content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

07 Haz

Türkülü Köy

Yıllar önce ülkenin birinde bir köy varmış. Köyün sınırları hayli geniş nüfusu da çokmuş. Önceleri kendi halinde mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış. İnsanlar bir birine saygı ve sevgide kusur etmiyormuş. Biraz fakir olmalarına rağmen hallerinden pek şikâyetleri yokmuş. Tevekkül ehli insanlarmış.

Zaman geçtikçe nüfus artıyormuş. Köyün çok mahallesi varmış. Önceleri mahalleler arsasında dayanışma fazlaymış. Düğünlerde, bayramlarda bir araya gelir; yılın belirli zamanlarında bir birlerine gelip giderler imiş. Köyün orta yerinde her hafta “Pazar” kurulur bütün mahalleli yiyeceğinden içeceğine ve el becerilerine kadar her şeylerini bir araya getirir; dostluklar pekişirmiş.

Aradan geçen zaman içinde ekonomik yönden daha zengin olan mahalleliler, “bizim ayrı köy olmamız lazım” demeye başlamışlar. Nüfuslarının çokluğundan dolayı köy olmayı “hak” ettiklerini düşünüyorlarmış. Hatta küçük gruplar halinde toplanıp “köy olmak hakkımız engellenemez” diye naralar atıyorlarmış. Bundan örnek alan diğer birkaç mahallede aynı yolu takip etmiş. Sonunda baskılar sonuç vermiş köy bir anda üç parçaya bölünmüş.

Sonradan köy olan yerlerde seçimler olmuş ve yeni muhtarlarını seçmişler. Köylüler küçülmenin ve dostlarından ayrı kalmanın acısını hissetmeye başlamış. İşin en acı yanı okul birinde, cami birinde ve Pazar yeri başka birinde kalmış. Ayrılığın ilk Cuma günü, camisi olmayan köylüler eski camilere değil de şehirdeki camileri tercih etmişler. Yine köy pazarına diğer iki köyden gelen olmamış. Önceleri pek dikkat etmedikleri bu durum zamanla bir takım sıkıntıları beraberinde getirmiş. Önce köylüler arasında eski dostluklar azalmış. Sonra ekonomik yönden daha zor günler geçirmeye başlamışlar. Artık ihtiyaçlarını karşılamak için şehre gitmeye mecbur olmuşlar.

Bu dağınıklık fakirleşmeyi artırmış ama bir çarede bulamamışlar. Yeni nesil bir öncekilere göre daha amaçsız daha kendine buyruk hareket eder olmuş. Sanki hiçbir problem yokmuş gibi davranıyormuş. Ellerinde bir çalgı aleti orada burada çalıp söylüyorlarmış. Köylerinin adı “türkülü” köye çıkmış. Eski ağır görünümünü yitirmiş. Okumuş yazmış olan bazı kimseler “köy birliklerinden” bahsediyormuş. Bazı yerlerde “birkaç köy birleşip ekonomik yönden kalkınmışlar” diye haber veriyorlarmış. Bu birliklerin en meşhuru da “AĞIrupa” birliği imiş.

Fakirlikten çok çeken yeni köylüler, ihtiyar heyetine müracaatta bulunuşlar.“Birliğe bizde katılalım” demişler. İhtiyar heyeti aralarında konuyu müzakere etmiş ve sonunda “ Birliğe” başvurma kararı almışlar. Sonra bir heyet kurup “Birliğe” müracaatlarını yapmışlar. “Birlik”ten kendilerine gerekli “kriterler” ne olacağını daha sonra bildireceklerini söylemişler.

Aradan bir yıla yakın zaman geçmiş. Bir gün köye gelen postacı özellikle muhtarı aramış. Meğer “Birlikten” mektup gelmiş. Muhtar büyük bir heyecanla ihtiyar heyetini toplantıya çağırmış. Haber köyde sevinçle karşılanmış. Artık fakirlikten kurtulacağız diyenler sevinenlerin yanı sıra daha hür olacağız diyenler de varmış. Herkes kendi meşrebince yorum yapıyormuş. Kendini köyün ve köylünün üstünde gören ve gücüne ve kuvvetine güvenen kişilerde artık bizden kimse sakınmaz diye sıkıntıya girdiyse de, köylünün tamamına yakını istediği için sesini çıkaramamış.

Köy ihtiyar heyeti “Birlik”e gönderdiği heyet ile köyde hatırı sayılır kişileri de toplantıya çağırmış. Mektup heyecan ile açılmış. Düzgün okuyan gür sesli birine okutmuşlar. Mektup “Sayın ‘Türkülü’ köyü yetkilileri” diye başlıyormuş. Ve devam ediyormuş.: “Biz on iki köyden meydana gelmiş AĞIrupa birliği köylüleri yetkilileri olarak KONAKHAN kriterlerini bildiriyoruz. Bu kurallara harfiyen uyulup bir tamam oldukta birlik meclisimiz 5-10 yıl içinde bir karara varıp sonucunu size bildirilecektir. Bu kriterlerden kısa vadeli olanlar on yıl, orta vadeli olanlar 20 yıl ve uzun vadeli olarak da 40 yıl olmak üzere yaklaşık 70yıl içersinde uygulanacak ve her yıl denetlenecektir.” Okuyucu bir an susunca orada bulunan ve kendisine “Gazi” unvanı verilen biri ayağa kalkıp “ Bu şartları savaşta hezimete uğramış devletler ile müstemleke ülkeleri bile kabul etmez” demiş.

Ve şartnamenin tamamı okunmuş. Toplantıda olanlar kâh destekleyerek, kâh hoşlanmayarak dinlemişler.

Toplantı sonucu köye ilanen duyurulmuş. Köylülere de ikiye ayrılmışlar. Bunlardan bir kısmı ille de girelim derken çoğunluk ise “ Onların dediklerini yaptıktan sonra onlara zaten ihtiyacımız olmaz” demişler. Tartışmalar uzayıp gitmiş. Nasılsa yazılanlara göre bir yıl düşünme payları varmış. Türkülü Köyün vatandaşları konuyu kendi aralarında tartışmışlar. Gençlerin büyük çoğunluğu “Birlik” ten yanaymış. O zaman köylerine “hürriyet” gelecekmiş. İşsizler ise başka köylerde de iş bulacaklarını düşünüyormuş. Fakat “kriterlerden” birinin zaten işsizliği çözmeden aramıza almayız şartının ne anlama geldiğini bilmezlermiş. Bazıları da “bu birlik” bize kendini baktıracak herhalde, bizim yükümüz bize fazla bile demiş.

Konu köyde tartışılırken gelen haberlerden biri köyde yankı bulmuş: ŞARKılı köyün müracaatını GARaBet Birliği reddetmiş.

TÜRKülü köy şimdilik türkülerine devam ediyormuş…

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank