Türkiye Hasta mı?
TV ekranlarını, gazete manşetlerini, köşe yazarlarını, İnternet gezginlerine bakırsa, Türkiye travmaya tutulmuş gibi.
Konuşanlara dikkat edin! Ağızlarından köpükler saçıyor,
Yazanlara dikkat edin! Kin, öfke ve tahrik içeriyor.
Türbanı savunanı da aynı karşı çıkanı da aynı.
Herkes kendini ülkenin sahibi olduğunu iddia ediyor.
Herkes kendi düşüncesinin doğru olduğunu iddia ediyor
Herkes kendi fikrinin kabul edilmesini istiyor
Herkes karşıdakinin tehdit olduğunu ileri sürüyor
Ankara'da: gerilim, kızgınlık, öfke, çarşaf, gözyaşı ne arasan var.
Ankara tarihinin en kritik tartışmalarından birisini yaşıyor.
Partilerin grup toplantılarında siyasetin tansiyonu ciddi şekilde yükseliyor...
Başkent'in üzerine çöken gerilim Türkiye'yi sarsıyor.
Liderler kızgın...
Liderler keskin...
Liderler yükleniyor...
Siyaset bağırıyor.
Ankara çığlık çığlığa...
Sanki bir korku tüneli...
Medyaya yükleniyorlar, partilere liderlere yükleniyorlar. Avrupa Birliğine yükleniyorlar, İsrail'e yükleniyorlar.
Verilen mesajlarla; yolculuk arkadaşlarına.mesaj gönderiyorlar. Dahası, bu yola birlikte baş koyduk, ölümüne beraberiz diyorlar...
Daha neyin ne olduğu netleşmeden değerlendirmesini yapmadan hemen bakıyorsunuz parti sözcüleri, ahkam kesmeye başlıyor. Yargıya akıl vermeye başlıyorlar. Yönlendirme yapmaya başlıyorlar. İstikamet veriyor ve idam sehpasının yolunu gösteriyorlar. Biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız, gibi kimi büyük laflar ediyorlar.
Yine diyorlar ki: Ben ciğerlerimden konuşuyorum. Ama bunlar sipariş üzerine konuşuyorlar.
İşin içine ciğer girince, ciğer parelerin duygulanmaması mümkün mü? Bazı milletvekilleri duygulanıp gözyaşı dökebiliyorlar..
Ülkeyi yönetenlerde ciddi bir şekilde tedirginlik ve telaş var. Öylesine ki; ağzına yakışmayacak sözlerle konuları tartışmaya açıyorlar. Asabları bozuk. Hepsini Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine yakışır olgunluk, anlayış içinde anayasa, hukuka ve millete saygılı bir yönetici olarak görmek istiyoruz. Çabamız buna yöneliktir.
Yani; partiler, kurumlar, akademisyenler ve gazeteciler arasında ciddi bir çatışma yaşanıyor.
Herkesin sağlıklı olmasını öneriyorum.
Bakın; Türkiye'de hipertansiyonlu sayısı 20 milyona ulaşmış. Ulusal Hipertansiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Yahya Sağlıker, birkaç yıl öncesine kadar yüzde 23 sıklıkta görülen hipertansiyonda oranın, yüzde 30'lara ulaştığını söylüyor.
Nedenlerin başında stres geliyor. Yüksek tansiyonun körlük, beyin kanaması, felç, damar tıkanıklığı gibi sonuçlar doğurabileceğini hatırlamak gerekir. Halk deyimiyle 12'ye 8 olan değer, 14'e 9'u bulur ve geçerse tehlikeli olur. 16'ya 10'u bulursa ciddi boyuttadır, 18'e 11'se korkunçtur.
Teşhis ve tedavisi eskiye göre çok daha başarılı olan hipertansiyonun belirtileri de iyi biliniyor. Enseden başlayıp tepeye vuran baş ağrıları olur. Baş dönmesi, kalpte çarpıntı, göğüs sıkışması, göz kararması, burun kanaması, görme bozuklukları da diğer belirgin özellikler. Bunlarla karşılaşanlar hemen bir uzmana görünüp kan basıncını tespit ettirmeli.
Günün Sözü: Akıl ve beden sağlığına dikkat et, yürüyemez, konuşamaz, hareket edemez hale gelirsin