Vakti Zaman Ve Bu Zaman..
"Geçmiş geleceğin aynasıdır" derler!
"Kişi 7'sinde ne ise 70'inde de odur!" derler!
İstisnai durumlar hariç, bence bunlar günümüzde de güncelliğini koruyan değerli sözler...
Günümüzde "Ali beyin pehlivanı" çok!
Sırtı yerden eksilmeyen, göbeği her zaman gökyüzüne dönük pehlivanlardan söz ediyorum! Bunlar ne kadar yenilirse yenilsin, güreşlerin baş pehlivanıdırlar! Çünkü Ali beyin gazlamasıyla kendini meydanın ortasında bulurlar! Bu defa, bu defa, bu defa der amma hiç bir defasında da sırtları yerden kalkmaz.
*****
Vakti zamanında köylü tavukların yumurtasıyla karın doyurmaya çalışırken, kümeslere bir çakal dadanmış ve kendine et ziyafeti çeker olmuş! Zar zor yumurtayla karın doyurmaya çalışan köylüye çakalın yaptıkları, tavukları bir bir mideye indirmesi tam bir işkenceye dönüşmüş. Fakat köylünün o devirde çakalın hakkından gelmesi mümkün olmamış...
Çakal insan kılığına girerek bir gün köylüyü ziyarete gelmiş. Hal hatır sormuş ve geçimlerini nasıl sağladıklarını sormuş! Köylü tavukları yiyen çakaldan söz etmişler ve bir türlü kurtulamadıklarını söylediklerinde kılık değiştiren çakal; "-o zaman tavuklarınızı bana emanet edin bakın nasıl o çakalı yakalayıp size teslim edeceğim" demiş! Köylü inanmış ve kabul etmişler.
Aradan günler geçmiş ve var olan tavuklar da bir bir kaybolmuş. Bakmışlar ki bu arada çakal semizleşmiş ve ilk geldiği günden çok farklı bir bünyeye sahip olmuş! Sebebini soran bir köylüye çakal; -" bu kulağınıza küpe olsun. Öyle önünüze çıkan her çakala inamayın. Aşınızı, işinizi ona terketmeyin. Ben öncesinde de tavuklarınızı yiyordum amma korkarak yiyordum! Beni içinize aldıktan sonra rahat rahat yemeye başladım. Şişmanlamam ondandır. Amma siz bunu hala anlayamadınızsa benim size bir başka öğüdüm daha olacak! Beni köyün muhtarı yapın. Bakın, yediğim tüm tavuklarınızın yerine yenilerini alıp koyacağım. Ne dersiniz?" dediğinde akıllanan köylü; "tavuklarımızı sana teslim ettik durumumuz ortada. Şimdi muhtar olursan başımıza kim bilir neler gelecek?" diyerek hücum eder köyden kovarlar.
Sözün Özü!
Yazıda saklı değil mi?