“TRT Radyo 3” Bir Okuldur
Sabahları her gün çalıştığım kuruma giderken, yolda geçen yaklaşık 8-10 dakikalık zamanımı, bir müzik eğitimcisi olarak TRT Radyo 3’ü dinlemeye ayırırdım. Arabamdaki radyo daima TRT Radyo 3’e ayarlanmış bir vaziyette durur, arabaya binip de kontağı çevirdiğimde içeri dolan müzik yayını güne iyi başlamamı sağlardı. Bu durum akşam dönüş yolunda da aynı şekilde olunca, yoğun çalışma temposu içerisinde günde 20 dakikalık zaman önemli bir süreçti ve bu zamanı da etkin kullandığımı düşünerek mutlu olurdum. Ayrıca müzik dinlemek bir hayat felsefi olduğunda, trafiğin keşmekeşliğini atlatmanın en güzel yoluydu bence. Yaklaşık 1 yılı aşkın bir süre önce, nedense yayın birden yok oldu, benim yolculuklarımın keyfide tabii ki! Bir müddet herhalde verici bozuldu, yayın alınamıyor diye düşündüm. Ancak, yaklaşık ayda bir yaptığım Bursa ziyaretlerimde gördüm ki! Orada yayın devam ediyor. Yine arıza vardır diye uzunca bir süre bekledim. Ne yazık ki! Arıza bir türlü onarılamıyor, sorun devam ediyordu. Bu durumu TRT Radyo 3’ü takip ettiğini bildiğim dostlarımla konuştuğumda, onların da benzer düşünceler içinde olduğunu gördüm. Bu durumun, kurgulanmış bir senaryonun ilk adımları olduğunu kim tahmin edebilirdi ki!
Ancak 2012’nin ilk günlerinde artık biliyoruz ki! Bu durum, TRT Radyo 3’ü etkisizleştirmeye dönük sessizce ve derinden yürütülen, kitleyi yavaş yavaş hazırlayarak belki de tepkileri en aza indirme çabası içinde olan bir kurgunun ayak sesleriymiş. Yakın zamanlarda durumla ilgili tepkilere yönelik yetkililerce yapılan açıklamalar, ikna edici olmamış, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Şu günlerde tepkiler hala devam etmekte, imza kampanyaları sürdürülmekte, konuyla ilgili pek çok yazı yazılmaktadır. Gelecek günler bize neticeyi gösterecektir.
“TRT Radyo 3” pek çok müzisyen, müzik eğitimcisi, müzik öğrencisi, müzik dinleyicisi ve müziksever tarafından takip edilen okul niteliğinde bir radyodur. TRT Radyo 3 çok uzun yıllardır yayın yapan, radyo kanalları arasında bir kimliğe sahip, ilk yayına başladığı yıllarda Avrupa’dan dahi ilgiyle izlenen, övgüler alan bir radyodur. Yayın çeşitliği, yayın kalitesi, yayın sırasında verilen alana dönük bilimsel/sanatsal açıklamalar, pek çok müzikseverin hemen arayıp bulamayacağı bilgiler türündendir. Ayrıca yayın sırasında sanatçılarla yapılan söyleşiler, müzik sanatı ile profesyonel uğraşan kişiler için aydınlatıcı/bilgilendirici/yönlendirici niteliktedir. Pek çok programda, çalınan eserle ilgili olarak besteci, eserin yazıldığı koşullar, eserin hikayesi, orkestrasyon, çalgıların kullanılma biçimi, çalgı bilgisi vb. detaylar verilir ki! Bunların çoğu ansiklopedik bilgi veya müzik teorisi ile ilgili bilimsel konulardır. TRT Radyo 3 yayınları sayesinde müzikseverler dünya platformlarında neler oluyor? Son konserler neler? Yeni çıkan CD, DVD’ler hangileri? vb. konularda bilgi sahibi olurlar. Bu sayede alanları ile ilgili veya dinleyici olarak ilgilendikleri müzik konusu hakkında dünyada neler olup bittiğini takip ederler.
TRT Radyo 3, yayınlarında dünya müzik sanatının seçkin örneklerinden hazırlanmış kayıtları müzikseverlerle buluşturur. Ulusal bestecilerimizin eserlerini, ulusal müzik sanatımızla ilgili tarihsel gelişim süreci içinde, dinleyiciyi de bilgilendirme yolunu kullanarak hazırlar, sunar. Yeni kuşak bestecilerimiz, virtuozlarımız, müzikologlarımız ile ilgili programlar hazırlar, bu sanatçılarımızı ve yeni eserlerini dinlememize/tanımamıza olanak sağlar. Ulusal koro sanatının gelişmesine dönük etkin programlar, seçkin ulusal koro kayıtlarımızdan özenle seçilerek dinleyiciye sunulur. Ülkemizde pek çok takipçisi bulunan caz müzik sanatına yönelik çok özel programları TRT Radyo 3’ten dinleyebilmek mümkündür.
Yukarıda açıklanan yapımlar içerik olarak neredeyse “açık okul” görevini üstlenmişlerdir. Elbette ki bu nitelikteki programlar çok geniş kitlelerce takip edilmez. Bu tür yayınları ancak bu işle profesyonel olarak ilgili olan insanlar veya hobi düzeyindeki dinleyiciliği neredeyse profesyonel düzeye çıkarmış olan kitleler takip ederler. Bu topluluk bir bütün olarak düşünüldüğünde ülke nüfusunun ancak % 8 ya da en iyimser oranla en fazla % 10’luk dilimini oluşturur. Bu durum, neredeyse tüm dünya ülkelerinde aşağı yukarı benzer oranlardadır. Çünkü bu tür radyo ya da TV kanalları belli bir mesleki zümreye hitap eder. Bu nedenle böyle bir kitlenin yok sayılması, ihtiyaçlarının gözden çıkarılması, bu meslek grubunun nefes almaya yarayan en önemli organlarından birinin kesilmesi demektir. TRT Radyo ve televizyon kanalları toplumdaki insanların ödediği vergilerle, topluma kamu hizmeti sunan kanallardır. Artık teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda, yayın imkanlarının bu kadar bol olduğu bir dönemde, tüm kamu kesimlerinin tercihlerinin gözetilmesi gerekir. Bu oran % 1-2 olsa bile, önemsenmeye değer görülmeli, hizmeti her geçen gün geliştirme çabası güdülmelidir.
Bir devlet kurumu var olanı yok edip, ya da amaçlara dönük başka alanlara kaydırmaktan ziyade, olanı geliştirme çabası içinde olmalıdır. Bunları yaparken de istatistiki birtakım verilerle kamuoyunu yanıltma yaklaşımları yerine, her kitleye hitap eden yayın çeşitliliği ana ilkesine bağlı kalmalıdır.
İşe gidiş yolculuğumun yeniden renkleneceği umuduyla…