Türkiye’de Her Şey Çabuk Unutuluyor…
17 Ağustos depremi tüm ulusta kapanmaz bir yara olacağını düşünüyordum. Bütün acılar unutulurdu da bu çapta olan bir felaketten büyük dersler çıkartacağımızı ve unutmayacağımızı zannediyordum. Hepimiz o günleri hatırlarken halen tüylerimiz diken diken oluyor ve gözlerimiz doluyor. Ne aileler, ne hayatlar kaldı, o deniz kumundan yapılan çürük binaların altında. Ya sağ kalanlar halen depresyonda. Ahmet Mete IŞIKARA aman dikkat dedi, binaların halen bir çoğu tehlikede dedi, ama biz ne yaptık, kendisini yılın en seksi erkeği seçerek ödüllendirdik ama dediklerinin hiç birini yapmadık. Biz magazini severiz belki o yıl yılın en seksi erkeği seçilmeseydi şimdi onu da unuturduk. Magazin maymunları olmasa biz nasıl unuturduk acılarımızı.
Halen bir çok bina deprem yönetmeliğine göre tehlikede ama kim takar, kaderde varsa neye yarar üzülmek. Her yerde mantar gibi binalar çoğalmaya devam ediyor. Belediye elinden geleni yapsa neye yarar, biz kaçak ve ucuz olanı daha çok severiz bize heyecan verir. Birde temele bir koç kestik mi oldu bitti. Herkesin düşüncesine saygımız var, koçu kesmenize lafım yok da sağlam temellere kesin kesecekseniz, çürük temellere keserek sevdiklerinizi de kurban etmeyin koç ile birlikte. Binalarınızı kontrol ettirin, eğer tehlikeli bir durum varsa çok geç kalmadan tedbirinizi alın, geç kaldıktan sonra hiç bir şeye çare bulamazsınız.
Devletinde bu konuda duyarlı olması ve binaların kontrol edilmesi için halkı uyarması ve teşvik etmesi gerekiyor. Ücretsiz expertiz servisleri kurulabilir, bu anlamda yatırım yapılan binaların vergisinden bu rakamlar düşülebilir vs. gibi. Sıra geldi Medya’ya, lütfen daha duyarlı olalım. Biliyoruz ki gündemi siz oluşturuyorsunuz en azından böyle önemli günlerin üzerine daha fazla düşelim ve insanları uyaralım. Deprem öncesinde nasıl hazırlık yapmalıyız? Deprem esnasında nasıl davranmalıyız? gibi konularda içerikli bilgilendirmeler yapalım.
Hepinizin evladı ve sevdikleri var, hayatınızı hafife almayın. Bir insan kolay büyümüyor, hepinizi duyarlı olmaya şahsım adına davet ediyorum. İnsanın bugününü çalan iki hırsız var. Bunlardan birincisi geçmişe ait duyduğumuz pişmanlıklar, ikincisi ise geleceğe ait yaşadığımız kaygılar. Bugün ne gerekiyorsa onu yapın ne pişmanlık duyun ne de kaygı. Lütfen unutan bir toplum olmak yerine duyarlı bir toplum olalım.
Hepinize depremsiz günler dilerim.
Yazınızı okudum.
Ağustos 19th, 2010 at 13:43Bilgilendirmeniz için teşekkür ederiz.
Çapar Kanat
Çiftçi- Çiğ Süt üreticisi