Uçan Halı
“İnce uzun parmakları ipliklerin arasına dolanırken her ilmikte duyguları dokumanın üzerine dökülüyordu. Kendi hikayesini renk ve desenlerle ifade ediyordu. Yaşadıkları ne kadar hüzünlü, coşkulu ve şehvetli ise ortaya çıkan görüntü o kadar sahici duruyordu.
Memleketinden kalkıp bu koca şehre hayalinin peşinden koşmak için gelmişti. İşin ilmini öğrenmek istiyordu. Kendini geliştirmek, işe dört elle sarılmak, gerekirse kendi kendinin patronu olmak tek amacıydı. Çalıştığı mağazada bir gün patronunun yanına gitti. Bu işi tam anlamıyla sahiplenmek, işin piri olmak için yardımına ihtiyacı olduğunu söyledi. Hayatı ıskalamak yerine hedefi on ikiden vurmaya niyet etmişti. Niyet önemliydi. Neye niyetlenmişse yarım bırakmadan sonunu getirmeye azimliydi. Çok çalışıp adını duyuracaktı.
Çıraklıkla başladığı yerden ustalığa terfi etmek istiyordu. Halıyı dokumak yetmiyordu. Tüm dileği mağazadaki halıları satmak, hatta onları uçurmaktı. Patronu, başaracağını gözlerindeki ışıktan anlamıştı. Destek verecekti. Bir müşteri geldiğinde patronu onu öne sürüp satışı onun yapması için çaba sarf ediyordu. Gelen müşteriyi etkilemek zor olsa da satmak daha zordu.
Her halının bir hikayesi olduğunu öğrenmişti ama mağazadaki tüm halıların hikayesini bilemezdi. Hikaye uydurmak mecburiyetindeydi, bu da kolay değildi. Hepsi birbirinden ayrı dünyaların yansımasıydı. Kimi gözü yaşlı bir annenin, kimisi hasret çeken bir genç kızın elinden çıkmıştı. Ellerini halının üzerinde gezdirirken o dünyayı keşfetmek gerekirdi. Öylesine bakmak yetmezdi, bakıp da el emeği göz nurunun farkına varmak herkesin harcı değildi.
İlk birkaç denemesi başarısız olmuştu. Yılmadan, umutsuzluğa kapılmadan devam edecekti. Yine mağazaya bir müşteri geldi. Patron müşteriye onun yardımcı olacağını söyledi. Müşteri ısrarla patrondan bilgi almak istiyordu, onun yaşından dolayı daha deneyimli olduğunu düşünüyordu. Genç kız özenle halıyı açmakla işe başladı. Tek tek motiflerdeki ayrıntıyı anlatarak hikayesine başladı. Bittiğinde müşteri teşekkür ederek mağazayı terk etti, yine başaramamıştı. Patron anlatımından etkilenmişti ve öğretme hevesi artmıştı.
Artık halı uçurma çalışmalarına başlayabileceklerini düşündü. “Hadi bakalım, uçur şu güzeli” dedi. Elinde küçücük bir halı vardı ama havaya atmasıyla halının yere alelade yığılması bir oluyordu. Her atışın sonu fiyaskoyla sonuçlanıyordu. Halı, buruşturulmuş bir kağıt parçasına dönüyordu. Mağazanın kapanma saati gelmişti fakat genç kız hala çalışıyordu. Bir-iki-üç… deneme deneme üzerine derken halıyı atmasıyla yere kanat açmış kuş gibi süzülerek inmesi bir oldu. Bu iş erkek işi diyenlere artık bir cevabı vardı. “Bayan olup da halı uçurmayı bilenler var” diyecekti. Kendini örnek gösterecekti. Mutluluğu yüzünden okunuyordu. Sonraki aşama kendi işini kurmak olacaktı. Bunun için devlet desteğine ihtiyacı vardı.”
Sizin de iş fikriniz varsa ve değerlendirmek için desteğe ihtiyaç duyuyorsanız T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) yardım elini uzatıyor. KOSGEB’in girişimciliği destekleyen programları mevcuttur. Nasıl kendi işimi kurabilirim? Sorusunun yanıtı için www.kosgeb.gov.tr internet adresine bakabilirsiniz. Bu adreste desteklerin nitelikleri ve miktarları var. Bayan girişimcilere daha fazla destek verildiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bayanların iş hayatına katkısını arttırmak için yapılan bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Yapılan araştırmalar sonucu kendi işini kuran bayan patronların daha başarılı oldukları belirlenmiş. Kadın erkek diye ayırmak doğru değil, başarılı insan demek daha doğrudur önermesi taraftarıyım. Destekler mezun olacak lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine yönelik olarak da verilmektedir.
KOSGEB tarafından düzenlenen özellikle genç girişimcileri destekleyen Genç Girişimcileri Geliştirme Programı (GGGP) çerçevesinde birçok üniversitede seminerler başlamış durumdadır. Girişimci ruha sahip yetenekli gençlerin bu seminerleri takip etmelerini öneririm.
Hadi girişimciler kolları sıvayalım, bu ülke için iyi fikirler geliştirip kendi işimizin başına geçelim, ne dersiniz?
Sevgili Aslıcığım;
Yazının başındaki hikayedeki genç kız gibi ne çok genç kız ve kadın var var bu ülkede hünerli elleri olan.
Yaşadıkları tüm duyguları ilmeklere döken, acılarını, umutlarını, sevinçlerini tezgah başında desen desen ölümsüzleştiren..
Öylesine güzel bir proje ki bu..Ve çok büyük bir potansiyel var altında. Tek eksik; bilinçlendirilmek..
Paylaştığın bu güzel yazın için seni kutluyor, en içten sevgilerimi bırakıyorum...
Mart 27th, 2010 at 21:56Sevgili Zeugmacığım;
Teşekkür ederim, bilinçli hareket etmek kadar iyi bir davranış yok. Her insanın içinde iş ya da fikir konusunda bir potansiyel var fakat bunu nasıl değerlendireceğini bilmiyor. Yapılmak istenenler hep hayal olarak kalıyor. Belki hayallerini gerçeğe dönüştürebilecek birileri vardır diye düşündüğüm için bu yazıyı yazdım. Yol gösteren ve yüreklendirenler olmasa ne yapardık?
Sevgilerimle....
Mart 30th, 2010 at 11:54hem fikrii, hem fiili katılıyorum...
Mart 30th, 2010 at 16:32Sevgili Serhan;
Teşekkür ederim ve fiili olarak başarılar diliyorum.
Nisan 6th, 2010 at 12:48