Türkiye’nin Bağımsızlığı İpotekli mi?
Türkiye birinci savaş sonrası üç kıtadaki topraklarını kaybetti ve Anadolu'da varolma yok olma savaşı verdi. Kurulan yeni devlet, kimliksizler, işbirlikçilerce tartışılıyor.
Oysa tartışılması gereken
başka konular vardır. Bilinen Türkiye'nin bağımsızlığının batılı ülkelerce kabul edildiğine ilişkin 23 Temmuz 1923 tarihli bir Lozan Antlaşması vardır. Ondan iki gün önce İmzalanan 21 Temmuz 1923 tarihli anlaşma da vardır. Bu anlaşma iki nüsha olup biri Büyük Britanya Kraliyet Ailesi kasasında gizlidir. Diğeri de 1960 ihtilalında Başbakan Menderes'in Örtülü Ödenek kasasını açan Albay tarafından ABD Büyükelçisi aracılığı ile ABD'ye gönderilir. Pentagon'da bir kasada muhafaza edilmektedir. Bu anlaşmaya göre; Türkiye İngiliz Milletler Topluluğu'nun (Commonwealth of Nations) tek gizli üyesidir
Geri kalanlar sadece Türkiye'ye ve Dünya'ya karşı oynanan bir tiyatrodur.
Bu nedenledir ki; Türkiye-İngiltere arasında yapılan anlaşmalar; TBMM'ye bile getirilmemiş, her kritik dış sorunda, yetkililer, Londra'ya gitmek zorunda kalmıştır. Yine Londra'da terör olayı üzerine Commonwelth of Nations'a bağlı ülkelerde ve gizli üye Türkiye'de bayraklar yarıya indirilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti antlaşmaları
Kurtuluş Savaşı Dönemi; Gümrü, Moskova, Ankara (1921), Kars ve Lozan Antlaşması
Cumhuriyet Dönemi Haliç Konferansı, Balkan Antantı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Sadabat Paktı, Zürih ve Londra, Ankara Antlaşması (1963), Cenevre Antlaşması
Balkan Antantı 9 Şubat 1934
Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya Belgrad'ta 9 Şubat 1934'te Balkan Antantı Atina'da imzalar. Balkan devletleri son toplantısını 1940 yılında Belgrad'a yapar.
Sadabat Paktı; 8 Temmuz 1937
Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında, Tahran'da Sadabad Sarayı'nda imzalanan dörtlü saldırmazlık paktı. Sınır sorunlarının çözülmesi ve ülkelerin bağımsızlıklarını vurgulayan dostluk anlaşması bölgeye barışçıl bir ortam getirmeyi amaçlar.
Türkiye-İngiltere anlaşması; 30-31 Ocak 1943
Winston Churchill ve İsmet İnönü Adana Buluşması yapılır.
Savaşın galipleri Dünya'yı paylaşım anlaşması yapar.
Potsdam Konferans
II. Dünya Savaşı sonlarına doğru Müttefiklerin, Prusya devletinin kraliyet merkezi olan Potsdam'da 1945 de yaptığı konferansa ABD'den Başkan Truman, İngiltere'den Başbakan Winston Churchill sonra Attlee, ve Sovyetler Birliği'nden Stalin katılır.
Yalta Konferansı
Yalta Konferansı İkinci Dünya Savaşı sonra Kırım'da bulunan Yalta'da 4-11 Şubat 1945'deki konferansa ABD Başkanı Roosevelt, İngiliz Başbakanı Çhurcill ve Rus lideri Stalin katılır.
Türkiye'nin NATO Üyeliği
18 Eylül 1952'de Türkiye NATO'ya kabul edildikten yedi ay sonra İzmir'de Müttefik Kara Kuvvetleri Karargahı (LANDSOUTHEAST) kurulur.
1966'da, NATO'ya ait haber alma tesislerinin sayısı 112'ydi. Türkiye'de 35 km.karelik alan NATO'nun denetimindedir. Buraya, bakanlar dahil Türk yetkililerin NATO komutasından izinsiz girmesi yasaktı.
ABD ile Türkiye arasında 1976 yılında imzalanan "ABD-Türkiye Savunma ve İşbirliği Anlaşması", İncirlik, Kargaburun ve haber alma tesislerinin NATO adına ABD tarafından kullanılmasını sağlar. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi sonrası "Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması" ise 12 askeri üssün NATO adına ABD tarafından 5 yıllık kullanılmasına karar verildi. Bu anlaşma, ABD'nin talebi doğrultusunda halen yürürlüktedir.
1959 Roma ve 1963 Ankara anlaşmalarıyla Türkiye, Avrupa Birliği'ne endekslenir.
ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail'le yapılan anlaşmaların sayısı da içeriği de tam bilinmemektedir. TBMM'ye getirilen anlaşmalar ağırlıklı olarak ekonomi, ticaret ve bilim ve teknoloji konularına ilişkindir. Askeri, istihbarat ve dış politika ilişkinlerine ilişkin anlaşmalar gizemliliğini korumaya devam etmektedir.
Vatandaşlar cambaza bak oyunu ile oyalanırken, gündem nelerle meşgul ediliyor?
Şimdi ise; komşularla gerginlik üzerinden, dış politika yürütülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız mı? Bağımsızlık; kim adına, niçin, kim, ne şekilde devredilmiştir? Türkiye'yi kimler yönetiyor diye sorarken, çözümü düşünmek gerekmiyor mu?
Günün Sözü; Milletler, iradeli, kararlı, bilgili, birikimli devlet adamlarıyla yücelirler