content
28 Ağu

Ufuktaki Manzaralar!

Mustafa GÖKTAŞ

Açılım İşi….

Açılım hareketi ile ortalık şenlendi. Hükümet kadroları ayrı telden çalarken, muhalefet kadroları ayrı makamdan çalıyor. Ama ne hikmet ise herkes, her şey güllük gülistanlık olsun, hoş olsun, güzel olsun, iyi olsun diyor. İyide be bilader, nasıl olacak? Bunu tartışmayacak, konuşmayacak, fikir ortaya koymayacaksanız, bu iş nasıl olacak? 1980 neresi, 2009 neresi? Bunca yıl geçmiş aradan, gelen giden iktidarlar ne yapmışlar, ne gibi sonuç almışlar ve bu terör illeti neden bitmiyor, biz neden barış ve huzuru tahsis edemiyoruz? Bunları masaya yatırıp enine boyuna sorgulamak gerekmez mi? Kavga ile gürültü ile hakaret ile nereye varacağız? Sizi hiçbir zaman durup dururken gökten gül yağdığını gördünüz mü? Ne kadar çok gül istiyorsanız o kadar fidan dikmek zorundasınız. Güllük ve gülistanlık olsun istiyorsanız sevgiyi, saygıyı bu insanların gönlüne dikeceksiniz. Sevgi aşılayacaksınız. Aşılayacaksınız ki, barış ve huzur gülleri yeşersin.

Biz ne yapıyoruz? Tabiri caiz ise birbirimizi yiyoruz ve didikliyoruz. Adeta gagalıyoruz. Olmaz böyle bir şey abi. Siyaset uzlaşı sanatıdır. Siyaset çözüm üretme yeridir. Sorun çıkarma, çıkan sorunu büyütme yeri değil. O kurum çok önemli bir kurum. Bu denli ayağa düşürmemek lazım… O kuruma olan güven giderek kayboluyor. Oysa Güvenilmek dürtüsü sevilmekten daha büyük bir iltifat ve olgudur. Bu güveni yok etmeyelim. Tüm liderlere sesimdir bu. Lütfen kırıp dökmeden şu işi başarın.

O ÇOCUKLARA NASIL KIYDIN BE ADAM!

Sende hiç Allah korkusu yok mu be adam! Vicdan merhamet! O çocuklara nasıl kıydın? Bu nasıl bir iş? Biz evladımızı devletine, milletine hizmet etsin diye peygamber ocağı olarak bilinen askerlik ocağına teslim edelim, ölüsü gelsin. Ne için, neden, niçin? Elbette insan vatanı, milleti, bayrağı, devleti ve kutsal saydığı şeyler için canını verir. Ama bu böyle mi? Sen bombanın pimini çek, çocuğun eline cezalandırmak için ver. Şu kafaya bak! Nazi kampı toplama kampı mı, belene kampı mı? Bunlara gözümüzden sakındığımız, her yerini öperek koklayarak yetiştirdiğimiz nadide varlıklarımızı teslim edelim, onlar imha etsin (!) Böyle bir şey var mı ya! Dün tutuklanmış bu adam. Böyle adamlar olduğu müddetçe Ordu yıpranacaktır. Ordu bu tür ve buna benzerleri ayıklamalı. Bunun için tüm kadroyu bir eğitimden, psikolojik taramadan geçirmeli. Özellikle doğu ve güneydoğuda görev yapanların (astsubay ve subaylar) akıl sağlığı, ruh sağlığı, beden sağlığı açısından çok acil kendilerine ait sağlık kurumlarında elden geçirmeli. Sağlık açısından eksiklik tespit ettiğini tedavi etmeli, tedavisi mümkün olmuyorsa ordudan kaldırıp atmalı. Ordunun itibarını karakterini küçültmeye kimin hakkı var? Biliyorsunuz, itibarı içinde yaşadığınız ortam belirler ama karakter inandığınız doğrular içindedir.

AKARYAKITTAKİ KAZIK DEVAM EDİYOR

EPDK şöyle yapmış, şu kararı almış, bunu söylemiş, miş miş…. Akaryakıt bayileri böyle demiş, dağıtıcıları şöyle demiş, miş miş miş.. Tüketiciler sıkıntılıymış, dernekleri şöyle seslenmiş, miş miş miş… Yahu Allah’tan korkun be kardeşim! Ne istiyorsunuz bu milletten? Kim göz yumuyorsa lafımız, sözümüz onadır! Kim bu haksızlığa çanak tutuyorsa, kim göz ardı ediyorsa lafımız onadır! Kim görevini ihmal ediyorsa, kötüye kullanıyorsa yine laflımız onadır! Vicdan merhamet yok mu yahu! Dünyanın en pahalı akaryakıtını tüketiyoruz. Bu gerçek olan bir şey… Dalaylı vergi olarak bilinen KDV, ÖTV, ATV, ETV gibi vergilerin oranı çok yüksek. Üstelik KDV’nin ÖTV’si, ÖTV’nin KDV’sini alıyor bu devlet. Ayıp yahu! Şu akaryakıt pompasını tüketicinin cebinden artık çıkartın. İki maddelik bir kanun tasarısı bu işi kökünden çözecektir. Akşam yatıyoruz, sabah kalkıyoruz Akaryakıta zam gelmiş. İhtiyacımız olan arabaya binmek lüks hale geldi. Akaryakıttaki vergilerin aşağıya çekilmesi elzemdir. Suçu Akaryakıt istasyonlarına, akaryakıt bayileri ve dağıtıcılarına atmak çözüm değildir. Elbette bayinin karı var. O da karından fedakârlık etsin. Ama önce devlet aldığı vergi oranlarını düşürsün. Bu nasıl bir adalet?

ADSL UYGULAMASINDAKİ TELFON ZARURETİ ÜZERİNE

Siz telefon hizmeti almak istemiyorsunuz. Sizin Telefonla da işiniz yok. Ama ADSL yani internet hizmetine ihtiyacınız var. Çağ internet devri ve çok şeyi internet üzerinden yapıyorsunuz. Gelin görün ki, Telekom da İnternete bağlanabilmeniz için mutlaka Telefon bağlatmanız ve bu hatta internet çektirmeniz gerekiyor. Yönetmelik ve çalışma esasları böyle. Şimdi Bağlattınız telefonu, hat parası , abone olma işlemlerinden sonra başlıyorlar sizden her ay sabit ücret almaya. Oysa o telefonu kullanmıyorsunuz, görüşmeye kapatmışsınız. Sadece internet için kullanılıyor. Ama sabit ücreti her ay alıyor sizden. İnternet için ayrı fatura geliyor onu da ödüyorsunuz. Çünkü kullanıyorsunuz. Bir hizmet satın alıyorsunuz. Ama telefonu kullanmıyor ve herhangi bir hizmet almıyorsunuz. Ama sizden her ay vergilerle beraber sabit ücret alınıyor. Böyle bir hukuksuzluk, kanunsuzluk olur mu? Oluyor. Burası Türkiye değil de sanki Afrika’nın bir ülkesi (!) Bu konuda tüketici hakem heyetlerinin aldığı kararlar ile tüketici mahkemelerinin verdiği kararlarda hiçe sayılıyor. Bu tüketiciye yazık değil mi? Bir yasal düzenleme ile bu işi kökünden çözemez misiniz? Sadece internet amaçlı aldığınız hatta kullanmadığınız telefona neden sabit ücret ödeyeceksiniz? Yapmayın Allah aşkına. Yazık günah. Bu milletin ahı tutar!

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank