Tüketici Türk Vatandaşı, Üretici Kimin Vatandaşı
Büyük olaylar ,büyük insanlarını da beraberinde yarattığı gibi ,et ithalatı da büyük sloganını kendisi yarattı. Slogan ; Kitlelerin demek istediklerini kısa ,akılda kalıcı ve anlamlı bir şekilde anlatmasıdır.
Canı yanan Konya’lı besicilerimizin Ankara’ya gelip Sayın Bakan Mehdi Eker’in Makam binası önünde birikip kamuoyuna veciz anlam ifade eden sloganlarından birini başlık yaptık.
14 Nisan 2010’da bu köşede ‘’ Yabancı Ülke Çiftçilerini Doyurmak bize mi düştü ’’ başlığımızdan daha anlamlıydı besicilerimizin attıkları slogan. Hepsi canlarının derdine ,ateş bağırlarına düşmüş. Yöneticileri Sayın Mustafa Demir’i silkeliyorlar ve haykırıyorlar: Bugüne kadar Bakan’la sen görüştün bu sefer biz görüşeceğiz diyorlar. Görüşme ertesinde spiker ekliyor. Tarım Bakanı Mehdi Eker ,Üreticilerin mağdur edilmeyeceğini söyledi. Hepimiz merak ediyoruz. Besiciler nasıl mağdur edilmeyecek ? Çocuk değiller ki korunmaya muhtaç çocuklar kapsamına alınsınlar,bebek değiller ki ağızlarına emzik verilsin ? Hayvan burjuvaları değil ,çobandırlar onlar.’’Okuma yok yazma yok ,bilmezler eskiyi yeniyi , kuzular onlara söyler yılların geçtiğini ,arzu, başlarından yıldızlar kadar yüksek ,önlerinde bir sürü ,yanlarında bir'' çuval kepek. Elleri nasır bağlamıştır boğanın ipini çeke çeke ,ayakları hiç çıkmaz hayvan zibilinden,üstlerinde o hayavanların derin kokusu ,sığırın zibili bile nafakası olmuş.!
Ahırlarındaki sığırlarını yardımcı çobanına bırakıp 4 otobüsle başkente gelmişler. Demekki kırkardan 160 kişiler, canları yananların temsilcileri. Tarım Bakanı’nın kapısına dayanmışlar. Kapı yanlış. Karar veren kapı o kapı değil.
Et fiyatları enflasyonu 1,7 oranında artırarak çift haneli rakamlara atlamış. Sıkıntı tüketicilerin pahallı et yemesi kaygısı değil ,tüketicinin oyy tepkisini bertaraf etmek. Besiciler haklı olarak soruyor tüketici Türk Vatandaşı , Üretici kimin vatandaşı ? Üreticinin hangi ülke vatandaşı olduğu hiç önemli değil ,et fiyatlarını düşürdük diye meydanlarda övünülecek ya ! Biiz halkımıza pahalı et asla yedirmeyiz. Sanki asgari ücretli halkımız kırmızı et yiyor. Ülkenin kırmızı et miktarını ülke nufüsüna matematiksel olarak bölüyorlar ve halkımızın 6 kğ kişi başına et tükettiği sonucunu buluyorlar. Ülkeye her yıl giren 27 milyon turisti bu hesaba asla katmıyorlar. Sanki turistler hiç kımızı et yemeden ülkeyi terk ediyorlar. Sanki asgari ücretlilerimizin evlerini biri bizi gözetliyor misali kameralandırıp ne zaman eve et girerse zoomlayıp nokta ile gün gün gramajı tesbit edip işte herkes yılda 6 kğ kırmızı et yiyor hesaplaması yapıyorlar. Aynı gelir dağılımı hesabındaki gibi kimi zengin kimi yoksul olsa da ortalama yıllık gelirimiz ile övünüldüğünün aksine az et yediğimizden şikyetçi olunuyor. Az et değil ,ezici çoğunluk hiç kırmızı et yemiyor yiyemiyor,et fiyatları ucuz iken bile.!
Üretici kimin vatanadaşı ? Umurdamı üreticinin kim olduğu ,kimliği. Önemli olan oyy ,oyy. Günü kurtarmak çok önemli , enflasyonun iki haneli rakamlara taşınması senden daha önemli , hani nerede o hayvan burjuvasisi niçin ininden çıkmıyor. Çünkü onun canı yanmıyor sadece kazancı azalacak. Sen ey Besici senin canın yanıyor . Varlığının tamamı o besideki sığırlarındır. Hayvan burjuvazisi ise parasını devlet tahviline değil spekülatif olarak hayvana yatırmış. Satar yine kazanır.Bu sefer parayı tahvile yatırır.
Devlet Bakan’ı Sayın Babacan hayvancılıkta büyük işletmeler çoğalırsa ,sayıları fazla olursa oturup anlaşamazlar diye beyanat vermiş. Sanki bizim bu köşede ‘’ AB’ ci Tarım Ekonomistlerinin bir teorisi iflas etti’’ başlıklı yazımızı sanki okumuş gibi cevaplamış. Onun cevabına biz de şu cevapla karşılık veriyoruz. Hayvan burjuvazisinin resmi sayısı 11 ‘dir. 111’ de olsa 1111 ‘de olsa onlar biribirini bulup anlaşırlar. Ambalajlı Süt üreticileri Derneği (ASÜD) Set-Bir’den niçin ayrıldı. Ülkedeki çiğ süt fiyatlarını çiğ süt üreticileri mi ASÜD’ mü belirliyor ?
Besicilerin canları yandı. Süt inekleri sahiplerinin resmi temsilcileri olan Damızlık Sığır Üreticileri Merkez Birliği ,Türkiye Süt Üreticileri merkez Birliği merkez yöneticilerinin et ithalatına karşı hiç seslerini duymadık. 800 bin
kişinin kapısının önündeki süt ineklerinin ,buzağılarının değerlerinin bir gecede düştüğü ,daha da düşeceği umurlarında değil mi ? Yine erkek buzağıları hayvan burjuvazisine yok pahasına mı teslim etmeliler ?
Et ithalatı yaparak et fiyatları düşürülecek. Buna inanıyoruz. Ama hayvancılığımız da bitirilecek. Şimdi et ucuz dediğiniz ülkelerde de yıllarca et ithal etmeye bu ülkeyi mahkum ettireceksiniz. Sonra o ülkelerde de hayvan varlığını azaltacaksınız ,sonra orada da fiyatlar artınca sizi tüketicilerin elinden kim kurtaracak. Ama günü kurtardınız ya ,o zaman başka yöneticilerimiz olacak ve << Enkaz devraldık>> demek zorunda kalacaklar.
Yıllardır İran,Suriye ,Irak’ta canlı hayvan ucuzdu. Sınır vilayetlerimiz kanalıyla tüm ülkede kaçak et fiyatlarını baskıladı. O ülkelerdeki canlı hayvan varlığı Tüketicilerimize tükettirildi. Artık oralardan gelen kaçak hayvanların fiyatları o ülkelerde yükseldiğinden gelmez oldu. Şimdi et fiyatlarını baskı altına almada resmi yollar kullanılıyor.Ucuz olduğunu söylediğiniz ülkelerin hayvan kaynakları sınırsız mı ? Sınırlıdır. 2 yıl devam edin ithalata oralarında fiyatlarını yükseltmeye ülkemizin nufusu yeterlidir.
Azerbeycan’da kırmızı et parekende satış fiyatı 1995 yılında 4 dolardı. Şimdi 7 Dolar. Türk Vatandaşı ülkemizin tüketicileri yükselttiler. Gürcistan’da ,Ermenistanda et ve canlı hayvan fiyatlarını ülkemizin tüketicileri ve yükselen et fiyatlarımız hareketlendirdi. Gürcistan’dan ,Azerbeycan’dan Ermenistan’a canlı hayvan akını var. Ermenistan’danda sınır vilayetlerimize geçiş var. Kaçakçılıktan geçimini sağlayanlar için kaybedecekleri hiç bir şey yok! İki ülke arasındaki fiyat farkının doğuracağı kazanç her türlü engelleri aşar. Azerbaycan’ın yukarısındaki Başkurdistan’da canlı hayvan yukarıda saydığımız ülkelerden daha ucuz. Oradan da Azerbeycan’a geçiş var. Şu Kars vilayetimizin ne bitip tükenmez canlı hayvan potansiyeli varmış.! Keçiler sarp dağlardan ,sığırlar ise biraz düzlüklerden geçebilir. Hayvan küpesi mi dediniz ? Mezbahalarımızda kim sorar küpeyi ? Küpe İstanbul ,Ankara,İzmir ,Konya ,Adana ,Eskişehir gibi büyük şehirlerimizde sorulur.
Irak ,Iran,Suriye,Türkiye Arap Ülkeleleri gibi onlarca Et ithal eden ülkeleri et ihraç eden ucuz da olsa canlı hayvan üreten ülkeler nasıl besleyebilir ? Hormonlu etler ile besleyebilir! Dün Veteriner Hekim Sayın Boyar Amerika’da yayınlanan ingilizce bir makale göndermiş.Bu hormonların erkek testistlerine kötü etkilerinden bahsediyordu. Hayvansal proteinlerin üremeye olumlu etkisi bilinirken hormonlu etlerin etkisi tam tersi oluyor.! Ülkemizde bu hormonların ithal edilmesi bile yasak !
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu. Eskiden çiftçiler erkek danaları besiye çekeceği veya onları öküz olarak çifçi sabanında toprağı işlemek için kullanmak istediklerinde iğdiş ederlerdi. Herhalde yabancı ülke çiftçileri bunu Türklerden öğrenmemiş olmalılar ve ilaç sanayiinin marifetlerine başvuruyorlar.
Yasadışı canlı hayvan ithalatı ve kanuni canlı hayvan ve et ithalatı da derhal durdurulmalı.!
Tarım bakanlığı Üretimin artırılması için acil bir eylem planını hazırlayıp kamuoyuna açıklamalıdır.
Çapar Kanat
Çiğ Süt Üreticileri Grubu
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
Türkiye Hayvancılığı,
Sayın Kanat'ın yazısını okudum. Ülke hayvancılığına darbe olarak nitelenen son ithalat olayının perde arkasındaki gerçeklere bir katkısı olacağını düşünüyorum.
Ana başlıkları ile sektörü irdeleyecek olursak;
1- Ülkemiz hayvancılığını yönlendiren Tarım bakanlığı bürokrasisi, seçtiği yöntemler sonucunda et maliyetlerinin yüksek olmasına zemin hazırlamıştır. Şöyleki:
Entansif besi metodunu tercih ederek ekstansif veya yarı ekstansif besi yöntemlerine teşviğin önünü tıkamıştır. Entansif beside hayvanın tüm yiyeceği dışarıdan temin edildiği için içinde ticari bir kar ve işletme maliyeti unsurlarını barındırmaktadır. Oysa Ekstansif besi türünde besi girdi maliyetleri çok aşağıdadır. Beside ana unsur olan yemin çoğu tabiat varlıklarından temin edilmektedir. Dolayısıyla ülkemizin yoğun mera ve yayla alanı olan kars, ardahan, ağrı, erzurum, muş ve bingöl başta olmak üzere doğu anadolu bölgesinde hayvancılık ve bu sektörün sanayisi (et kombinaları, süt fabrikaları, et ve ürünleri işleme fabrikaları v.b) bu bölgede bulunmamaktadır. Var olan bir kaç EBK ve küçük işletme bölgede hayvan ürünlerine talebi artıramamaktadır. Dolasısıyla da bu bölgede hayvancılık her gün daha ileriye gitmek durumunda iken, tam tersi her gün dahada gerilemektedir. (Metropollere göçün en yüksek oranda bu bölgeden olduğunu hatırlatmakta fayda var.) Besicilikte en önemli materyallerden birisi olarak kullanılan DAK ve özellikle de ZAVOT diye adlandırdığımız aslında kültür melezi olan sığır ırkının et yönlü ıslahına yönelik tek bir çalışma bile yapılmamıştır. Bu nedenle geçen her günde bu materyalde niteliğini kaybetmektedir.
2- Her alanda olduğu gibi hayvancılık işletmelerinde de şablyoncu bir zihniyetle gereksiz masraf yapmak suretiyle (örneğin zeminin bütün alanlarda beton yapılması) işletme kurulum maliyetleri düşürülememektedir.
3- Hayvan hastalıkları eradike edilemediği için besi sırasında randımanı olumsuz etkileyecek durumlarla karşılaşılabilinmektedir.
4- çok önemsediğim diğer bir hususta bu güne kadar yine hiçkimsenin sözünü bile etmediği CANLI HAYVAN BORSALARININ yeterli altyapılarının bulunmaması, ülke genelinde fiyat hareketlerini takip edecek iletişim ağının kurulmaması nedeniyle bölgeler arasında kimi zaman uçurum olacak kadar
Mayıs 6th, 2010 at 17:27