Türkiye İyi ve Mutlu Diyenler Km?
Türkiye'de gazeteler ve televizyonlar büyük sermaye gruplarının.
Bu durumda; Türkiye'nin ekonomik durumunu da iş adamları yani patronlar değerlendiriyor ve halka yansıtıyor. İstatistiki veriler toplumun farklı kesimlerindeki durumu yansıtabiliyor. Durumu iyi olanlarca yansıtılanlar da her şeyin iyi olduğu, iyi gittiği şeklinde olmaktadır. Oysa gerçekler farklı. Ülkede var olan stratejik kuruluşlar yabancılara satılmış, yıllardır yatırım yok. Yatırım diye söylenenler, TOKi evleri, otoyollar başka bir şey yok.
Bakın; 45 bin kişi faiz milyoneri
Bankalar geçen yıl mevduata 37.3 milyar liralık faiz ödedi. Bu paranın yarısı milyon liralık mevduat hesabı bulunan 45 bin 608 kişinin cebine girdi.
Milyonluk hesapların çoğu banka ve sanayi şirketlerinin ortak yöneticilerine ait.
Türkiye'de milyonerler kulübüne 2011'de 10 bin 822 kişi eklendi. Böylece milyoner sayısı 45 bin 608'e çıktı. Bankacılık sistemindeki 695.5 milyar liralık mevduatın yüzde 47.4'ü milyoner hesabında tutuluyor. Bu da bankaların geçen yıl mevduata ödediği 37.3 milyarlık faizin neredeyse 18 milyar lirasının milyonerlere gittiğini gösteriyor.
Türkiye'deki toplam mudi sayısının 51.8 milyon olduğu düşünüldüğünde bankaların ödediği faizin kalan kısmı da diğer mudilere gitti. Verilere göre, milyonerlerin hesaplarında tuttukları mevduat 1 yılda 39.5 milyar lira artış gösterdi.
Milyonerlerin hesabında toplam 329.8 milyar lira bulunuyor. Bunun 313.4 milyarı yurtiçi, 16.4 milyarı ise yurtdışı yerleşik milyoner hesaplarında bulunuyor. Bankacılık sistemindeki toplam 695.5 milyarlık mevduatın 667.6 milyarı yurtiçi yerleşiklere, 27.8 milyarı ise yurtdışı yerleşiklere ait. Öte yandan, 10 bin liraya kadar olan 49.3 milyon adet hesapta tutulan mevduat toplamı 32.3 milyar lirayla sınırlı kaldı.
Aralık itibarıyla yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerin sahip olduğu 49.2 milyon hesapta 10 bin TL'ye kadar, 3 milyon 60 bin 75 hesapta 10-50 bin TL arası, 1 milyon 188 bin 194 hesapta 50-250 bin TL arası, 201 bin 839 hesapta 250 bin-1 milyon TL arası mevduat bulunduğu tespit edildi.
Sırasıyla bu hesaplarda, 32 milyar 379 milyon TL, 82 milyar 62 milyon TL, 143 milyar 839 milyon TL, 107 milyar 339 milyon TL olduğu belirlendi.
1,2 milyon kişinin geliri 295 TL'nin altında
Yeni yılda devreye giren Genel Sağlık Sigortası kapsamına girmek için 1 milyon 730 bin kişi gelir testi yaptırdı. Bunlardan 1 milyon 260 bin kişinin geliri 295 liranın altında çıktı.
Türkiye'de; din, iman, Suriye, askeri vesayetten kurtulma, yeni anayasa, ileri demokrasi açılım saçılım palavraları altında Türkiye'nin altın yumurtlayan tavukları özelleştirme kapsamında satıldı. Bazısı satılma sürecinde!
2003-2011 yılları arasında toplam hisse/varlık satış/devir yoluyla 34 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirildi.
Özelleştirmeler için 2002-2010 yılları arasında danışmanlık hizmeti veren yerli ve yabancı firmalara 84 milyon 799 bin 945 TL ödenmiş.
Peki bu özelleştirmelerden elde edilen gelirler nereye gitti? Bu süre içinde, Türkiye'de bankaların yüzde 75'ü, sigorta şirketlerinin yüzde 80'i, IMKB'nin yüzde 62'si yabancıların eline geçti. Türkiye bu yıl, bütçesinden 47. 5 milyar TL faiz ödemek için ayırdı. Cari açık ise Cumhuriyet döneminin en yüksek seviyesine ulaşırken, tehlike sinyalleri veriyor. 2011'in ilk altı ayında 45 milyar 8 milyon dolar cari açık gerçekleşirken, yıl sonu tahminleri 71 milyar 990,1 milyon dolara yükseldi. 1950 ile 2002 yılları arasındaki 52 yıllık dönemde Türkiye'nin cari açığı 48 milyar dolar olmuştu. Aynı dönemde dış borçlar 130 milyar dolardan 290 milyar dolara yükseldi.
Yapılan özelleştirmeler cari açık ile dış borcu kapatmaya yetmedi. Çünkü Türkiye, yüksek faizle borçlanmaya devam etti. Bu süre de özel sektörün dış borcu da 30 milyar dolardan 124 milyar dolara kadar yükseldi. Özelleştirme için gelen yabancı sermaye yatırım yapmak bir yana, 50-70 milyar arasında bir parayı ülke dışına çıkardı.
Ne diyelim ki! Halk neyle meşgul ediliyor, ne için? Duyarlı olanlar nerede?
Günün Sözü: Borçla yaşayan insan, toplum ve devletin, kimliği ve kişiliği olmaz.