Ulusal/Milli Ekonomi Çöküyor mu?
AKP; 9 yıllık icraatlarını; "Alnımızın Akıyla 8.5 Yıl" isimli kitapta toplayıp, her yere dağıttı. Ekonomi bölümünde, İhracatı tam 4 kat artırdık şeklinde açıklama var. İthalat Rakamlarından hiç bahsedilmiyor. Tek kelime yok. Yapılan hizmetler ve faaliyetler, bol görsel destekli mizanpajla seçmenin bilgisini sunuluyor.
2002'de neydi, 2010'da ne oldu?
Aslında ihracat-ithalat rakamları hep birlikte analiz edilen, en temel istatistikî veriler. Ekonomistlere göre, ihracat kadar ithalat da önemli. İhracatta kırılan rekorları anlatıyorlar. Ama asıl rekor, ithalatta kırılıyor. Fakat nedense, bundan hiç söz eden yok.
Kitapta çok büyük bir yanlış var. İhracatı tam 4 kat artırdık diye büyük puntolara başlık atılmış. Altına da, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatı, tam 4 kat artırdık ve 2010 yılında 114 milyar dolara yükselttik ifadesi eklenmiş. Basit bir bölme işlemi yapan, ihracatın 4 kat değil 3.1 kat arttığını rahatça hesaplayabilir. Aradaki yanılma payı farkı 0,9. Tam bir skandal.
Öncelikle AKP'nin kitapçığa almaya cesaret edemediği ithalat rakamları, 8,5 yılda gelinen vahim tabloyu ortaya koyuyor. 2002 de 51.5 milyar dolar olan toplam ithalat, 2010 da 185,5 milyar dolara yükselmiş. Yani 8,5 yılda tam 3,6 kat artış yaşanmış. Yine 2009 a göre artış oranı ise yüzde 31,6. Bir önceki yıl 140 milyar dolar ithalat yapılmış. Yani ithalatta, artış değil adeta patlama olmuş. Özellikle son 4 yılda rekor üstüne rekor kırılmış.
İthalatın milli gelir içindeki payı 2002 de 22,4 iken, 2010 da 29,4 a kadar yükseldi. İthalattaki patlama, her geçen yıl dış ticaret açığını artırdı. 2002'de 15,4 milyar dolar olan Türkiye dış ticaret açığı, 2010 yılında 71. 5 milyar dolara ulaştı. Açıktaki hızlı büyüme, gelecek için alarm sinyali veriyor.
DTM nin verilerine göre, yurtdışından 98 ana kalem başlığı altında binlerce çeşit ürün ithal ediliyor. 28 ana sektörden 16 sında net ithalatçı konumunda olan Türkiye, yabancı sermaye çekme bahanesi ve dışa açılım politikaları sebebiyle son 8,5 yılda tamamen ithalatçı ülke konumuna düşürüldü.
Tamamen ithalata bağımlı olan sektörlerin başında hampetrol ve doğalgaz geliyor. Pamukta, artık ithalata bağımlı bir ülkeyiz. Hayvancılıkta ise, canlı hayvanla başlayan ithalat, kırmızı ete kadar dayandı. Tarım ürünlerinde ise, her geçen gün çeşit sayısı artıyor. İthalat kalemleri arasında şu ana kalemler var: Kimyasal madde ve ürünler, makine ve teçhizat, kok kömürü ve petrol ürünleri, ana metal sanayisi, tıbbi aletler, optik, saat, bilgi işlem makineleri, linyit, televizyon, telefon, elektrikli aletler, kağıt ve ürünleri, ulaşım araçları, tarım ve hayvancılık, deri, plak ve kaset, ağaç ürünleri.
Türkiye'nin ham petrol, akaryakıt, doğalgaz, petrol gibi enerji hammaddeleri ithalatı, 2002 de 9,2 milyar dolar iken bu rakam 2010'de 38.5 milyar dolara yükselmiş. İkinci sırada kazan, makine ve cihazlar var. Bu sektörde 8,1 milyar dolar ithalat, bugün 21,2 milyar dolara çıkmış.
En çok ithalatın yapıldığı sektörlerden demir ve çelik, üçüncü sırada geliyor. 2002 de 2,9 milyar dolar olan bu sektördeki ithalat, geçtiğimiz yıl 16,1 milyar dolara ulaşmış. Elektrikli cihazların ithalatı ise, 8,5 yılda 4,3 milyar dolardan 14,6 milyar dolara fırlamış.
Kara taşıtları ithalatı, patlayan sektörler arasında bulunuyor. 8,5 yıl önce 2,3 milyar dolar olan bu sektördeki ithalat, şimdi 13,4 milyar dolara ulaştı. Artık yollara, yabancı marka arabalar hakim oldu.
Yanlış politikalar, hayvancılığı bitirdi. Son 2 yıldır yaşanan hayvan krizi nedeniyle, 2002 de sadece 15,9 milyon dolar gerçekleşen canlı hayvan ithalatı, adeta patlama yaparak 333 milyon dolarlık seviyesine ulaştı. 51 bin dolar gibi neredeyse yok denecek miktarda az olan et ve sakatat ithalatı ise fiyatları düşürmek için alınan kırmızı et ithalatı kararıyla 250 milyon dolar seviyesine çıktı. Balık ve deniz ürünleri, ithalatı da 2002 ye göre neredeyse 7 kat artarak 18,7 milyon dolardan 133 milyon dolara çıktı. Pamuk üretiminde aslında iyi bir noktada olan Türkiye, IMF endeksli tarım politikalarıyla pamuk üretimini kendi eliyle baltaladı. AKP iktidarının yanlış politikaları nedeniyle 2002'de 1,2 milyar dolar olan pamuk ve pamuk ipliği ithalatı, 2010'da 3,3 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Siyasi parti liderleri, ekonomistler nelerden bahsediyor?
GünÜN SöZÜ: Borçlu insan kişiliğini, borçlu devlet bağımsızlığını kaybeder.