Ulan!… Çok Yakıştı Sana… Kullan!..
Günlerden yine bir gün…
Coşmuş yine bizimki..
Coşunca alkış almış,,,,
Alkış aldıkça coşmuş!…
Ne tesadüf, günün konusu da –şaka değil- Coş’muş!…
Kavak’ mı demiş, Kravat mı demiş; Gavat mı demiş, vatandaşa…
ilin valisi.. Kendi ifadesince kavas dedim diyesiymiş!.. kayıtlar dinlenince; kabak gibi çıkmış ortaya, Bal gibi…
gavat demiş!..
İlk Vukuatı da bu değilmiş ya…
hoş… Konu doğrudan patronuna sorulmuş… “Coş” olunca konu…
Demiş; Yedirmem onu…
Sarfettiyse vatandaşa valim o sözü, Bir nedeni olmalı…
Önce; kışkırtan… o ajan bulunmalı…
Gereği için işte emir… verdim bak…
Ajanın arkasında bir örgüt aranmalı…
Bulunmalı…
üç beş gizliden tanık; Ajanlar yakalanıp; Hükümeti ıskattan..
zindana atılmalı * Ben çok iyi bilirim bunları…
İşin içinde olurlar da, Ben yoktum derler ama…
Yutarmıyım sanırsınız!?.. Bu olanları…
Ulan!… Bal gibi… Ordaydınız be!…
********
Ninem derdi ki; Bir değer biçeceksen, ademoğluna; Huyuna bak… Değer huydadır!.. Olgun mudur ham mıdır bilmek istersen, Eline bak…
Hüner eldedir!…
Bilmek istersen ademoğlunun meclisteki yerini Diline bak… Adap dildedir!… * Ne okudun, ne de yazdın be ninem…
Edebinle geçip gittin dünyadan…
Dediklerin kulağıma hep küpe oldu; Huya baktım, ele baktım, dile baktım!..
Değerini biçemedim be ninem!… Huyu battı, eli battı, dili battı… Adam gibi birisini seçemedim be ninem!..