Turizmde Yeni Arayışlar… Ve Değişen Tatil Anlayışı…
Turizmin duayeni...
Akıl danışmanı...
Türkiye TUI Holding Temsilcisi Hüseyin BARANER...
Türkiye'ye gelen turist profilinin ve bu profilin son dönemde yaşadığı tatil algısı değişikliğini turizmciler için anlattı...
Bakın neler diyor BARANER:
"Krizin Türkiye için hayırlı olacağı kanaatindeyim. Yaşam değişti. Lifestyle (hayat, yaşam, canlılık, harekt) ve turizm iç içe geçti. Yoldan müşteri çevirin otel müdürü olur. Bu noktaya geldik. Almanya'nın, Avrupa'nın her yerinde 2 saatlik, yarım saatlik tatil noktaları var artık. Müşteri artık sadece aldığı ürünün memnuniyetiyle yetinmiyor. Onun mutluluğunu da arıyor. Turizm sektöründe çalışanın kendisini inşa etmesi lazım. Turizmcinin kendini yetiştirmesi lazım. Pahalı turisti getirmemiz için şair, ressam olmamız lazım. Exel ile lobide dolaşıp o 30 TL, bu 50 TL demekle turizmcilik olmuyor artık. Duygu katmak lazım. Türkiye aslında farkında olmadan bir olayı başardı. Türkiye hala turizm ürününde en güvenilir ülke. İstediğiniz imaja sahip olun eğer piyasa güvenmiyorsa hiç şansınız yok. Bu bizim altın anahtarımız. Dünyada çok büyük bir marka çöplüğü var. Kriz yıllarında insanlar çok daha dikkatli para harcıyor ve ürünü inceleyen müşteri Türkiye'yi tercih ediyor. 2012 yılında ne olacağını Avrupa'da başbakanlar bile bilmiyor. Tip meselesi. Marka olmuş turizmcilerimiz olmalı. Türkiye iyi yoldu. 2012 yılında TUI olarak çok olumluyuz."
Evet işte turizmin özeti bu.
Didim'de bir şişe biranın hesabını yapanlara duyurulur...
Bir bardak bira içirmek, doymuş insana bir şeyler yemeyi dayatmak adına sözde turizm İŞLETMECİSİNİN (!!!) emriyle, sokak ortalarına kadar çıkarılan, sözde GARSONCUKLARA da duyurulur...
Evet SÖZDE. Çünkü bunlardan ne işletmeci, ne de garson olur. Olsa olsa ŞEBEK olur. "Vur patlasın, çal oynasın..."
Mesleğini sorsanız işletmecinin ve garsonunun, gerine gerine ilk söyleyecekleri şey TURİZMCİYİM!
Halbu ki bu adamlar mesleklerinin "T" sinden bile anlamayan zavallılardır. Öyle olmasa tok bir kişinin önünü kesip, kolundan - bacağından tutup, içeri sokmaya çalışırlar mı? Yukarıda ki yazı ne anlatıyor, biz Didim'de nelerle uğraşıyoruz?
Allah akıl fikir versin bize!
Tabii bunu yapmalarının asıl dayanağı, yerel ve mülki idaredir! Onların ESNEK TUTUMLARI ve hoşgörüleridir. Amma yeter artık. Ağır yaptırım şart oldu.
Sözün Özü!
Turizmcilikte KAÇANI tutamıyorsunuz?
Onu tutamadığınız gibi beraberinde kaçırdığı onbinleri de getiremiyorsunuz!...
Evet değişim şart. Kendimizi inşa etmemiz kaçınılmaz. Hal ve hareketlerimize duygu katmanın zamanı... Turiste yapılan yanlışlara seyirci kalmamalıyız. "Bana dokunmayan yılan" olarak bakmamak gerek. Çünkü dokunuyor. Şikayet ediniz. Şikayet mercileri de gereğini mutlaka yapmalı. Reçete acı yazılmadıkça deva bulunmaz... Eller aya, biz kalırız yaya... Didim'e zarar veren sözde turizmciler de bir an önce öze dönmeli, bu alışkanlıklarından vazgeçmeli...