content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Eyl

Türkiye’nin İçinde Bulunduğu Çıkmazlar

Son otuz yıldır ülkemiz kuruluşundan bu yana en karmaşık, en çetrefilli geçeklerden geçiyor. Osmanlının son demlerinde yaşadığı ve sonucunda Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile neticelenen durumun benzerini-her ne kadar savaşlar yaşamasak bile- ülkemiz de yaşıyor.
Türkiye Cumhuriyeti özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra genel dünya politikaları gereği batı ittifakı içerisinde, milli sınırları haricinde hiçbir politik iddiası olmayan, içerde ise otoriter bir devletti.
Özellikle Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra ortadan kalkan kutuplaşma ile birlikte dünya yeniden şekillenirken, ülkemiz de yeniden kendini sorgulamak durumunda kaldı.
Bu son derece doğaldır. Dünya kendini yeniden sorgulayıp şekillendirirken ülkemizin bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Ve ülkemiz, gerek iç politikalarında ve gerekse dış dünya ile olan ilişkilerinde yeni bir anlayışa girmek zorunda kalmıştır.
Dünya yeniden şekillenirken, ülkemizin karşısına yeni fırsatlar çıkardığı gibi yeni tehlikeleri de beraberinde getirmiştir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi; geçmişte sınırları dışında hiçbir iddia içerisinde olmayıp/olamayıp içeride otoriter, fikri çatışmalardan nemalanarak kendini güçlü kılan rejimler tarafından yönetilmiştir. Bu şekilde yaşamaya alışmış olan ülke halkı üç toplumsal hastalığa yakalanmıştır.
Bunlardan birincisi misak-ı milli sınırları dışında hiçbir söz sahibi olamayacağı/olmaması gerektiği düşüncesi ve inancı içerisinde olmuştur. Yani bir anlamda geçmişinden gelen milli hayat şiarını yitirmiş, hafızasını kaybetmiştir. İkincisi ise toplum olarak karşıt fikirleri daima düşman, vatan haini olarak görmemizdir. Bu düşmanlığa ülkemiz sınır komşularını da katabiliriz. Bu ikinci durum hastalık derecesinde ileridir. Bu araz toplumun hemen her kesimine sirayet etmiştir. Üçüncüsü ise-ki en önemlisidir-otoriter rejim ülkemizin halkını kendisinin kurguladığı ve tariflendiği toplumu (Türk ve Sünni Müslüman olarak) tek bir etnik kimlik üzerinden tanımlamasıdır. Hâlbuki ülkemizde gerek mezhep olarak gerekse etnik olarak tariflenen birden çok kesimler vardır. Bu kesimler yeniden kendilerini ifade etmeye başladıklarında ülke “bölünüyor-muyuz” kaygısı içerisine düşmüştür. İşin tuhaf tarafı, tariflendiği Türk ve Sünni Müslüman kimliği ne Türk ne de Sünni akidelere uymamaktadır. Yani bu kesimlere de benimsetememiştir.
Gerek dış dünyanın –genel şartlardan dolayı- zorlaması, gerekse otoriter rejimin memnun edemediği kesimlerin talepleri ülkemizi içerde ve dışarıda anlayış değişikliklerine gitmesine zorlamıştır.
İçerde sistemi -dolayısıyla anlayışı- değiştirirken dışarıda da yeni iddialarda bulunmak çok kolay değildir. Yani bir anlamda içerde eski sistemin suyun başında olanlarını tasfiye ederken bunların ülke dışı ortakları ile de karşı karşıya gelinmiştir. Aynı zamanda içerde bu değişimler yaşanırken, geçmişte talepleri bastırılmış kitleleri memnun etmek ve yeni bir yönetici sınıfı oluşturmak çok kolay değildir.
Yine İkinci Dünya Savaşından sonra paylaşılmış dünya sisteminde ben de varım demek ve ülkelerin mevcut yönetimleri ile kâh uzlaşarak kâh çatışarak etki alanlarınızı genişletmek için siyasi ve ekonomik gücünüzün de kuvvetli olması gerekir.
Çünkü her ne kadar dünya yeni bir düzene doğru yol alsa bile; Dünyayı paylaşanlar yine aynı devletlerdir. Onların etki alanındaki ülkelerde gerek siyasal, gerekse ekonomik olarak kendine yer edinmek için en az onlar kadar güçlü ya da güçlü ortaklıklarınızın olması elzemdir. Bu tür mücadeleler sadece mücadele edilen ülkelerle sınırlı değildir. Çatışma sathı bütün dünyadır. Hatta ülke içindeki ortaklarıyla da mücadele etmek zorundasınız.
Sonuç;
Ülkemiz değişen ve çatışan Dünya şartlarında ülke içinde yeniden yapılanmanın sıkıntılarını yaşarken; aynı zamanda da yeniden oluşan Dünya dengelerinde en iyi konuma gelmenin mücadelesini vermektedir.
Umudumuz ve dileğimiz odur ki; Ülkemiz bu işten karlı çıksın…

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank