Valiyi Kim Uyardı? Yada Vali Neden Geri Adım Attı?
Bazen önünüze gelen bir konuyu hangi ucundan tutacağınızı bilemiyorsunuz.
Yıllarca duymuşsun, yazmışsın, izlemişsin. Sonra her şey unutulmuş. Ve aniden bir bakarsın yüzlerce söze karşın, arpa boyu yol alamayan konular yeniden karşına çıkar. Açıkçası, son olarak çiceği burnunda valimizin, meşhur Sümerbank arazisi ile ilgili zik zaklı açıklamaları böyle düşündürdü beni… ‘Vali yeni, ne çabuk zik zaklar çizmeye başladı’ diye düşünebilirsiniz, lakin kendileri kenti ancak tanıyacaklar. Sümerbank arazisi de Sayın Valimize epey bir deneyim kazandırmıştır herhalde…
***
Önce biraz geçmişe gidelim. Muhtemel tarih, yaklaşık bir buçuk yıl öncesi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Gavur İzmir bizim olacak” talimatının ertesi zamanları. İki bakan nöbet devir teslimi yapar gibi İzmir’i birbirine emanet edip gidiyor. Özellikle sürprizli geliyorlar İzmir’e. Kucaklarında gözalıcı vaatler… Bakan Binali Yıldırım yatırımcı bakanlığa sahip olmanın bereketiyle milyon dolarlık müjdeler veriyor. Alsancak liman yatırımları, lojistik köy, Çandarlı Limanı kurulması vs. Bakan Günay’ın işi daha zor haliyle. Az parayla, bir Çeşme projelerini açıklıyor, bir de bir türlü İzmir’e kent müzesi yapamayan Büyükşehir Belediyesi’ne bindiriyor; “Daha fazla bekleyemeyiz, Mega müzeyi biz yapacağız.” O sıralar, komşu Yunanistan görkemli Akropolis müzesini yeni açmış, büyük sükse yapmış. Bizde de taraflar, 'Mega Müze' adıyla bilinen 'Ege Medeniyetler Tarihi Müzesi' için benzer bir sükse peşinde.
***
Doğrusu ben de, her gittiği Avrupa ülkesinde, müzelerine, kültür saraylarına hayranlıkla bakan bir gazeteci olarak hayli ilgiliyim konuyla. Başkanla, bakanla konuşuyorum. Sanki bizler, kamuoyu, sıkıştırırsa daha hızlı karar alacaklar! Uzatmayalım… Aklımda kalan son görüşmeler şöyle; Aziz Başkan, uzun değerlendirmeler sonucu mega müze için en uygun yeri Agora ile bütünleşmesi açısından Mezarlıkbaşı’ndaki katlı otoparkın bulunduğu alan olarak gösteriyor. Bakan ise İzmir’i tanıdıkça keşfettiği Sümerbank arazisinden söz etse de hevesi uzun sürmüyor. Belki de böyle bir araziyi bir AVM projesine bırakmanın daha uygun olacağını düşünerek yeni yer açıklıyor. “Bürokratlarımız uzun süren incelemelerini tamamladı ve en ideal yerin tam bir kültürel hazine olan Kadifekale yamaçlarında antik tiyatro ile Agora arasında kalan arazi olduğuna karar verdik. Mega müzeyi burada yapacağız, Büyükşehir Belediyesi de sıcak bakıyor.”
***
Hakikaten Büyükşehir Belediyesi de müze için bu alan üzerinde yoğunlaşıyor. Çalışmalar nihayet başlayacak… Nerede... Siyaset bu, sular hızlı aktı. Ertuğrul Bey, adı zaman zaman kulislerde Büyükşehir Başkan adayı olarak geçen sade bir milletvekili şimdilerde… Peki yazının başlarında söz ettiğimiz Vali bu konunun neresinde?
***
Kültür Bakanlığı'nın o zamanlar bu araziye göz koyduğunu bilemeyen hatta daha önce tahsis talebi olduğunu göze almayan Vali, “Bütünşehir Kanunu'na göre kapanacak olan İl Özel İdaresi’nin mallarının paylaştırılması sürecinde Sümerbank’ın da değerlendirilmesine karar verdi. Oysa konuya vakıf eski Vali Kıraç, Büyükşehirin talebinin, İl Özel İdaresi gündemine gelmesine izin vermezken, Toprak yaşananların farkında değildi. Büyükşehir Belediyesi bu ortamdan yararlanarak İl Genel Meclisi’nden arazinin kendilerine devrini istedi. 20 yıllık devir yapıldı. Ve bomba patladı.
***
Kültür Bakanlığı (Muhtemel Sayın Günay’ın uyarıları üzerinedir, Yeni Bakan da bu projeden bihaber çünkü) Vali Toprak’ı uyardı. Vali de kendisine göre bir gerekçe buldu tabii; “Arazinin içinde tescilli yapılar var, Bakanlık'tan onay alınmalı” Tesadüf o ki, "Ayakta bile zor duran tescilli binalar" mazeret yapılmaya çalışınca çöktü. Ortada mazeret kalmayınca Sayın Vali, dayanamadı, ağzından çıkarttı baklayı. “Bu arazi Kültür Bakanlığı’nın hakkı…” Neden? Büyükşehir Belediyesi de bu alanda müzeler, turistik alanlar yapacaklarını hatta otel alanı olarak işaretlenen kısmı Bakanlığa bırakacağını açıklamıştı oysa... Olur mu, böyle bir alan merkezi iktidarın tekelinde kalmalı… İşin içinde siyaset olunca, ‘neden’in ne önemi var… Sonuç esas… Ve görünen özet şu; Siyaset düzleminde, merkezi iktidar baskısıyla Valiler de işte bir anda madara duruma düşüverir!....