content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

11 May

Uyarı ve Armağan (III)

“Aynı şekilde 57. Madde'de “Heyetlerin (Heyeti Ayan ve Heyeti Mebusan) müzakeratı lisan-ı Türki üzere cereyan eder” hükmü yer almaktadır. 68. maddede “Osmanlı tebaası olmayan, ecnebi hizmetinde olan ve Türkçe bilmeyenlerin” heyetlere seçilemeyeceği hükme bağlanmış, yeniden aday olabilmek için “Türkçe okumak ve mümkün mertebe yazmak şart olacaktır” hükmü yer almıştır.

Bu gerçekleri görmezlikten gelenlerin tarih tahrifatçılığı tescillenmiştir.

Bir başka tarih yalanı da Türklük kavramının 1924 Anayasasıyla ihdas edildiği iddiasıdır. Halbuki TBMM 1-2 Kasım 1922 tarihli kurucu Anayasa hükmündeki 308 numaralı kararında “Birkaç asırdır saray ve Bab-ı Âli'nin cehalet ve salahati yüzünden devlet azim felaketler içinde müthiş bir surette çalkalandıktan sonra nihayet tarihe intikal etmiş bulunduğu bir anda Osmanlı İmparatorluğu'nun müessis ve sahibi hakikisi olan Türk Milleti Anadolu'da hem harici düşmanlarına karşı kıyam etmiş, hem de o düşmanlarla birleşip millet aleyhine harekete gelmiş olan saray ve Bâb-ı Âli aleyhine mücadeleye atılarak TBMM ve onun hükümet ve ordularını biteşkil harici düşmanlar saray ve Bâb-ı Âli ile fiilen ve müsellehan ve malum müşkilât-ı şedide ve mahrumiyet-i elime içinde cidale girişmiş ve bugünkü halâs gününe vasıl olmuştur.

Türk milleti saray ve Bâb-ı Âli'nin hıyanetini gördüğü zaman Teşkilât-ı Esasiye Kanunu isdar ederek onun birinci maddesi ile hâkimiyeti Padişahtan alıp bizzat millete ve ikinci maddesi ile icrai ve teşrii kuvvetleri onun yed-i kudretine vermiştir. Yedinci madde ile de harp ilânı, sulh akti gibi bütün hukuk-ı hükümraniyi milletin nefsinde cem eylemiştir. Binaenaleyh; o zamandan beri eski Osmanlı İmparatorluğu tarihe intikal edip yerine yeni ve millî bir Türk Devleti yine o zamandan beri Padişahlık merfu olup yerine TBMM kaim olmuştur.” ibarelerini tarihe silinmez harflerle kazımıştır.

Batıda bazı sapkın çevrelerde görülen ırkçılığı Türk Milliyetçiliği'ne yöneltmek aşağılık bir işbirlikçiliktir. Türk Milliyetçiliği'ni ırkçılıkla suçlamak bir nefret suçudur ve milleti tarih içinde aşılan geri yapılara doğru çözme amaçlıdır. Türk Devleti'nin kimliğini tartışanlar, yönleri emperyalizmin Sevr'ine ve 1071 Bizans'ına dönük olanlardır. Ayetleri eksilterek, Hadis'lere ekleme yaparak bu gerçekler örtülemez, olsa olsa sahiplerini kutsalların tahrifçisi yapar.

Milletimiz kaygı ile izlediği ve bilinç ile kaydettiği her türlü hukuksuzluğun hesabını elbette soracak kararlılığa sahiptir. Milletteki kaygının temel sebeplerden biri, kendi hukuk dışı konumları tescillenenlerin TBMM üyelerini de aynı gayrı meşru zemine çekme gayretleridir.

TBMM'nin Anayasa değişikliği yapma yetki ve sınırları TC Anayasası'nda açıkça belirlenmiştir. TBMM elbette yeminlerine onurla bağlı üyeleri eliyle yasama organını kendi meşruiyetini çiğneyecek konuma düşürmeyecektir.

1971'de Anayasanın 147. Maddesi'ni bizzat kaleme alan, Partilerarası Anayasa Komisyonu'nun başkanı olarak, şanlı TBMM'nin değerli üyelerinin milletin verdiği kutsal yetkiye hiçbir gücü ortak etmediğinin ve kendi tercihlerini hukuk çizgisinden asla taşırmama kararlılığının tanığıyım.

Milleti şerefle temsil edenlerin kopamayacakları öncelikli ilke, yeminlerine sadakattir.

Bunun yerine getirilmediği süreçlerde, vatandaşın millet, ülke ve devletine sadakati devreye girer.

Sizlerin de yüce Türk Milleti'nin beklediği gibi TBMM'nin tarihsel bilincini gelecek kuşaklara şerefle aktaracağınızdan kimse şüphe edemez.

Bu kutlu günde başta TBMM'nin kurucusu ve ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere ebediyete uğurladığı bütün millet temsilcilerini rahmetle anıyorum. Yaşayan bütün parlamenterlerimize esenlikler diliyorum.

En yürekten saygılarımla,” ...//...

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank