Trafik Polisi Ne Yapsın?
Trafiğin en yoğun olduğu yerlerden biri de Atatürk caddesi.
Neredeyse günün her saatinde, vızır vızır işleyen bir trafik akışı var.
Biliyorsunuz, belediye yeni bir düzenleme yaparak, mevcut caddeyi hem genişletti hem de cepler yaparak, otopark olarak kullanılmasını sağladı.
Bunu yaparak, bir anlamda kaldırımların araçlar tarafından işgal edilmesinin önüne geçtiği gibi, gelişi güzel park yapılmasını da engelledi.
Ancak biz yeterince bu park kurallarına uyabiliyor muyuz?
Ne gezer? Yine bildiğimizi okuyor, yine kafamıza göre takılıyoruz.
Adamın altında 40-50 bin YTL’lik araç var ama 1,5 YTL park parası vermemek için, hemen ikinci bir sıra yapıp aracını yolun ortasında bırakmakta bir sakınca görmüyor.
Odamın penceresi Atatürk caddesine baktığından her an için bu uygunsuz park edenleri görüyorum.
Geçen gün oturmuş bilgisayar başında yazımı yazarken, bir cayırtı, bir gürültü, bir korna sesleri anlatamam.
Sanki aşağıda kıyamet kopuyor!..
Pencereden baktığımda, adeta dondum kaldım.
Normal olarak araç park edilmesi gereken yerlerde iki üç araçlık yer olmasına karşın, karşı sıranın hemen yanına üç tane araç park etmiş.
Yani ikinci bir sırayı oluşturmuş.
Hemen bizim binanın dibindeki bir işyerine de çuvallar içerisinde birşeyler indiren bir minibüs de boşluk olmasına karşın park yerine değil de o da ikinci bir sırayı oluşturmuş. Bu minibüsten dükkana birşeyler taşınırken, onun da arkasına iki tane daha araç yanaşıp park edince, koskoca Atatürk caddesi bir anda tek şeride düşüvermiş.
Buna karşılık, yukarıdan aşağıya inen, aşağıdan yukarıya çıkan araçlar da kafa kafaya gelmiş ve her ikisi de kendisine yol verilmesini istiyor.
Daha da ilginci, kafa kafaya gelen her iki aracın da arkasında diğer araçlar kuyruk olmuş durumda ve bir adım geriye gitmelerine imkan yok.
Öndeki araçların şoförleri ise oturdukları direksiyon başından birbirlerine birşeyler söyleyip, el kol hareketi yapıyor.
Arkadaki araçların ise kornaları susmadan çalıyor...
Ortalık tam bir rezalet yani.
Trafiği arap saçına çeviren ve dükkana mal indiren minibüsün sürücüsü baktı, ortalık karışacak, mal indirmeyi bıraktı ve hemen aracına atlayıp, yukarı doğru hareket etti.
Onun hareket etmesiyle birlikte, trafik nisbeten açıldı.
Daha sonra, beyaz motosikletli bir trafik polisi gelip de, sirenlerini öttürünce, inanın bir dakika içerisinde trafik keşmekeşi ortadan kalktı.
Özellikle ikinci sırayı yapan duyarsız sürücüler, araçlarına atlayıp uzaklaştı.
Aslında, trafik burada bir ekip bulundursa, her gün inanıyorum ki binlerce YTL ceza keser.
Ne demişler “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...”
Bizim sürücülerin köteği de tabii ki ceza oluyor. Başka çare yok çünkü...