Vali’nin Cevabına Muhtaç Soru…
Vali, devletin temsilcisi, hükümetin görevlisidir.
Gazeteci, milleti ilgilendiren konuları toplar, haber yapar.
Vali ile gazeteci birbirini tamamlar.
İyi ilişkilerle kamu adına çalışır, bazı bilgileri paylaşırlar.
***
İzmir’de çok vali ile çalıştık, kendilerini tanıdık.
***
Mesela…
Turgut Eğilmez, sert bir bürokrat gibiydi.
Ama gazeteciyi arabasına alırdı.
Necdet Calp, kapısı her daim açıktı.
Çaycısı boş durmazdı.
Hüseyin Öğütcen; gazetecisiz bir yere gitmezdi, “ Neyim var ki saklayayım?” derdi.
Buraya kadar olanları rahmetle anıyoruz.
Vecdi Gönül’ü telefonla ara, 15 dakika sonra mutlaka geri dönerdi.
Nevzat Ayaz, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı rahmetli İsmail Sivri’ye derdi ki; “ Varsa şikâyet, lütfen benim adıma hallet”
Kutlu Aktaş, validen öte arkadaş.
Her Salı günü aksatmaksızın halk günü yapar.
Derdi olanı dinler, çözerdi.
Otur yanına o konuşurken, sen olayları öğrenirdin.
Gizlisi, saklısı olmazdı.
Kemal Nehrozoğlu Valim, toplantı öncesi gazetecilere bakar, “Eksiğimiz var mı” diye sorardı.
Aladdin Yüksel, bir yere gidecek mi, önce basın arabası hazırlanırdı.
Yusuf Ziya Göksu’nun adeta cebinde basın kartı eksikti. Meslekten biri gibiydi.
Oğuz Kaan Köksal, diğerlerine oranla kapalıydı ama uzak durmaz, soruyu cevapsız bırakmazdı.
Cahit Kıraç, gazetecilerle tavla bile oynardı.
***
İzmir’in son valisi Mustafa Toprak.
Sosyal, konuşmayı seviyor, her telden, her demden fikrini beyan ediyor.
Ama hakkındaki iddia ilginç.
***
Eğer bir gazeteci kendisiyle görüşmek isterse…
Önce vilayete başvuracak.
Kendine form verilecek, doldurulması istenecek.
Adı, soyadı, gazetesi, adresi, telefonu…
En son altına önemle yazılacak.
“ Şu konuda, böyle bir sorum var…”
Görüşmek için randevu istediği tarihi bildirilecek.
Anlaşılıyor ki…
Uygun görülürse, gazeteye karşılık verilecek.
***
Şakası bir yana…
Dört aydır bu yöntemle bekleyen gazeteciler varmış.
***
Demokrasinin eşiği, beşiği İzmir’in Valisi Mustafa Toprak…
Samimiyetle bu iddiayı cevaplandırmalıdır.
Yanlışsa; gazetecilerin asparagasıdır.
Doğruysa; yapılacak bir şey yoktur.
***
Yoktur, çünkü…
Basın, artık demokrasinin dördüncü kuvveti değil…
Gücü, cemiyetiyle resmen tırışkadır!
***