Tükürürken Kıvranıp Yalarken Kıvıran Monşer!
NTV' de Başbakanın DAVOS'taki tepkisini canlı seyretmiştim. Tepki sonrasi ilk telefona bağlananlardan birisi de Onur Öymendi. Ondan önce ve sonra yayına bağlanan konuşmacılar arasında onun kadar zehir zemberek konuşan başka biri de olmadı.
Ve bugün yani aradan bir kaçgün geçtikten sonra, söylediklerim yanlış anlaşıldı mealinde şeyler söyleyerek geri adım attı.
Basit ifadesiyle tükürdüğünü yalamıs oldu.
Siyaset birazda bu sanırım. Yani bazı insanları bir dakikada inanılmaz yüceltebiliyorken bazılarında tahteravalli gibi aşağılara itebiliyor.
CHP’nin son üç yılında izlediği politika herkesi şoke eden izler taşıdıği için, bütün anormallikeri çok rahat gören onlardan buda beklenir şeklinden bir kanaat geliştiren bir Türkiye için bu ilk tavırda son tavırda çok anormallik taşımıyor.
Ben aradan bir kaç yirmidört saat geçmis olmasına rağmen böylesine çark etmenin arkasında yatan nedeni merak ediyorum doğrusu.
Aslında diplomasinin içinde yıllarca bulunan bir insanın böylesi bir telaşla yayına bağlanıp, ağzına gelen şeyleri diplomatic kaygılarla dile getirdiğini sanması sorunu icinden çıkılamaz hale getirdi.
Kendisinin bir poltikaci olduğunu,Türkiye’de bu tarz politikaların NTV gibi tematik kanallarda dahi olsa dile getiriliyor olmasının rasyonel bir karşılığı olduğunu nedense hesaba katmamıştı.
İyi bir politikacı olmadığını ona hatırlatan bu geri adım fiyaskosu demek ki içinde büyük sürprizler barındırıyor.
Ben bunu cuntacı bir örgütün avukatlığını yapan bu partimizin büyük bir telaş içinde olmasına bağlıyorum. Öyle bir telaşki yüzde 15 in altına Türkiye genelinde düşülmesi, İzmir gibi Çankaya gibi siyaset anlamında önemli anlamlar taşıyan yerlerin kaybedilebileceği düşüncesi bu telaşın bence en büyük kaynağı.
Ben DAVOS taki Başbakanımızın çıkışından öncede İzmir ve Çankaya da CHP’nin kaybedeceğini düşünenlerdendim.
Değisen birşey olacaksa oda yenilgi çok büyük olacak ve derin bir yıkım getirecektir noktasında.
Bu aşamadan sonra basının kaç gündür açık seçik CHP pragandistliği yapan kısmı dahil kim ne yaparsa yapsın bu partinin başarılı olması imkansız görünüyor.
Merkez sol yerel secimlerde yıllardır kendisine inanmış büyük bir kitleyide hayal kırıklığına sürükleyerek uçuruma doğru gidiyor.
Ne yaparlarsa yapsınlar ne ederlerse etsinler bu aşamadan sonra hiç bir rüzgar bu partinin yelkenlerini rüzgarla dolduramayacak.
Bir kabile havasıyla hareket eden lider ve yanındaki bir kaç arkadaşının gidip gelen politikaları arasına sıkımış bu partinin uçurumun kenarına gelmesi bazı bakımlardan önemli sonuçlara gebe görünsede, bu iyimserlik abarıtılı bir iyimserlik olarak görülmelidir.
Belki bir veciz söz burada yardıma yetişir ve uçurumun kenarına gelmeden kanatlanılamaz teorisi bu partiye gönül verenleri bir nebze de rahatlatır.
Yerle seçim öncesinde Adana gibi büyük bir kentte gösterilen adayı değistirme basiretsizliği başka küçük ilerde başka değisikliklerlede beslenince bu yalpalamanın arkasında çok derin sancıların yaşanıyor olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.
Evet Davos Türkiye’nin bir büyük hamlesidir. Sadece one minutte bir liderin neleri değiştirdiğini bütün yeryüzü çok açık şekilde anlamıs ve görmüştür.Böylesine büyük bir hamlenin önceden hesaplanması veya hesaplanmaması hamlenin büyüklüğünü değiştirmez.
Sadece büyük Türkiye özleminde olanların umutlarını ziyadeleştirir.
Türkiye ve onu yöneten liderinin bu hamlesi tükürürken kıvranıp, yalarken kıvıranların siyaset ve diplomasi birikimlerini de açık seçik ortaya çıkarmıştır.
Yerel seçimlerle birlikte cuntacı anlayışlarla ülkenin önüne set çekmek isteyen bir anlayışın amiral gemisi bu parti, bu partinin mensupları bu partiye desteğinin kayıtsız şartı esirgemeyen medyada sanırım, eski günlerine birdaha dönmemek kaydıyla büyük bir yıkım yaşayacaklar.