Türkiye’de Arıcılık ve Bal Üretimi
Türkiye, doğal dokusu bakımından dünyanın en cazip ülkelerinden biridir. Ülkemizdeki bitki zenginliği, özellikle arıcılığın altyapısını oluşturmaktadır. Türkiye arıcılar için bulunmaz bir diyardır. Fakat bu avantajı tam anlamıyla lehimize kullandığımız söylenemez.
Türkiye kovan sayısı bakımından dünyada dördüncü, bal üretimi yönünden de altıncı sırada yer almaktadır. Demek ki kovan çok ama bal miktarı azdır. Fakat ülkemizde çok kaliteli ballar üretilmektedir. Çünkü memleketimizdeki çiçek çeşitliliği ve zenginliği dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Balın hammaddesi çiçektir. Çiçek zenginliği kaliteyi de beraberinde getirmektedir.
Bal kalitesini tespit etmek normalde güçtür. Bu hususta ehil olmayanlar balın kalitesini anlayamaz. Bugün ülkemizde bal tüccarlarıyla müşteriler arasında büyük bir güvensizlik mevzubahistir. Müşteriler zaman zaman aldatıldıkları için satıcılara güvenmemektedirler. Bu arada, olan gerçekten kaliteli bal üretenlere olmaktadır. Bu insanlar ürettikleri balları iç ve dış piyasada pazarlama konusunda güçlüklerle karşılaşmaktadırlar.
Bal hem gıda,hem ilâç maddesidir. Üretildiği yörelerin bitki örtüsüne göre çeşitlilik gösterir. Balın bileşiminde şekerler (monosakkaritler, disakkaritler, polisakkaritler), asitler, proteinler, amino asitler, enzimler, mineraller, vitaminler, bitki fenolleri, fitonsitler ve su bulunmaktadır.
Arılar bu maddeleri çiçeklerden elde etmektedirler. Baldaki bu maddelerin insan beslenmesinde çok mühim bir rolü vardır. Yorgunluğun önlenmesinde birebir uyarıcıdırlar. Çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Nezle, sinüzit, akciğer hastalıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, idrar yolu hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, şeker hastalığı, göz rahatsızlıkları, diş yaraları, solunum sistemi hastalıklarında bal, önemli bir tedavi aracı olarak kabul edilmektedir.
Türkiye flora bakımından çok zengindir. Onun için ülkemizde çok eski yıllardan beri arıcılık yapılmaktadır. Arıcılık, Osmanlı imparatorluğu tarafından çıkarılan değişik kanunlarla teşvik edilmiştir. Bu sektör yüklü bir maliyet ve işgücü gerektirmemektedir. Herkesin, az bir sermayeyle yapabileceği bir iştir. Bu iş, daha çok ekilebilir toprağı olmayan kesimler tarafından tercih edilmektedir.
Bugün dünyada 50 milyonun üzerinde arılı kovan mevcuttur. Bunların üç milyona yakını ülkemizde yer almaktadır. Yine memleketimizde kişi başına yıllık bal tüketimi üç kiloyu geçmemektedir. Bu miktar Japonya’da 30 kilogram olduğuna göre, anlaşılan o ki, ülkemizde yeterince bal tüketilmemektedir.
Ülkemizdeki arıcılık babadan görme yöntemlerle yapılmaktadır. Yani arıcılarımız eğitimsizdir. Buna rağmen dünyanın en kaliteli balları Türkiye’de üretilmektedir. Bunun nedeni memleketimizdeki flora zenginliğidir. Arıcılarımızı bu hususta bilgiyle donatabilirsek mevcut verim ikiye katlanacaktır.