Türk Milleti’ne Tuzak: Din, Barış, Kardeşlik Diyerek Böldüler
DİN, BARIŞ, KARDEŞLİK DİYEREK BÖLDÜLER
TÜRK MİLLETİ’NE TUZAK
Karanlık odaklarca; hayalperest yetenekli cahillerle, hırslı ama zaafları
olan tipler tespit edildi. Rol oyuncu
eğitiminden geçirildiler. Planlar,
programlar, yol haritaları hazırlandı, kendilerine verildi. Demokrasi
oyununda, kumpaslarla hilelerle etkili ve yetkili kılındılar.
Barış dediler, birlikte yaşayanları çatışma ortamına sürüklediler.
Kardeş dediler, birlikte yaşayan insanları kin nefretle ayrıştırdılar.
Din dediler, Müslümanları böldüler, halkımız dediler halkı böldüler.
Ahlak iman peygamber dediler, yalancılığı hırsızlığı fitneyi katliamı meşru
gördüler.
Osmanlı hayalleriyle Türk Milleti’ni, bölge halklarını birbirine
düşürdüler. İslamcı bölücü terör örgütleri kurdular, desteklediler. Bölgeyi
kan gölüne çevirdiler.
Neyin mücadelesi bu?
Çok yönlü asimetrik psikolojik savaşın tüm unsurları kullanılmış oluyor.
Uygulanan operasyon; uzun zamandır sinsice planlanan operasyonudur. Bu
her alanda uygulamadadır.
Sinsice planlanan ve uygulamaya konulan operasyonları, mankurtlaşmış
beyinler tersini algılıyor. Bazılarına göre ise onlara direnmek
olanaksızdır. Devşirme eğitimi bu algıyı emreder.
Bugün; etnik dönmeler, liboş, dönek veya dinci kimliği altında etkili ve
yetkililer.
Batı; tarih boyunca hep aynı oyunu uygulamıştır. Türkleri; doğal
müttefiki olan, etle tırnak gibi olduğu halklardan birer birer kopartmak.
1922 yılında; içteki dönmeler sevinçle işgalcilere kucak açarken çözüm
olarak Amerikan mandası, İngiliz idaresi istiyorlardı.
Ne ilginç şimdi de; hayalleriyle yaşayanlar, yıllar sonra liboş, dönek
solcu ve tarikat cemaat işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni,
kıskaç altına aldılar. Çaresiz aydınlara, umutsuzluk operasyonu yapıyorlar.
Birileri had safhada çok ama çok seviniyor.
İleri Demokrasi projesi ile Avrupa Birliği uyum yasaları ile uygula
diyorlar. Yani; çözüm olarak önerilen, Türk kelimesini her yerden sil,
federasyon ol, kendini parçala diyorlar!'
İktidar da muhalefet de; Brüksel ve Washington'a bakıyor. O merkezler
ancak iktidar vizesi veriyor. Elbette oralara hesabı vermek zorunda
olduklarını biliyorlar.
Merkezler; yüzlerce yıllık deneyimi ile uyguladığı yüzlerce proje ile
başaramadığını şimdilerde başaracağına inanıyor. Çünkü Türk Milleti'nin ana
unsurlarını zihnen devşirmenin rahatlığı içindedir. Endişesi ise; Türk
Milleti'nin feraseti! Yani engin sağduyusu!
Batı; aydınları, akademisyenleri gazetecisi, siyasetçisi, cemaatçisi
devşirilen Türk Milleti'nin, kurgulanan bu düzeneğe gelmeyeceği endişesini
yaşıyor.
Görülen o ki; Türk Milleti'nin direnç gücü hem batıyı hem kabesi Batıcı
olanları epeyce korkutuyor. O nedenle de ülkeyi yönetenlere, Türk
Milleti'ni küçük azınlık topluluklarla aynı orandaymış gibi tanımlama
getirtiyor.
Proje; Ulus devlet ve üniter yapıyı tersyüz etmek. Türk Milleti'nin
tarihi kimliğini unutturmak, Arap tarihini İslam tarihi gibi, Avrupa tarihi
kültürü ve değerlerini çağdaş değerler ve kültürmüş gibi benimsetmek! Türk
yurdunu kimliksizleştirerek yığınların ülkesi haline getirmek!
Türk Milleti'nin temel özelliği; bağımsızlık tutkusu ve onu sağlayan
tarihi birikimi ve kültür değerleridir. Türk Milleti'ne güvenmeyen ve
aşağılayanlar ya onu hiç tanımayanlardır ya da bu söylemin yıkıcı gücünden
faydalananlardır.
Sıkıştırılmaya, sarsılmaya devam eden Türk Milleti; tüm unsurlarıyla
bir araya gelerek, vatanı vatan olmaktan çıkarmak isteyenleri, kendi
milletini kimliksizleştirenleri bilmelidir.
Durum, geçen yüzyıl başından daha kötü değildir. Bu millet dün neydiyse
bugün de O'dur, yarın da O olacaktır.
Birleştirici, barıştırıcı, barış içinde bir ve beraber olma bilinci;
ülkeye yansıtılmalıdır.
Yapılması gereken yapılacaktır.
Günün Sözü: Her milletin kötü dönemlerinde yiğitleri sahneye çıkar.