Üç Nokta Tek Noktayı Siler!
Üç Nokta Tek Noktayı Siler! Pekiii, Üç Noktayı Ne Siler?
İmla kurallarından noktayı ve üç noktayı yazacak değilim elbet.
Yıllarca Türkçe derslerinden "gına" gelmiştir nasılsa herkese... Hoş gına da gelse hala kimse doğru kullan(a)maz ya! O da ayrı mesele.
Noktanın cesur, erkeksi ama yalancı, virgülün çekingen, kadısı ama akıllı olduğunu söylememe gerek var mı bilmem. Ama noktayla virgülün baş başa verip noktalı virgül suretinde arzı endam etmeleri başlı başına bir "arada kalma"dır.
Geçenlerde sosyal paylaşım sitelerinin birinde bir soru attım zihinlere.
"Güvenmemek mi zaaf, güvenmek mi yoksa arada kalmak mı?" diye.
İşte bahsini ettiğimiz noktalı virgül tam da bu "arada kalma"yı tasvirlemekte.
Güvenmemek nokta,
Arada kalmak noktalı virgül,
GÜvenmekse üç nokta…
Erkek hemen noktayı koyar. Güçlü ya, kadına göre (genellikle) varlıklı ya!.
Öyle bir koyar ki noktayı, sanırsınız, tene düşen kızgın yağ damlasının izi gibi ölene dek kalıcı... (!)
Oysa ki kadın cesur değildir. Kadının bir bağlanması zordur, bir de ayrılması.
Offf offf, Tanrım sanki kadını zorluklara yapışık yaratmış ilelebed göğüs gersin diye her şeye.
Yaşamın ağır yükü, çevrenin, bütçenin, çoluğun çocuğun, ananın babanın ağır baskısı kadına hep virgül koydurur hayatta. Başlarken bir ilişkiye, bu virgüller evet "ama" iken, (sözde) biterken de, hayır "ama" cümlelerinin kodlanmasıdır oysa.
Ya Bir de Virgülün Acısı?:
Güya, virgülü kadın koyar. Noktanın üzerine bir çizik attın mı oldu sana virgül. O kadar kolay işte sanırsınız. Nerdeee...
Noktanın üzerini çizen çengelin acısına gelince. O çengel noktanın üzerine atılır ama, acıyan yine çengeli atan yani kadın olur hep.
Bu günlerde feministlik damarım mı tuttu ne... Behiye'den kalma duygularımın mı etkisindeyim bilinmez.
Gelelim üç noktaya. Üç nokta aslında noktalı virgülün akl-ı selim ile varılan kararıdır. Üç nokta sükunettir. Üç nokta barıştır. Üç nokta aslında sessiz sedasız ayrılığın ayak izidir.
Üç Noktanın Suçu Ne?
Yok aslında üç noktanın suçu muçu!
Üç nokta, yaşamın paragraf aralarına gelir bir güzel oturur afrasıyla tafrasıyla... Yaşam ilerledikçe yeni paragraflar yazılır, her yeni paragraf üç noktadan daha da uzaklaştırır tarafları. İşte bu nedenle üç noktanın sahiden bir suçlu yok. Suçlu, yaşamdaki her yeni paragrafın izlerinin (yani hayat gailesinin) derinliğidir.
Yaşam ilerledikçe hayatın kitabına yazılan paragraflar üç noktayı unutturdukça birilerine veya bir şeye illa da suç atmak gerek.
Hahh, işte o suçlu ZAMAN dır.
Zaman var ya zaman, öyle sinsi ki, edebiyattaki bütün noktalama işaretlerini kolayca eritmekte. Ne ünlem, ne nokta, ne virgül ne noktalı virgül ne de üç nokta... Hiç biri direnemiyor zamana karşı sonuçta.
Zaman eridikçe önüne geleni de eritiyor. Tıpkı bir karadelik gibi, ürkütücü, ürpertici, sinsi ve gizemli...
* * * *
İlerleyen paragraflarda ise, erkek aklına geldikçe "acaba hala" dedikçe, kadın, ölümsüz aşklardan kopmanın üzüntüsü, ölümüne aşklardan uzaklaşmanın mutluluğuyla içli içli gülümser...
İTİRAF: Bu pazar yazısı nereden çıktı ben de şaşırdım. Önümde hitabetine hayran kaldığım, kişiliğine Ayran kaldığım sevgili Yılmaz KARAKOYUNLU nun "Salkım Hanımın Taneleri" adlı romanının kapağına bakarken Salkım Hanım'ın TANELERİ "NOKTA"ya dönüştü gözümde birden ve bu yazı döküldü satırlara. Hem de romanın arka kapak boşluklarına karalandı satırlar.
Sevgili pazar dostları, ben bu pazar yalnızım. Pardon değilim. Yanımda Pehlül'üm var. Mendebur bir de benle karşılıklı kahve içip cıgara tüttürse ya!. Neyse size bol köpüklü kış güneşli kahveler diliyorum.
Mutluluk gözünüzü doyursun emi!)))
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
yazınız ilginç,güzel,izini sürmeğe değer;ama bu yazıyı (konuyu)size hangi olaylar,duygular,izlenimler yazdırdı... Salkım Hanımın Taneleri dediniz,bu tanım yeterli değil:)))
Ocak 9th, 2011 at 01:32Yazınızdaki samimiyet , güzel işlenmiş.Şimdiden gelecek yazınızı merak ediyorum,ançak o zaman not vereceğim...notlar ;vasat--orta--iyi--pekiyi:)))
Sevgiyle kalınız...
İnsan ilişkilerindeki en önemli değerlerden "güven"i ara ara ele alan yazınızda güvensizliği "nokta" ile simgelemeniz ne kadar doğru Ahmet Bey. Bşr kez güvenmediğimizde bir insana, gelişen olaylarda hep geri gider hep adımlarımız... Arada kalan insanlar vardır güven noktasında ve bu insanlar -sizin de takdir ettiğiniz gibi bağlayıcı unsurdurlar hep... Güveni yüreğinde yaşatanlarsa sürdürür giderler ilişkilerini sonsuza, üç nokta misali.
Ocak 9th, 2011 at 01:54Pazar gününün ilk iki saatinde okuduğum bu yazınızda anlaşılıyor ki noktalama işaretlerine uyku yok bugün... Düşündürücü yazınızı ve kıvrak ifadenizi kutluyorum.
Sevgili Sema ÇİL,
Bendeniz, toplum bilimciyim. Kent Psiklojisi ABD.
Sosyoloji, Psikoloji ve Fütüroloji özel ilgi alanımdır. Çocukluğumdan beri gözlem yaparım.
Felsefî düşün sisteminden küresele. Yani mikrodan makroya...
Algı ve ilgi kanalları sürekli açık olunca, yaşam her saniye bizlere (bana) veriler yığmakta.
Bu konuların hem mekteplisi hem alaylısı olarak tespit yapmakta zorlanmadığımı itiraf etmeliyim.
Tespitlerimdeki tutarlılık veya tutarsızlığın takdirini de değerli okuyucularım ve (zaman içinde) tarih belirleyecektir.
Salkım Hanımın Taneleri ile yazımın ilgisi yok. Sadece yazda da belirtiğim gibi, tane ile nokta söcükleri beni noktalama işaretlerine götürdü. Yani yazıyı yazmaya başlarken daha önce okumadığım o kitabın kapağına bakıyordum. Saniyelik bir olay yani.
Ocak 9th, 2011 at 01:54Çok güzel bir yazı olmuş bir nefeste okudum. Ne de zordur insanı tamamıyla mutlu etmek. Tatmin olmaz soru sorma güdüsünü doyurabilmek, beklediği tepkileri verebilmek... Egoist benliğini kişilerden beklediği, aldığı tepkilerle, cevaplarla doyurur kişi. Nefes almayı, durmayı, bir süre susmayı, beklemeyi sevmez. Nokta, virgül, üç nokta hiçbir zaman değerli olmayacaktır insanoğlunun gözünde sürekli cevap bekleyen bozacı soru işareti ve dürten, irkilten şıracı ünlem kadar.
Ocak 9th, 2011 at 02:09Güzeldir noktada durmak, virgülde bir nefes almak, üç noktada karşıdakine düşünme payı vermek. Hayatınızı imlalayın efendim, mutsuzluk vermeyecektir.
Ahmet bey Pehlülü çok merak ediyorum bende çok severim umarım birgün ona bende dokunarak severim.
Tuzlu cigara içmek üzere sağlıcakla kalın kaleminize, yüreğinize sağlık SEVGİLERİMLE
Ahmet bey,
Konu ilginc, yorumlayanda siz oldugunuza gore pehlul cok mutlu olmustur.Ellerinize saglik...
Sevgili incitanesi,
"Ahmet bey Pehlülü çok merak ediyorum bende çok severim umarım birgün ona bende dokunarak severim." (Incitanesi)
Pehlul Ahmet beye benziyor. Face de resmini gormustum :)))Pehlul Ahmet beyin kedisidir.
Incitanesi beni cok guldurdun Allah'ta seni guldursun.
Neyi merak ediyorsun?
Bilmedigin bir seyi nasil seviyorsun?
Sevdigin seylerin hepsine mi dokunursun?
Ankara'da sevgiler, selamlar...
Ocak 9th, 2011 at 03:16Üç nokta sukunettir. Üç nokta barıştır. Üç nokta aslında sessiz sedasız ayrılığın ayak izidir. insan üç nokta koyabiliyorsa bunun sonunda ayrılık olmaz diye düşünüyorum hocam üç nokta devamı gelecek anlamındadır bir başka ifadeyle o zamna ayrılığın ayak izidir ifadesi yanlış olmaz mı hocam?
Ocak 11th, 2011 at 19:09Malesef sana katılmıyorum.
Ocak 11th, 2011 at 21:46Çünkü, ben de üç noktanın devamlılığından bahsettim. Ancak o üç nokta zaman içinde teker teker dökülmekte. Bu dökülme sürecine de "hayat gailesi" denmekte.
Sadece sevgililer için değil, arkadaşlık, komşuluk ilişkilerinde araya uzak mekanlar da girse üç nokta konur ve hep aynı samimiyette ilişkinin devam edeceği söylenir. Ama bu yüzde 99 gerçekleşmeyen hoş mülevven tablolardır.
ÜÇ NOKTA AYRILĞIN AYAK İZİDİR.
Zira hayat her geçen gün insana yeni paragraflar yazdırmakta, yeni parantezler açtırmakta. Her yeni paragraf, her yeni parantez üç noktanın üstüne yığılmakta...
Bu kadar ayrıntılı cevap yazmamın nedeni, yazımın içeriğinde (parantez)lerden bahsetmeyi unuttuğumdandır. Gerçi parantezlerle ilgili daha önce yazdığım için okurlarım o yazılarımı okuyarak boşluğu tamamlayabilirler.