Türkiye’de Eğitim Sıkıntısı!
Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi ve örgün öğretim harçları devamlı yönde artış göstermektedir. Bu artışın öğrencileri olumsuz yönde etkilediği aşikardır.
Bu durum karşısında maalesef iyileştirme yapılması gerekirken tam tersine öğrencinin sırtına binildikçe binilmektedir. Aldığım bilgilerle harç tutarları yani YÖK’ün söylemiyle katkı payı miktarları Bakanlar Kurulu kararıyla kesinleşmektedir. Bu durum beni oldukça rahatsız etmektedir. Bakanlarımızın maaşları onları fazlasıyla memnun etmekte ve sıkıntı çekmemektedirler. Bunun için de ‘tok açın halinden anlamaz misali’ bakanlarımızda öğrencilerin ne zorluklarda okuduklarını ve velilerin de evlatlarını okutabilmek için nelere göğüs gerdiklerinin farkında bile değiller ya da varmak istememektedirler.
Bizim gelişen ülkemizde yetkililerimiz, tüm çocukların okula gönderilmesi kampanyalarını, para kazanmak için mi? yoksa gerçekten ülkemizde okumayan insan kalmasın diye mi? yapıyorlar merak ediyorum. Biz yeni nesillerimizin hep okumasından, ve dolayısıyla cahilliği ortadan kaldırmak çabasında isek, bu kadar yüksek meblağ da harçlar ne diye? Sizlere burada rakamsal fiyatları tek tek yazmam bir anlam ifade etmez. Bilen zaten biliyor, bilmeyen de internette gördüğü harç tutarlarına ilave katkı paylarını ekleyerek açıkça görebilir.
Avrupa Birliğine girme çabasındayız. Hoş, girebilecek miyiz, o şüpheli. Avrupa Birliğine girmeye çalışacağımıza öncelikle başta eğitim olmak üzere, kendi içimizdeki bir takım sorunları gidermeliyiz. Avrupa ülkesinde yeni neslin okuyabilmesi ve okur–yazar olmayan kalmasın diye devlet mücadele etmektedir. Ve dolayısıyla katkı paylarını o kadar yüksek tutmamaktadır. Maddi durumu iyi olmayan öğrenciler için de BAFÖG adı altında aylık 50 EURO dan 600 EURO ya kadar yardımda bulunmaktadır.( dışarıdan gelen öğrenciler hariç) Öğrenci, üniversitesini başarı ile bitirdikten sonra bu ücreti eğer iş bulursa taksit taksit ödüyor yada devlet, öğrencinin maddi durumuna göre bu ücreti geri almıyor. Ancak öğrenci mezun olamaz ise bu ücreti yine iş bulduktan sonra ödemekle mükelleftir.
Gelelim 7. Sınıflar için SBS ( Seviye Belirleme Sınavı) ‘nin tekrar yapılacak olmasına. Danıştay, oy çokluğu ile bu sınavın durdurulması yönünde karar almıştı. Ancak bir kişinin aksi yönde karar alması ve dava açması bu olayı ters düz etmiştir. Bu durum bu işleri organize eden MEB (Milli Eğitim Bakanlığı)’dan çok öğrencilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Umarım bu durum 2011 yılında düzene girer ve sadece 8. Sınıflar için SBS( Seviye Belirleme Sınavı) uygulanır.
Devlet olarak yetkililerimiz, eğitime biraz daha önem vermeli ve eğitim için gerekli teşvikler yapılarak düzenlemeye girilmelidir. Eğitim hiçbir zaman rant kapısı olmamalıdır. Aksi durumda bu yoksullukta insanlar ne kendilerini daha iyi eğitebilecekler, ne de çocuklarını istedikleri yönde okutabileceklerdir. Unutmayın! maddi imkansızlıktan dolayı binlerce öğrenci okuyamıyor. Öyle kürsüde benim milletim okusun da varsın üniversiteli işsiz olsun demekle iş bitmiyor. O zaman devlet kazansın, halk perişanlıktan aç, sersefil yaşasın. Bu mu olmalı bizim memleketin hali?
Sayın yetkililer artık biraz çuvaldızı başkasına, iğneyi de kendimize batırmanın zamanı geldi de geçiyor bile…
Sevim Murat
STDM Genel Koordinatörü
Değindiğn konu önemli. Hele genel değerlendirmen çok daha başka bir hassasiyeti vurguluyor.. teşekkürler..
İbrahim Hakkı Gündoğdu
Aralık 22nd, 2010 at 21:01