Ulus Devlet Gerçeği
Nasreddin Hoca sağ olsaydı ona şu soruyu sorardım: 'Hocam, eski sosyalistleri ne yaparlar?' Hoca da muhtemelen bana şu cevabı verirdi: 'Kırpıp kırpıp liberal yaparlar...' Ben de fikir hürriyeti ve piyasa ekonomisi bakımından liberal görüşleri savunuyorum. Lâkin sosyalist dönmesi sözde liberaller ile bunların kuyruğuna takılıp liberallik taşlayan ‘köylü’ İslamcı taslakları, siyaset bilimi konusunda hiçbir bilgiye sahip olmadan malümatfuruşluk etmezler mi, kahroluyorum.
Neymiş efendim? Ezber bozmak lâzımış…Yani, vatan, millet, devlet mefrumlarını dışlayarak ve tu kaka ederek yeni modeller yapmalıymış. Ne modeli arkadaş?’ diye soracak olmanız, sanki birilerinin ağzına tükürmüş gibi bin sözcüğü aşmayan kelime hazneleriyle kolay anlaşılmasın diye ukalâlık ederek aynı lâfları tekrarlayıp duruyorlar.
***
‘Küreselleşme’ olgusu modalaştığından beri bu tâife. ‘ulus-devlet’ artık öldü diye on yıllardır aynı türküyü çağırırlar. Buna mukabil uydurdukları ‘ulus-devlet’ tabiri, İngilizce literatürde ‘Nation stake’ denilen ‘Milli devlet’tir’ Türkiye Cumhuriyeti devleti de bağımsız, egemen, üniter ve milli bir devlettir. Esasen, bu ulus-devletin bittiği iddialarına rağmen, hâlen bütün dünyada tek geçerli devlet modeli Ulus/ Milli Devlet’tir. Birleşmiş Milletler’e bağlı 194 üye devletin tamamına yakın kısmı (184’ü), ‘milli ve üniter’ devlettir. Ayrıca, ABD ve Almanya’da olduğu gibi federatif modeller de ‘milli devlet’ statüsü içindedir.
Geçen yüzyılda milli devlet olmayan Sovyetler Birliği ve Yugoslavya ise parçalanmış ve yerine yeni milli devlet kurulmuştur.
‘Küreselleşme’ ,teknoloji, ekonomi, haberleşme ve ulaştırmanın gelişmesiyle yaşana bir olgudur. Bunun neticesinde ‘ulus üstü/ ulus ötesi’ yapılanmalar ve çok uluslu şirketler doğmuştur. AB gibi ulus üstü yapılanmalar, bazen milli devletlerin egemenlik haklarında bazı sınırlamalara sebep olsa da ‘ulus- devlet/ milli devlet gerçeği’, günümüzde siyasi bakımdan yegâne geçerli model olarak devam etmektedir.
***
Çok takdir ettiğim ve görüşlerine saygı duyduğum Kültür ve Turizm bakanı Ömer Çelik’in söylediği öne sürülen ‘Ülke Devlet’ model bir siyaset, bilimci olarak benim bu güne kadar hiç duymadığım bir terimdir. Sadece coğrafyaya -ya da coğrafyanın bir kısmına- dayalı, ‘country stade’ ifadesine hiç raslamadım.
Acaba kastedilen, siyasi ilimler literatüründeki ‘teritoryal milliyetçilik’ midir? Teritoryal Milliyetçilik, Başbakan Erdoğan’ın karşı olduğunu tekrarladığı bir bakıma ‘bölgesel milliyetçilik’ olarak mı kastedilmektedir? Siyaset bilimci Anthony D. Simith, ‘Nationalism’ adlı eserinde, teritoryal milliyetçiliklerin bağımsızlık öncesi hareketlerle etnik farklılıklar arz eden nüfusu yeni bir siyasi topluluk hâlinde bir araya getirmeye ve yeni bir ‘teritoryal millet’ oluşturmaya uğraştığını yazmaktır. Bu ise Erdoğan’ın ‘Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet’ Sloganına tamamen aykırıdır.
Milli devletler homojen değildir; çeşitli etnik alt kimliklerinden meydana gelebilirler. Eğer kastedilen, çeşitli etnik kimliklerin ırk esasına dayanmadan bir arada, aynı ülkede yaşaması ve devleti oluşturması ise, zaten buna kimsenin itirazı olmaz. Esasen teritoryalı milliyetçiliğin nihai amacı da entergrasyoncu/ bütünleştirici bütünleştirici bir topluma, millet ve devlete ulaşa bilmektir.
Yeni Anayasa’ da tek siyasi kimlik altında, bağımsız, egemen, üniter ve milli bir devlet yapısı olacaktır.
Esasen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilelebet pâidar olması da başka türlü mümkün değildir.