Türlü Çeşitli Hasta Refakatçileri Var
Hasta refakatçileri de sağlık sistemimizin doktorlar, hemşireler, hastabakıcılar, laborantlar, eczacılar, teknisyenler, propagandistler gibi vazgeçilmez figürlerindendir.Yapan bilir; refakatçilik çoğu zaman hasta olmaktan çok daha zor, çok daha çileli ama aynı zamanda da kutsal bir iştir.
Tüm günü bir sandalye veya taburenin üzerinde veya hasta yatağının bir köşesinde geçirmek, hastasını yedirip içirmek ve temizliğini yapmak, bulunmayan ilaçların peşinde koşturmak, kan aramak, hastasını laboratuarlara götürmek ve getirmek, röntgen ve tahlil sonuçlarını takip etmek hiç de kolay değildir.
Daha bitmedi.
Hastanın serumunun bittiğini, ateşinin çıktığını hemşireye haber vermek, terini silmek, üstünü başını değiştirmek, saçını taramak, yatağını düzeltmek, çiçeklerin suyunu değiştirmek, sararan yapraklarını toplamak, fazla çiçekleri kapının önüne dizmek, odanın temizliğini yapmak, hemşire ve doktorları bilgilendirmek ve tabii ki hastaya moral vermek refakatçilerin temel görevleri arasındadır.
Bazen hastabakıcılar bazen hemşireler bazen doktorlar tarafından azarlanmak da işin cabası.
Otuz seneyi geçen hekimlik hayatımda yüzlerce, cins cins refakatçi ile karşılaştım.
İşte bunlardan bazıları:
Fedakâr refakatçiler
Zevkle görev yapan tabii refakatçilerin başında kadınlarımız gelir. Kimi çocuğunun, kimi eşinin, kimi annesinin, babasının ve hatta kayınvalide veya kayınpederinin başında günlerce, haftalarca bıkmadan, usanmadan, mırıldanmadan, bir iskemle üzerinde gece-gündüz bekleyen nice kadın refakatçi tanıdım. 70’ini çoktan geçmiş yaşlı ninelerin, o bir tarafını kımıldatamayan, yemeğini yiyemeyen, tuvaletini kendi yapamayan kocalarına nasıl baktıklarını görseniz hayran kalırsınız.
İtiraf ediyorum; biz erkek milletinin istesek bile kadınlarımıza böyle bakması asla mümkün değildir.
Amatör refakatçiler
Hasta yanında refakatçi kalmaya doğuştan pek hevesli nice insanla da karşılaştım. Bunlar için, akrabaymış, arkadaşmış, komşuymuş fark etmez, işlerini güçlerini bırakıp insanlara yardım etmekten müthiş bir zevk alırlar. ‘Biri hasta olsa da yanında ben kalsam’ diye dua ettiklerini söylesem inanın mübalağa etmiş olmam.
Profesyonel refakatçiler
Bunlar para karşılığı hastanın yanında kalan ve çoğu o hastanede gündüzleri temizlikçi, hastabakıcı veya hemşire olarak çalışan kişilerdir ve refakat işinden esas mesleklerinden daha fazla para kazanırlar.
Buradan Maliye Bakanımıza da seslenmek isterim ki, kayıt dışı paranın önemli bir kaynağı da bu olabilir, çünkü bu fişsiz-faturasız bir iştir.
Son yıllarda sayıları giderek artan bir profesyonel refakatçi grubu daha vardır ki, onlar da Romen ve Moldavya’ lı kadınlardır. Bu kadınların ‘mâlûm’ konuda olduğu gibi, hasta bakımında da çok başarılı oldukları gözlemlerimle sabittir.
Kısmet bekleyen refakatçiler
Amatör refakatçilerin alt türlerinden biri de, ailenin evlenme yaşını epeyce geçirmiş, yani evde kalmış kızlarıdır. Bir ailede hastaneye yatması gereken biri olursa ilk akla gelen bunlar olur. Bu refakat işi, evde kalmış kız için biraz da son bir şans olarak görülür.
Gerçekten de, hasta refakatçileri ile evlenen pek çok doktor ve hemşire vardır. Evde kalmış kızların Telli Baba’ dan da fayda görmemiş olanlarına bir kere de bu refakatçilik işini denemelerini tavsiye ederim.
Zoraki refakatçiler
Hasta kişi anneleri, babaları, eşleri gibi en yakınları olsa bile, zoraki olarak kalan refakatçiler vardır. Bunlar hastalarının çıkacağı günü iple çeker, hatta şafak sayarlar.
Zoraki refakatçileri memnun edecek iki ihtimal vardır: Hastalarının ya hemen iyi olması veya hemen ölmesi. Bize “Acaba hastam ne zaman iyi olacak?’’ diye sorarlarken, aslında “Hastam ne zaman ölecek, ben de ne zaman kurtulacağım?” der gibidirler.
Fırsattan istifade eden refakatçiler
Hastanede kaldıkları sürede iğne yapmayı, serum takmayı, kan almayı, tansiyon ölçmeyi, oksijen vermeyi, sonda koymayı öğrenenlere de fırsatçı refakatçiler desem yanlış olmaz herhalde.
Kaytarıcı refakatçiler
Hasta ile ilgileneceklerine kitap, gazete okuyan, bulmaca çözen, örgü ören, televizyon seyredenler neyse de zamanlarının çoğunu hemşire veya doktor odasında, hastane koridorunda, bahçesinde ve hatta hastane karşısındaki kahvehanelerde geçiren kaytarıcı refakatçiler de vardır.
Sorunlu refakatçiler
Sayıları çok olmasa da hemşire ve doktorları hastadan çok meşgul eden sorunlu refakatçiler de vardır. Bunların içinde her şeyi daha iyi bildiklerini sananlar, tedaviye karışanlar, her işe burnunu sokanlar, her şeyden şikâyetçi olanlar, sürekli konuşanlar başta gelir.
Seyyar refakatçiler
Hastalara muayenehane veya polikliniğe giderken eşlik eden kimselere de seyyar refakatçi denir. Kendi başına yürüyemeyen veya çok düşkün hastalar için böyle bir refakatçi mutlaka gereklidir. Bunlar, hastayı omuzlayarak getirebilme kuvvetine sahip, mahallenin veya akrabaların en iri yarı, yapılı olanlarıdır.
Sevkli refakatçiler
Seyyar refakatçilerin bir alt türüdür. Sosyal Güvenlik Kurumu güvencesindeki hastaların bulundukları yerden daha uzak merkezlere sevk edilmeleri durumunda görev alan refakatçi türüdür.
Bunların bir kısmı gerçekten gereklidir ama sevk eden doktora rica edilerek de sevkli refakatçi olunabilir. Bu tür resmi refakatçilik memur olanlar için bulunmaz bir fırsat yaratır, çünkü hem işe gitmemiş olurlar hem de harcırah alırlar.
Bedavacı refakatçiler
Seyyar refakatçilerin bir türü de, yanında kendi film ve tahlillerini getirerek doktora gösterip akıl soran bedavacılardır.
Bunların doktorları, muayene için gelen hastadan daha çok meşgul edenleri vardır ve bunlar elbette uygun şekilde susturulmalıdır.
Dayakçı refakatçiler
Son senelerde sayıları giderek artmaya başlayan ve özellikle de acil servislerde görülen yeni ve çok tehlikeli bir refakatçi türüdür.
Bunlar hastaneye adeta hastalarını muayene ettirmek, derdine çare bulmak için değil, doktor, hemşire, hasta bakıcı ve hatta güvenlikçileri dövmek için gelmişlerdir.
Hiçbir şeyden memnun olmazlar. O kadar ki doktorlar ölüyü diriltseler gene de kavga edecek bir bahane bulurlar.
Şiir yazılan refakatçiler
Rızâ Tevfik Bölükbaşı’ nın Lem’i Atlı’ nın da hicaz makamında bestelediği şiiri refakatçiliği hasta gözünden, hasta gönlünden ne de güzel anlatır.
Böyle şaire de böyle bestekâra da, böyle hastaya da böyle refakatçiye can kurban:
Hastayım, yalnızım, seni yanımda;
Sanıp da bahtiyâr ölmek isterim.
Mahmûr-u hülyânım, câm-ı leb’inden;
Kanıp da bahtiyâr ölmek isterim.
Tâliin kahrı var her hevesimde,
Boğulmuş figânlar titrer sesimde,
O güzel ismini son nefesimde;
Anıp da bahtiyâr ölmek isterim.