Türkiye Gerçekten Kalkınıyor mu?
Büyüme ayrı, kalkınma ayrı kavramlardır.
Büyüme; yıllık üretim miktarındaki artıştır. Kalkınma ise, bir bütün olarak toplumun yaşam seviyesinin yükselmesidir.
Kalkınma göstergesi olarak 1960'larda üretim artışı esas alınıyordu. Oysa günümüzde, 2010' lu yıllarda İnsani Gelişmişlik Endeksi esas alınıyor.
Siz kalkıp, "bugün yüzde filan büyüdük" derseniz ve ardından da, "çok kalkındık" diye belirtirseniz, o zaman bundan 50 yıl öncesinde kalmışsınız demektir.
Evet, bugün üretim olarak dünyada 17.nci ülkeyiz. Ama, insani gelişmişlik olarak da 169 ülke içinde 84.ncü sıradayız.(Kaynak; İGR, 2011)
Demek ki, üretim artışı ve üretim seviyesinde ilk 20 içindeyiz, ama yaşam standartında Dünyanın orta merdivenlerindeyiz.
Bazıları da "kişi başına düşen yıllık gelir düzeyi"nde 10 bin doları aştık diye övünür.
Övünmesi yerindedir. Ancak 2007 yılından beri de, bu 10.000 dolara çakılıp kaldık.
10 bin doların türk lira karşılığı yıllık 18. 000 lira yapar. Kişi başı bir aylık ortalama gelir 1500 lira eder.
İşte biz bu beş yıldır bu gelire takılıp kaldık.
Ersin Özİnce de "biz rant ekonomisiyiz" demiş. İş Bankası Başkanı çok ilginç saptamalarda bulunmuş:
"...Türkiye bugün tasarruf yapmıyor tüketiyor. Bunu müşterilerimizden biliyoruz. Kredi kullanan müşterilerimiz artık yatırım yapmıyorlar. Çoğu marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı oldu. Gayrimenkul fiyatlarının ne kadar yükseldiğine bakarsanız Türkiye'nin üretmediğini görebilirsiniz" diyerek ülke ekonomisinin daha büyük dalgalanmalara karşı beklenen gücü gösteremeyeceğine dikkat çekti.
Türkiye'nin katma değeri olan sanayi üretimine geçemediğine değinen Özince'ye göre, "Güçlü bir sanayi sınıfı oluşturamadık. Bugün Türkiye tarımda bile her şeyi ithal ediyor. Tohumu, modern tarım teknolojisini, seracılıkta gerekli olan her şeyi ithal ediyoruz. Ufak tefek üretimlerimiz var ama bunlar bir tarım sanayisini ifade etmez."
Özince'nin Kadife Şahin'e anlattıklarında dikkat çeken noktalar şunlar:
- Güçlü sanayi sınıfı oluşturamadık.
- Girişimciler banka kredilerini üretime değil gayrimenkule yönlendiriyor. Rant ekonomisi oluştu. Gayrimenkul fiyatlarında balon var.
- Üretimi artıracak yerde tüketim artışını teşvik ediyoruz.
- Tasarruf yapmıyoruz.
- Tasarruf yapmadığımız, tükettiğimiz, üretim yerine ithalat kapısını açtığımız için ülke ekonomisinin dalgalanmalara karşı gücü zayıflıyor. Risk yükseliyor."(2 temmuz 2012 Dünya)
Bugün kalkınmanın gerçek göstergesi olan insani gelişmişlikte nerede olduğumuz ortada. o halde yapılacak iş hep birlikte zayıf kaldığımız alanları bilmek. Bunlar eğitim, sağlık kadın istihdamı şehirleşme, demokrasi, Ama bunların da gerisinde esas sorun verimsizliktir.
Verimlilik Ekonomisi olmalıyız. İnsan potansiyelimizi her alanda en doğru biçimde değerlendirmeliyiz.