Türkiye’ye Adnan Menderes Zamanında “Marashall Yardımı” İle el Attık (II)
TÜRKİYE'DE PARA İTİBAR GÖRDÜ, ARKADAŞ, DOST, AİLE GİBİ KAVRAMLAR UNUTULDU
Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş
yavaş çıkarmıştı. Bu ülke vahşi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyumsağladı ki, bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun
yöntemleri keşfettiler. İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet
yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla
soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi
kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu
arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş
yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet
işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar
ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleştirme
hikayesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.
"KÜRT DEVLETİ PROJESİNİ" HAYATA GEÇİRMEK İÇİN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK
Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu
sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına
kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı. Öyle bir
duruma geldiler ki Özal'ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya
başlamış, biz ülke monarşizme dönüyor diyerek kaygılanmaya başlamıştık.
Aslında tam bir komedi oynanıyormuş. Her neyse, ülke insanının tepkisini
ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik.
Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti
projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle
uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı
İmparatorluğu'ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren
Türkiye, bizim hiçbir istediğimiz geri çevirecek durumda değil. Sanırım
yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için
hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından
fedakarlık etmek zorunda kalacak.
TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ... SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA
Rockefeller de sözü devralarak başlıyor;
Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik
konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:
Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir
kısmı şu anda Türkiye'ye aittir.
İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir
ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye'den başlamalıyız.
Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır. Maden, petrol,
doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya'ya
hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. Ortadoğu hemen
hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya'daki diğer Türk devletleri de
yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler.
Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç
duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte
bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında
en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve
darbelerle bunu önlüyorlar.
EN ÖNEMLİSİ, TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR
DAYANIR
Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve
bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale
gelecek.
Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir.
Türkler, Milattan Önce 4.000'lerde Orta Asya'da yaşayan büyük bir
felaketten sonra yaşadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya'ya ve Rusya
üzerinden Avrupa'ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul
ettiğimiz Ari Irk'tandırlar ve Avrupa'daki Finliler, Macarlar gibi bazı
uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu'da büyük uygarlıklar kuran Hititler
ve Asurlular'ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.
Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya'da yaşamış olan Sümerler ilk
yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve
mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve
tekerleği bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin başlangıç noktasıdır ve
soyları tarihçilerimizin araştırmalarına göre Türk kökenli insanlardır.
Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı değildirler; yani göçebedirler ve
tarihçilerimizin araştırmalarına göre "kız" manasına gelen "kır" kelimesi,
"öküz" manasına gelen "ökür" kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000
civarında Sümerce kelime ve "Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı
deliğinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, Yağ gibi erimek" gibi yüzlerce
atasözü bugün Türkçe'de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı'nın simgesi
olan "Yarımay", bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan
medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela
yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.
Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani
Sümerlerden 1.500 yıl sonra başlamış olmasına ve Yunan medeniyetini,
dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı,
Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti başlamıştır; ama onlar da ancak
Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine
gelebilmişlerdir. Mayalar ve İknalar; Sümerlerden 2000 sene sonra
ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.
MEDENİYETİN BEŞİĞİ OLARAK TÜRKLERİ KABUL EDEMEZDİK, BU MİRASA EL KOYMALIYDIK
Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine binbir
entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya
barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça
başarılı olduk. Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu, çok tanrılı bir toplum
kurarak, insanlar arasında adaleti sağlamak ve haksızlıkları önlemek için
yasalar çıkararak, çağımız toplumlarına öncü olurlarken, bugün tek tanrılı
bir toplum olan Türkiye'de bizim çalışmalarımız sonucu, fuhuş, rüşvet,
hırsızlık, haksız kazanç ve gelir dağılımı aşırı düzeylerdir.
Aslında insanlar tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler
ama insanoğlu için duyduğuna inanmak yeterlidir, okumak çok zor gelir.
Ben de o ana kadar en medeni ulus olarak İngilizleri görüyordum. Duydukları
hiç hoşuma gitmeyince konuyu değiştirmek istedim.
OSMANLI'YI YIKMAK ZOR OLMADI
"Dünya ülkelerini nasıl ele geçirmeyi düşünüyorsunuz?" diye sordum.
Rothschild kendimden emin bir tavırla konuşmayı sürdürdü.
Rothschild: Sana tarihten örnekler vererek gücümüzü göstermek istiyorum;
Birinci Dünya Savaşı, Avrupa'da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak
ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalayarak Ortadoğu'daki petrol
yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için
çıkarılmıştı. İsrail devletinin kurucusu sayılan Theodor Herlz, o zamanki
Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit'e giderek, bizim ailemizin desteğiyle
Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padişah bize karşı çıktı.
Bizim için Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmak çok zor olmadı. Çünkü padişahlar
genellikle Türk kadınları yerine, fethettikleri ülkelerden köle olarak
getirdikleri başka din ve ırklara mensup kadınlarla evleniyorlardı. Tabii
Hürem Sultan gibi bu kadınlar zamanla ülke yönetiminde söz sahibi oldular
ve kendileri gibi yabancı kökenli adamlarıyla bizim istediğimiz gibi,
ülkeyi yıkıma götüren bir şekilde yönetmeye başladılar. Padişahlar ise
devlet yönetiminin emin ellerde olduğu düşüncesiyle zevk ve sefaya
dalmışlardı. Bu da Osmanlı'nın çöküş devrini başlattı. Mason örgütleri
tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar
kaybedilmeye başlandı. Hazine plansız harcamalarla tüketildi. Savaş sonunda
hedefimize ulaşmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya
çıkarak planlarımızı bir süreliğine ertelememize neden oldu. Tabii ki
sonuçta bizim finans ve silah sanayi şirketlerimiz servetlerini onlarca kez
katladılar. I. Dünya Savaşı sonunda Monarşizm tez olarak, Demokrasi antitez
olarak, Komünizm'i yani sentezi oluşturdu.
HİTLER, BİZİM TARAFIMIZDAN GETİRİLDİ, ÇÜNKÜ BURADAKİ YAHUDİLER İSRAİL
DEVLETİNİ KURMAYA YARDIMCI OLMADILAR
İkinci Dünya Savaşı'nın asıl sebebi şu an olduğu gibi dünyada başlayan
ekonomik krizlerdi; diğer bir önemli neden ise Diaspora'nın yani kutsal
topraklar dışında yaşayan Yahudilerin, yeni İsrail devletini kurmaya
yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi. Hitler'in
bulunduğu mevkiye gelmesi ve Alman ulusunu büyülemesi, yine bizim
tarafımızdan aldığı mali yardımlar sayesinde olmuştur. Harriman, Guaranty
tröstü gibi Amerikan finans devleri, Alman çelik kralı Thyssen'ın mali
yardımları ve Thule Örgütü'nün desteğiyle Hitler, dünya savaşı başlatacak
güce erişiyordu. Bu iş için Hitler seçilmişti; çünkü Yahudilerden nefret
ediyordu. Sebebi ise, babaannesi o zamanlar zengin bir Yahudinin yanında
hizmetçi olarak çalışıyordu ve babaannesi bu Yahudi patronu tarafından
hamile bırakılmış, durumdan haberdar olan evin hanımı tarafından evden
kovulmuştu. Babaanne kucağında bir bebek ile, yani Hitler'in babasıyla,
başka bir iş bulamayınca koyu Katolik olan baba evine geri dönmüştü. Hitler
zamanla bu gerçeği öğrenmiş, Yahudilere kin duymaya başlamıştı. İsrail
topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç
katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kişinin öldüğü bu
katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiği Yahudi katliamı
senaryoları üretildi. Şimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı
altında Türklere uygulanmaktadır. Bu saçma soykırım masalı Türklere
yüklenecek ve böylece Türkiye yüz milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda
kalacak. Bu da Türk ekonomisi için büyük bir darbe olacaktır.
ATOM BOMBASI, YAHUDİLERİN YAŞADIĞI ALMANYA'YA ATILAMAZDI, BU NEDENLE
JAPONYA KIŞKIRTILDI
Almanlar'dan nefret eden o zaman ki Siyonist başkanımız Einstein'ın
Amerikan Başkanı Roosevelt'e bir öneri mektubu göndermesiyle atom bombası
çalışmaları Manhattan Projesi altında başlatılmış ve kısa sürede sonuç
alınmıştı. Ama bir sorun vardı, bu bomba çok güçlüydü ve deneme
yapılabilmesi için Amerika'nın halkın desteğiyle savaşa girmesi
gerekiyordu. Ayrıca Alman şehirlerinde çok sayıda Yahudi yaşıyordu; bu
ülkeye atom bombası atılamazdı. Japonlar kışkırtıldı ve daha önceden haber
alınmasına rağmen, halkın duygularıyla oynanarak desteğinin kazanabilmesi
için yüzlerce Amerikan askerinin ölmesiyle sonuçlanan Pearl Harbor
baskınına göz yumulmuş ve bu sorun da aşılmış oluyordu.
İSRAİL DEVLETİ, ROTSCHILD AİLESİ'NİN CÖMERT MALİ DESTEĞİ İLE KURULDU
Ve böylece Büyük İsrail İmparatorluğu'nun temelini oluşturan İsrail Devleti
1948 yılında Rotschild Ailesi'nin cömert mali desteğiyle kuruldu. Ordo Ab
Chaos yine işe yaramıştı. Bu arada savaşta iflas eden ülkelerin
ekonomilerinin düzeltilmeleri için Harriman, Rockefeller, Vanderblit ve
Rothschild finans kurumlarından aldıkları borç paralar devreye giriyordu.
SOVYETLER BİRLİĞİ'NE YETERİ KADAR ÜLKE TAHSİS EDİLMİŞ, MALİ DESTEK
VERİLMİŞTİ
Sovyetler Birliği, Hegel Diyalektiği gereği bir karşıt güç yaratılması
gerektiği için, Amerikan International Barnsdall Corporation şirketinin
verdiği ekipman ve yine Amerikan W.A Harriman Company ve Guaranty Tröstü
tarafından verilen mali desteklerle petrol kuyuları ve maden yatakları
açarak, ekonomisini geliştirdi. Bu arada dünya ülkeleri komünizm ve
kapitalizm arasında seçimlerini yapmaya başlamışlar; Sovyetler Birliği'ne
kapitalizmi savunan bizlere karşı eşit bir güç oluşturması ve bu oyunun
sürdürülebilmesi için yeteri kadar ülke tahsis edilmişti.
ÇİN, HENÜZ KONTROL EDEMEDİĞİMİZ BİR ÜLKE AMA ABD EKONOMİSİNE KATKISI BÜYÜK
Çin ise Amerikan Bechtel Corporation'ın verdiği teknoloji ve beyin gücüyle
süper bir güç haline geldi. Bu ülke henüz kontrol edemediğimiz, dünyadaki
tek ülke. Fakat Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunuyorlar; çünkü iş
gücü çok ucuz, ayda 30 dolara çalışacak işçi bulmak bizim ülkelerimizde
patronların en tatlı rüyası olurdu.