Utanç Verici Bir Tablo
Utanç verici bir tablo Tarih : 2011.12.17 1977 yılından bu yana, yaklaşık 35 yıldır, devamlı olarak, yazıyorum. Önce, Ekonomik RAPOR gazetesinde; sonra da Türkiye/Yeni Asır/Dünya ve GÖZLEM gazetelerinde yazdım.
Türkiye’nin, çok sayıda şehrinde, çok sayıda konferans/sohbet/panel tarzı konuşmalarım oldu. Hep demokrasiyi savundum. Devamlı olarak, TBMM’nin saygınlığına gölge düşürülmemesi gerektiğini ifade ettim.
Daima, anti- demokratik davranışlara/darbelere/darbe teşebbüslerine, karşı çıktım. Ülkede, tek yetkili merciin TBMM olması gerektiğini ifade ettim. Aslında, ülkesini seven/ demokrasiyi benimsemiş herkes, aynı davranışı gösterdi. TBMM’nin saygınlığını savundu. Peki ama, ey Sayın Milletvekilleri; -Asıl titiz davranması, TBMM üzerine toz bile kondurmaması gereken sizler değil misiniz? -Son şike kanunu değişikliği ile ilgili olarak yüzünüz kızarmıyor mu? Vicdanınız sızlamıyor mu? Utanç duymuyor musunuz? Bu kadar çabuk karar değiştirmekten, ahlaksızlığa prim vermekten, çetelere destek olmaktan, her türlü kanunsuzluğun önünü açmaktan, Türk futbolunu ahlaksızların eline teslim etmekten, mutsuz olmuyor musunuz? (Oylamaya katılmayan ve red oyu veren 70 i AKP’li -200 milletvekiline teşekkür ediyorum. Kendilerini kutluyorum.) Değerli meslektaşım, Sayın Kılıçdaroğlu/Sayın Bahçeli ve Sayın Başbakan, nasıl oldu da, bu utanç tablosuna destek verdiniz? Zaten hızla dejenere olan Türkiye’de, bu yozlaşmayı daha da hızlandıracak bir oluşumun önünü açtınız? Futbol lobileri, çeteler, şikeciler, bu kadar mı güçlüler? Kara para sahipleri, Ergenekoncular, gözünüzü çok mu korkuttu? Bundan sonra, halkın önüne nasıl çıkacak; dürüstlük ve fazilet üzerine nutuklar atabileceksiniz? Bu olay, TBMM’nin itibarına indirilmiş, en büyük darbelerden biridir.
Tam bir yüz karasıdır. Zaten, tam bir bataklık olan profesyonel futbolun idam fermanıdır. -Niçin bu kadar taviz verilmektedir? Niçin; çeteleşmeye, baskılara, amigo terörüne, vergi kaçakçılıklarına, menajer rezaletlerine, her türlü çıkar ilişkisine, denetimsizliğe, naylon fatura ticaretine, transfer tezgahlarına, velhasıl milyarlarca Dolarlık rantın döndüğü bir ahlaksız ve iğrenç ortama, göz yumulmaktadır? -Niçin, kulüp başkanları ve yöneticileri, devlet ihalelerinde bu kadar kayırılmaktadır? Niçin, kendilerine dokunulmazlık zırhı verilmektedir? Bunların gücü nedir? Amaç, oy avcılığı mıdır? Bu yöneticilerin gücü ve yüreği varsa, aday olsunlar.
Boylarının ölçüsünü de alsınlar. -Niçin, saçı bitmemiş yetim hakkı olan kamu (özellikle belediye) kaynaklarının, bu kulüplere akıtılmasına; her türlü imar ve ihale rezaletinin irtikap edilmesine göz yumulmaktadır? -Niçin, ciddi denetimler yapılmamakta, muazzam vergi kaçakçılıklarına göz yumulmakta, hatta inanılmaz tavizler verilmektedir? Bu yürek yakan tabloya bakıp da, Türkiye’de demokrasinin varlığından bahsetmek, mümkün olabilir mi? TBMM’nin saygınlığı-gönül rahatlığı ile-savunulabilir mi? Bu tavizlere rağmen, Türk futbolunun kalitesinden/başarılarından bahsetmek mümkün müdür? Ülkede, zaten hukuk düzeni yoktu, bu sayede iyice yozlaştı. Yapanın, yaptığını yanına kar koyan düzen, daha da güçlendi. Meydan, ahlaksızlara kaldı. Ben, bu durumu kabul edemiyorum. Her ortamda, tepkilerimi ortaya koyuyorum. Sevgili halkımızı da, sesini yükseltmeye, davet ediyorum…