Üç Gandi
CHP genel başkanını günlerdir konuşup duruyoruz.
Arkasına aldığı o muhteşem rüzgarla Türk solunun tarihinde eşine az rastlanacak bir oy alarak iktidar hesabı yapılıp duruyor.
Ben buna hiç inanmadım. Sanırım onu bir proje olarak o müstesna tahta getirip cup diye oturtanlar da buna fazla inanmıyorlar artık.
Benimle bu projenin mimarları arsında ki tek fark onların başka seçeneklerinin olmayışı.
Bu projenin mimarları defalarca yazılıp durdu biliyorsunuz , bir kez daha ben söyleyeyim ;malum çete.Başka seçenekleri yoktu ,şapkadan belki bir tavşan çıkabilir veya kurbağa prensesi öpebilirdi.
Daha net olarak görülmeye başladı ki ,bu proje bir fiyaskoya gidiyor.
Proje sorumluları ellerini başlarına alıp biz ne yaptık diye kara kara düşünmeye başlamışlardır.
Zira Baykal kaset skandalından evvel çok iyi bir ivme yakalamış yüzde otuzlarda ki oy oranı tahminleri ile AKP sevdalılarının uykularını kaçırmıştı.
Ne var ki bu proje mimarlarının aceleleri vardı. İçerdeki çete mensuplarının baskılarını göğüsleyememişlerdi.
Bir an evvel Baykal’ın yapamadığını yapacak bir liderle bir bir dışarı çıkacak ,içeri girmeleri muhtemel olanlarda içeriye girmeyecekti.
-----
Evet bir çoğumuz Gandi’yi izlerken hangi partiye mensup olursak olalım ne yapıyor bu adam demekten kendimizi alamıyoruz.
Hatta Attila İlhan’ın hangi serisini hatırlayıp hangisi Gandi diyerek soruları çoğaltıyoruz.
Ben kendi Kürt ve alevi kimliklerini bir kenara bırakıp daha baskın belirgin halleriyle üç Gandi
portresi ortaya koymanın mümkün olacağından bahsedeceğim.
Birincisi Sav’ın Gandi’si.
İkincisi beyaz Türklerin Gandi’si.
Üçüncüsü yenik ve yanık solcuların Gandi’si.
Birincisinin tahlilinde bir çok noktadan bahsetmek mümkün.Sav’ın dinsizliğinden peygamber düşmanlığına ,hizipçiliğinden Çerkezliğine, bir yerlere çalışıyor iddiasından partinin kara kutusu olmasına kadar bir dizi olayın muhatabı bir adam.
Baykal’ın Brütüs’ü de diyebiliriz ona ;yörüngesiz ve tabansız Gürsel Tekin’in belalısı da.
Ancak bütün her şeyin ötesinde altın tepsi içerisinde Gandi’ye vermiş olduğu parti liderliğinin
nasıl büyük bir diyete konu olabileceğini, onun icazetini almadan adım bile atmasının mümkün dahi olamayacağının konuşulması veya konuşulduğu görülüyor.
Gandi’nin üzerinde her zaman Sav’ın gölgesi olmaya devam edecek, o istemezse su içmeye dahi gidemeyecek , o istemezse arabasını dahi değiştiremeyecek onun istemediği hallerde sekreterinin kulağını bile çekemeyecek.
Bu nedenlerleSav’a karşı tavır alıp onu harcaması ondan vazgeçmesi onu silmesi partide etkisiz hale getirmesi zerre kadar mümkün değildir.
İkincisi defalarca yazıp ta bıkmadığım , endüstriyel şeriat korkusu yaşayan beyaz Türklerimiz.
Villalarda veya lüks dairlerde oturan , lüks arabalara binen,yazlıkları olan,çocukları ve kendileri en iyi okullardan mezun beyaz Türkler.Şeriat gelecek diye korkudan uykuları kaçan ,İran olacağız diye bas bas bağıran ,şehvet düşkünü Arap turistleri görünce kabus yaşayan beyaz Türkler.
Altı şişhane üstü tophane vaziyette jeep süren türbanlı hatunların o takva kaçkını hallerine bakmaksınız ortalarda arz-ı endam etmelerine ,şeridonlarla denize girmelerine bile dayanamaz,memleket elden gidiyor ahali diyerek her mekanda ,her meclis de avazları çıktığı kadar vaveyla ederler.
Üçüncü tabloda yenik ve yanık solcular var. Gidecek yerleri olmayan.Darbeler görmüş,hırpalanmış,karakol ve hapishanelerde işkenceler yaşamış…
Samimi düzgün doğru ve has adamlar. CHP’nin neresi sol diye düşünmeksizin ,sağda olmamak adına her türlü dışlanmışlıklara maruz kalır ,cuntacı ve çeteci adamların yıllardır mağdur ettikleri insanlar olmalarına aldırmaksınız merkezdeki partinin arkasından giderler.
Bu partinin başında ki adamın elli sene öncesinin kof ve içi boş halkçı söylemlerine burun kıvırıp, parti ileri gelenlerinin yüzlercesinin yaşadığı villaları lüks dairleri gözden kaçırarak villalara karşı savaş açan Gandi’ye içerlerinden hadi len demelerine rağmen destek olurlar.
İşçi veya emekçidirler.Biraz Ecevit’in hatıralarına biraz dedelerine ve babalarına tutunarak bu derdi sırtlanmayı sürdürüp giderler.
Etro ,Sarar ve Merter gömleği giyen üç adam bu üç Gandi birazda.
Ama şaşkın,ama yetersiz ,ama kukla,ama tutarsız ,ama ….
Ve ama asla umut değil .Aklı başındaki partilileri içinde ,AKP de zübük siyaseti yürütüp köşeleri tutan bir yağmacı zümreyi dengeleme muhalefeti içinde ,sol siyaset içinde ,kendi alevi ve Kürt kimliğin de yaşayan zümresi içinde,malum çetenin projesiyle o saltanatı ona bahşedenler içinde…
Gandi benim için ,şairin ifadesiyle ‘bir mumun ardında ,ışıksız ruhları sallayıp durmaya devam edecek kadar bir rüzgar ‘olmanın ötesinde bir değer ifade etmedi,etmeyecektir.