Ünye Ticaret Odası “Cengâverler Odası” mı?
Bugünlerde üst üste Ünye Ticaret Odası ilgili yazılar yazıyorum, böylesine tesadüf az görülür. Yine bu haftaki konum Ticaret Odası üzerine olacak. Geçen hafta ticaret odasında Ünye Belediyesi Yapı Denetim Kanunu ilgili iki gün seminer verdi. Seminer de ayrıca yazı konusu ama bundan önümüzdeki haftalarda bahsedeceğim. Ticaret Odasının salonu gayet güzel tasarlanmış, düzenlenmiş.
Bu konuda ilgilileri buradan tebrik ederim. Lakin… Salonun her iki duvarına asılan fotoğraf ve resimler Ünye’de ticari zihniyeti ve ticaretin algılanmasına ışık tutacak cinsten(!) Duvarın bir tarafına Ünye’nin çeşitli eski fotoğrafları büyütülerek boydan boya asılmış. Odanın diğer tarafına ise (İstanbul’un fethi, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi) milli tarihimizin çeşitli zaferlerini konu eden tablo ve resimlerin tıpkıbasımı ile Mimar Sinan’ın bir portresi asılmış. Yine giriş kapısının yanındaki duvara Atatürk’ün tüccarlarla ilgili bin dokuz yüz yirmi üçte söylediği kabul edilen bir veciz(!) sözü yazılmış.
Muhtemelen daha sonraki işgüzar ülke yöneticileri tarafından uydurulmuş bir söz olsa gerek. Zira bu tarihte kurtuluş savaşı daha yeni bitmiş, cumhuriyeti kurma çalışmalarından ve diğer talaşalı işlerden fırsat bularak Atatürk’ün böyle bir söz söyleyeceğini zannetmiyorum. Ama okuyucularım arasından Atatürk’e “insanüstülük” atfedip “neden olmasın?” gibi bir itiraz gelecek olursa benim için güzel bir yazı konusu olur.
Konumu dağıtmak istemem, demiştik ki bu günkü konum “ticaret odası” Salona girip duvardaki bu resimleri görünce şaşırdım doğrusu. Üç konuda şaşırdım, Birincisi, bu resimlerin ticaretle alakalı olmasını ve hatta Ünye ticareti ile alakalı olmasını beklerdim. İkincisi ise hiç olmazsa yerel tarihimizle ilgili resimler olsa idi. Üçüncüsü ise yine hiç olmazsa hep eski Ünye resimleri yerine biraz da günümüz Ünye’sinden fotoğraflar olsa idi. Ticaret nedir? İnternete girip bilimsel karşılığına bakmadan, ticaret denilince ilk aklımıza geleni yazalım.
Ticaret” bir malın şahıslar veya kurumlar arasında bedel karşılığı el değiştirmesidir” diye aklıma geliyor benim. Yani ticaretin milliyeti olmaz kişileri olur. Düşmanı olmaz rakibi olur. Ticaret erbabı doğası gereği insancıldır, ticaret yaptığı kişinin dost mu düşman mı ya da Ermeni mi, Rum mu, İngiliz ya da Fransız mı diye bakmaz. Onun tek baktığı şey, karşısındakinin dürüst mü, sahtekâr mı olduğudur.
Dolayısıyla Ünye Ticaret Odasındaki bu savaş sahneleri ile dolu resimler neye hizmet eder? Eğer gaye tüccarın milli bilinçlenmesini sağlamaksa bu ticaret odalarının vazifeleri arasında değil. Kaldı ki milli bilinci olan tüccarın iyi tüccar olduğu yönünde bilimsel veriler henüz keşfedilmedi.
Eğer gayeniz otoriter devler zihniyetine paralel olarak tüccar üzerinde siyaseten otorite kurmak isteniyorsa, o zaman size geçmiş olsun siz sadece orada “oda” olarak kalırsınız. Kısaca, Ben Ticaret Odası’nın yerinde olsam toplantı salonumun duvarlarını Ünye’de ticaretin tarihi süreci, gelişimi ve gelişmişliği ile ilgili resim, fotoğraf ve rölyeflerle bezerdim. Hiç olmazsa Ünye’de ticaretin ne kadar gelişmiş(!) olduğunu anlatma fırsatım olurdu
Yakup HALICI yakuphalici@gmail.com