Turizm Kenti Nasıl Olunur?
Türkiye, turizmin en iyi gelir getiren ekonomik faaliyetlerden biri olduğu ayrımına ne kadar zor varıyor.
Zor varıyor çünkü kısa sürede edinilen rant kar’lı geliyor. Bire üç, beş gelir elde etmenin hızlı yolu.
Oysa günümüzde gelişmiş kentler ranttan kaçan değil, rantı şekillendirenler.
Kentler bir yönüyle modernleşirken, ‘old town’ olarak değerlendirilen bölgeler sürekli bir kazanç kapısına dönüşüyor.
Çağdaş şehircilik anlayışını yüksek katlı gökdelenler olarak yorumlama artık demode.
Geçerli olan şehri en az 8 ayrı perspektifle geliştirebilen anlayışlar. Gökdelenler bölgesi bunlardan yalnızca biri olacak.
Çağdaş şehircilik uzmanı Fransız mimar ve tasarımcı Jean-MichelWilmotte, ‘old town’ kavramını dahi kendi içinde bölümlere ayırıyor.
Temel öğe; tarihi binalar, eski sokakların olduğu gibi korunduğu aksın etrafının turizm varyasyonları ile donatılması.
Örneğin seramik atölyeleri, dantel dükkanları, küçük müzeler, fayton gezinme alanları , yöresel restoranlar ve yöresel müzik.
Turiste geldiği kentin ruhunu hissettirecek alanlar.
Bu perspektif modern zaman etkilenmeleriyle bütünleştirilecek.
Bu yalnızca bir yönü.
ÖZEL KONSEPTLER
Diğer yönlerde tarım ve yöresel zenginliklerin odağında yaratılacak ritüel turizm var ki, Şirince bunun bir örneği. Ya da yeni gelişmekte olan Urla ve bağları.
Ancak turist buraya gittiğinde bugünkü gibi bir iki dağınık lokasyonla karşılaşmayacak, dizi dizi şarap evleri merkezde şarap butik otelleri, yöresel restoranlar, buradaki markaların bilinirliğine yönelik yurtdışı bilgilendirmeler vs. gibi, özel odaklanan hinterlandların yaratılması.
Yine bir başka örnek termal turizm.
Termal potansiyeli olan alanların tekçatı altında planlanarak yeşilliğin içinde kaybolan spor ve sağlığa yönelik tesisler kurulması.
Kentin geliştirilebilecek önemli bir diğer perspektifi ise mutlaka kültür olmalı. Art arda dünyanın dikkatini çekecek müzeler, sanat galerileri, modern sanat atölyeleri, tadım müzeleri (rakı, incir, üzüm) vb,
Yetti mi hayır yetmiyor.
Mutlaka geniş, düzenli, temiz gece gündüz yaşayan kapalı çarşılar.
İMKANSIZ DEĞİL
MichelWilmotte‘a göre tüm bunları yapabilmenin yolu kentin ilçelerini turizm ilçeleri yönüyle yeniden planlamak ve o ilçelerin geleceğini, dokularına uygun şekillendirmek. Eğer ayakkabı üreten iki dükkan varsa, esnafı oradan taşıyıp büyük galerilere götürmeden, bu işi yapan esnaf sayısını artırarak onların temiz ve düzenli ortamlarda çalışmasını sağlamak ve böylece kundura sokağı oluşturmak.
El yapımı özel ayyakkabı almak isteyen oraya gitsin.
Doğrusu Fransız uzmanı okuyunca şehir plancısı olmak geldi içimden.
Ve tabii İzmi’i, yaşadığımız kenti düşündüm.
Adamlar bu turistik aktivasyonların çoğunu yarım asır önce yapmışlar. Belçika Bürge bayılmıştım mesela. Dünya oraya akıyor. Çikolata dükkanı, dantel dükkanları ve kanallarda gezinen küçüksüslü teknelerle harikalar yaratmışlar.
Çok mu zor, hayırrr.
Bizde bir kruvaziyer turizm tutturduk, şu kadar turist geldi, bu yıl bu kadar düşüş oldu.
İçim bayıldı.
Kruvaziyer kendini toparlar, önümüzdeki yıl daha çok turist gelir.
Biz diğer turizm segmentlerini yaratmaya, gelen turisti kentte tutmaya, bir çekim merkezine dönüştürmeye odaklanalım.
Gemilerden inen turistlerin Alsancak sokaklarında aval aval bakındığını görmek kimsenin içini acıtmıyor mu ?
Yazdığım örneklere bakın, yıllardır tüm harap edilmişliğine rağmen İzmir hala birçok potansiyeli taşıyor.
Kabul, yaşayan dinamik bir kentte varolanların arasında yeni oluşumlar yaratmak kolay değil ama imkansız da değil.
Genç nesil yalnızca para kazanmak için gitmiyor bu kentten öyle olsa çoğu bir süre sonra turizm beldelerine akın etmezdi.
Turizm şeker, cici hobi niteliğinde bir faaliyet alanı değil, geleceği planlayarak yaptığınızda ciddi bir ekonomik hareketliliktir, güzel bir kentte yaşamak da yanında cabası...