Türkiye’de Bilim İnsanı Olmak
Bilim son yıllarda hızını çok daha fazla arttırdı. Her gün farklı konuda bir buluş ya da bulgu ve ya gelişme yaşanmakta. Özellikle bilgisayar sistemlerinin gelişmesinden sonra bu hıza yetişmek çok daha zorlaştı. Ancak bilgisayar- internet, tekerleğin icadı, içten yanma motorlu taşıtların icadı ya da penisilinin icadı gibi toplum hayatını kökten değiştiren buluş olmadı. (Belki GOOGLE'ı sayabiliriz :))
Türkiye'de bilim ise çok daha farklı bir şekilde ilerlemektedir. Bilim genel olarak üniversitelerde üretilir ( ya da bekleneni bu) Ancak ülkemizde Üniversiteler geçmişten gelen bir alışkanlık nedeniyle bilimden ziyade ideoloji üretim merkezi olarak çalıştığı için bu konuda hep geri kaldık. Büyük üniversitelerimizde nasıl bir ortam kurulmuşsa ideoloji bilimden her zaman daha önde olmuştur. Büyük bir üniversite olmanın getirdiği olanaklar içinde arada elbette bilimde üretildiği olmuştur elbette. Bunun sayesinde dünyanın en iyi 500 üniversitesi içine 1 ya da 2 üniversitemiz girebilmiştir.
Türkiye'de bilim insanı olmak demek özellikle Allah'a inanmamak, hatta ona inananları aşağılamak, küçümsemek ile eş değer anlamdadır. Özellikle biz doktorlar arasında çok ciddi bir ideolojik kırılma söz konusu ki bu beni çok üzmekte. Bizim üniversitelerimizden mezun olan arkadaşlarımız bir torna tezgahından çıkmış gibi bir şekilde Allah inancından yoksun, hatta bu inanca sahip insanları aşağılar bir mantıkla yetişmektedirler. Son zamanlarda bu kısır döngü kırılmaya başladı, inanan insanların çocukları da bilim yuvalarına girmeye başladılar.
Özellikle dünya da oluşturulan bilimin ateist olarak üretildiğini düşünürsek alınması gereken çok yol var. Üretilmiş bilimler görmediğimiz kanıtlara dayandırılmakta bilim dünyasının anahtarını elinde tutan insanlar tarafından tüm dünyanın bilim ekolünü etkilemekte. Mesela evrim ile ilgili tüm deneylerden elde edilen kanıtlar bilim çevrelerince doğru kabul edilmekte. Düşünsenize ilkokul öğrencisiniz ve bir üniversite hocası size geliyor. 2+2 = 5 diyor. Siz kimsiniz, bilim dünyasında ne gücünüz var ki 2+2= 4 diyebilirsiniz. Tabii ki peki öğretmenim diyeceksiniz. Siz profesörsünüz bir yayınınızda güçlü delillerle evrimin olmadığını kanıtladınız. Modern bilimin sahipleri tüm bilimsel yayınların sahipleri olduğuna göre kime nasıl duyuracaksınız. Ama ateist bir bilim insanı iseniz size tüm kapılar açıktır.
Şimdi bana soracaksınız bilimin ateisti mi olur diye. Nasıl olur bir açıklama getirelim. Bilim bir noktaya kadar dünyada zaten meydana gelen olayların teoriler yolu ile anlaşılmaya çalışılmasıdır. Örnek olarak kafaya düşen elmanın yer çekimi adı verilen bir hipotez ile anlamlandırılması ve ortaya atılan hipotezin diğer düşmeleri de açıklayabilmesi sayesinde "evet bu doğrudur" diye tüm dünya tarafından kabul edilmesidir.
Ancak modern dünya artık değişiyor. Dünya giderek daha küçülüyor. İsteyen herkes istediği konuda bir yazı yazabilir ve tüm dünyaya ulaştırabilir. Ülkemizde de artık bilim çalışmaları ateist- inanan çatışmalarından daha ileri düzeye çıkmalı. Geniş açıdan bakabilmeliyiz. Bilim her zaman var olacaktır ancak bilinmeyen de her daim var olacaktır. Bırakın kainatın- uzayın sınırlarını keşfetmeyi, daha hücre içindeki olayları tam çözememişken her konu hakkında bilgi sahibi olabileceğimiz megalomanlığına kapılmamız çok büyük saflıktır.