Türkiye’de Bir Süreç Bitti
Amerika ile Türkiye arasında sorun olan, Türkiye’nin güvenli bölge planı nedir? PKK terörü ve IŞİD terörü ile olan ilgisi nasıldır?
Bu sorulara doğru cevap vermek için eldeki verilere bakmak gerek.
Birinci veri; Batıdan ve Amerika’dan gelen baskılar. PKK ile Çözüm Sürecine devam edin. Anayasayı değiştirin. (Bölünmeye devam edin diyorlar)
İkinci veri; Biraz savaş biraz siyaset yoluyla, amacına adım adım yaklaşan PKK’nın, ülke içinde yarattığı yönetim boşluğu…
Üçüncü veri; Çözüm süreci içindeyken, seçimlerde, HDP(PKK)nin aldığı oyu, siyasal başarı olarak alan PKK, siyaseten alınan yolun; silahlı savaşımın sürdürülmesi noktası olarak değerlendirdi. Yani PKK, siyasetle yapılanların, silahla desteklenmesinin gerekli olduğu hesabını yaptı.
Dördüncü veri; Hem siyaseten hem de silahlı olarak PKK’nın kazanımları, silahlı kuvvetlerimizi, doğrudan tehdit eder hale geldi.
Beşinci veri; Türk Devleti hem yobaz terörü, hem de etnik terörün kıskacına girdi.
İktidarda, Çözümcülerin olmasına rağmen, halkımızın savunma içgüdüsü dayattı. Silahlı Kuvvetler, silaha karşı silahla müdahale etti.
24 Hazirandan itibaren, Türkiye başka bir ray hattına girdi.
Türkiye’de bir süreç bitti, yeni bir süreç başladı. Türk devleti kendini savunmaya mecbur hissetti.
Amerika ve Avrupa, Türkiye’nin PKK terörü ile girdiği bu savaşın, Türkiye’yi Amerika’dan koparabileceğini düşündüğünden; Açılımda ısrar ediyorlar. Stratejilerinin esası; Büyük Kürdistan olduğu için…
Amerika’nın çok umut bağladığı bir gurup PKK’lı(sayılarının 169 olduğu söyleniyor), Hava Kuvvetlerimizce imha edildi. Bu durum ABD’yi fazla kızdırdı.
Hürriyet Gazetesinde yapılan haber ve yorumlarda, şu veri ortaya çıkıyor.
Aslında bu yorumlar gazetenin kendisine ait olmayıp, Amerika’nın talimatları olduğunu biliyoruz.
“PKK iyice zayıflatıldıktan sonra, PKK ile masaya oturulacak” neresinden bakarsanız bakın, PKK ile anlaşın talimatları geliyor.
Bu ifadeyi Erdoğan’ın “Çözüm Süreci buzdolabındadır” ifadesiyle birleştirince, işin nasıl bir başarısızlığa doğru gittiğini anlıyorsunuz.
Olsun artık geri dönüşü olmayan bir yola girdik.
Böyle büyük kalkışmanın, topyekûn bir karşı duruşla, mümkün olabileceği kesindir.
Bu konuşmalar ve cephe gerisinden, TSK’ya yapılan saldırılar, terörle mücadeleyi zora sokuyor. TSK’yı yalnızlaştırıyor.
Terörle mücadelenin silahsız olmayacağı yeniden ortaya çıktı. Terör, silahla çözülmez safsatası, batının ve terör örgütünün halkımıza öğretisiydi. Sinsi bir propagandaydı. Onlar silah kullanacak, ama TSK kışlasında kalacaktı.
24 Haziran Harekâtının hiçbir kazanımı olmasa bile, bu işin silahsız olmayacağını halkımıza yeniden öğretmesi bile bir kazançtır.
Terörle mücadelenin sürdürülmesinde önümüze çıkacak iki engel var.
Birincisi İncirlik’in Amerikan Hava Kuvvetlerine tahsis edilmiş olması…
İkinci unsur ise; Türkiye’yi yöneten kadroların müttefik ve dost ayırımındaki ölçüsünün mezhepçi bir zemine oturması…
Güvenli Bölge;
Bizim Suriye ile 850 kilometre ortak sınırımız var. Güvenli Bölge diye tanımlanmak istenen ise; Fırat Nehri ile Kuzey Halep arasındaki 45-90 kilometrelik bir bölüm.
IŞİD tehdidi sadece bu 45 kilometrelik kısımdan mı geliyor?
AKP’nin, bu 45-90 kilometrelik kısımda ısrarlı olmasının nedeni; Suriye devletine karşı Fetih Ordusunu güçlendirmek. Suriye devletini, daha fazla terörle, karşı karşıya getirmek.
Bir taraftan terörle uğraş, öte yandan Suriye’de terörü destekle… Allah’ım bize akıl fikir ver!
Güvenli bölge talebinin Türkmenlerle bir ilgisi yoktur. Mezhep kurtarma talebidir. Sırf bu yüzden, ileride, başımıza ne iş çıkaracağını bilmediğimiz, İncilik Üssünün Amerika’ya tahsis edilmesidir.
Eğer esas olan Türkiye’nin güvenliği ise; 850 kilometrenin tamamının güvenli bölge olması gerekmez mi?
AKP iktidarının IŞİD işinde, ABD ile birlikte hareket etmesi de bundandır.
Öyle anlaşılmaktadır ki; Amerika PKK’nın bir miktar zayıflatılmasına karşılık, İncirlik Üssünü ve diğer imkânları almıştır.
Amerika ne yaparsa yapsın, ABD baş aşağı giden bir kuvvettir. Her tarafta bir yenilgi alırken, varlığını devam ettirmek için karma karışık işlere girmektedir. Ve işin içinden çıkamamaktadır.
Türk milleti, kendi kararını kendi verirse, Amerika bölgemizde planladığı Kukla Kürdistan’ı gerçekleştiremeyecektir.
bulentesinoglu@gmail.com