Ülkemizi Kimler Yönetiyor?
Sovyetler Birliği dağıldığında Azerbaycan yönetimi muhaliflerin eline geçmişti. Onlar da bu işi ellerine ayaklarına bulaştırınca Haydar Aliyev’i çağırmak zorunda kaldılar.
Hâlbuki muhalifler –ki cumhurbaşkanları rahmetli Elçibey milliyetçiydi- görünürde sağ görüşlü ve hatta milliyetçiydiler.
Haydar Aliyev ise,
Su katılmamış komünistti… Haydar Aliyev;
Sovyetler Birliği dağılmadan önce Azerbaycan KGB’sinin 21 yıl başkanlığını yapmış ve daha sonra Gorbaçov zamanında Sovyet Politbüro üyeliğine getirilmiş… Sovyetler Birliği de dağıldıktan sonra Nahçıvan Cumhurbaşkanlığı yapmış Azerbaycan’ın su katılmamış en komünist(!) kişisi idi.
Fakat Elçibey tarafından yönetimi ele alması için davet edilip işbaşına getirildikten sonra…
Dünyada ne kadar “izm”ler varsa hepsine girdi...
İşine geldi dindar oldu… İşine geldi milliyetçi oldu… İşine geldi liberal oldu… İşine geldi tekrar sosyalist oldu…
Onu başarılı kılan… Su katılmamış Komünist olması değildi… Yönetimde tutunmasını ve başarılı olmasını sağlayan… Devlet tecrübesi ve 21 yıllık Azerbaycan KGB başkanlığı sırasında ülke içinde düzenlediği kadrolar ve yılların tecrübeli Sosyalist Azerbaycan’ının bürokratları idi.
Ve hala o kadrolar işbaşında ve oğul Aliyev’i iktidarda tutuyor.
Bunu neden anlattım?
“1- Bütün maharet ideolojilerde ve bu ideolojiler uygulandığında ülke güllük, gülüstanlık olacak.
2- Liderler her şeyin en iyisini bilirler ve onlar ülke için en doğrusunu yaparlar…”
Zannederiz…
Hâlbuki ideolojiler insan kaynaklıdır ve insanların kabiliyetleri ve bilgileri ölçüsünde
mükemmele yaklaşırlar… İnsanlara faydalı olurlar.
Kaldı ki;
Zaman içerisinde tıpkı komünizm gibi önemini yitirirler… Haydar Aliyev gibiler bile terk edebilirler.
Kısaca sırf ideoloji için bir liderin peşinden gidip kendini heder etmek insanın kendisine verdiği en büyük zarardır.
Kaldı ki;
Liderler de insandır… Ve onların ihtirasları sıradan insanlardan kat be kat fazla olduğu içindir ki o mertebeye ulaşmasında en büyük etken olmuştur.
Şunu unutmamak gerekir ki,
Dünyada hiçbir şey bedelsiz elde edilemez… Mutlaka bir bedeli vardır. Ve hele ulaşılmaz, mükemmel olarak gördüğümüz liderlerin ödedikleri bedel daha fazladır.
Dolayısıyla,
Baş tacı ettiğimiz… Güçlü… Ulaşılmaz kıldığımız liderlerin aslında hiç de öyle olmadıklarını tarihimizden ve özellikle yakın tarihimizden örnekleri ganidir…
Bütün liderler böylemidir?
Elbette hayır… Bir liderin inandığı için ve ülkesi için gayret gösterdiğini anlamak için şuna bakınız;
Mütevazı mı? Sıradan mı davranıyor? Zamanı gelince çekilmesini biliyor mu?
Yoksa…
Ne kadar nam getirici sıfatları üzerinde mi topluyor? Toplanmasına izin veriyor mu?
Kendisinden sonra bu nam vermeler katmerleşiyor mu?
İşte o zaman anlayınız ki…
O lider bizim liderimiz değil… O lider bizi söğüşleyenlerin lideridir…
Şimdi sorduğunuzu işitiyorum… Bizi söğüşleyenler de kim?
Her devirde bize kurtarıcılar bahşedip… Hacıyatmaz gibi her şartta ayakta dikilenlerdir… Yani her zaman iktidarda oldukları halde hissedemediklerimizdir.