik gücü yapmış olduğu kaçakçılıktan uyuşturucudan ve gönüllü, gönülsüz topladığı haraçlardan milyonları bulan, sempatizanlarının doğduğun büyüdüğün şehirde askerine vatanına Atana hakaret ettiği aleyhine mitingler düzenlediği ve slogan attığı, sen bağırırken faşist olduğun onlar bağırdığında hak mücadelesi dedikleri" vaziyete yanmamalıyım. Süreç üzülerek söylüyorum ki vatandaşların birbirini boğazlayacağı bir duruma doğru yol alıyor. Sanmayın ki demokratik çözüm, çözümü beraberinde getirecek. İsteği yerine getirilen bir çocuk, elindekini unutarak diğer gördüğünü de ister ya işte tam böyle olacak. Birtakım çevrelerde hala çözümün olacağı düşüncesi içerisindeler. Çok beklersiniz...
Ben o çözüm olacağına inanan, çıkarcı, satılmış, riyakar sözde aydınlardan değilim. Ve biliyorum ki ülkem üzerine oynanan oyunlar ufak değil artık büyük oyunlar. Bıktık artık televizyonlarda milletimiz, devletimiz aleyhine konuşan at koşturan tipleri izlemekten. Eğer sizlerin ifade özgürlüğünden, insan haklarından kastınız buysa, ben bu ülkedeki bütün hak ve özgürlüklerimden vazgeçiyorum. Dokunmayın artık toprağıma, dokunmayın askerime, dokunmayın bayrağıma. Bu ateş bizleri yaktığı kadar gün gelecek sizleri de yakacak. Hem de hiç ummadığınız kadar derinden, göreceksiniz.
Vatan mı istediniz? Alacaksınız....
