Toplumsal Hafıza İçin 26 Şubat!
Hafızasızlık bedbaht bir durumdur. Bu yüzden,tarih büyük bir zaruret ve muazzam bir sorumluluktur. Meselelere, siyasete dair tarih vukufiyeti eksik yaklaşımlar at gözlüklüdür. Ancak ona gösterileni görür!
Evet tüm dünyada müslümanlar
üzerinde katliamlar hem içten hem dıştan devam ederken, üstelik yaklaşımlar bu kadar çelişkili iken meselelere vukufiyet zor. Fakat en azından at gözlüklerinden kurtulalım!
Dahası kimi tarihçiler değil at gözlüklü olmak artık tarihi bir körlük başlangıcından bahsetmektedir ki... Asıl yok oluş budur!
Sıcak savaşlarda cephe : topla , tüfekle üzerinde savaşın sürdürüldüğü bölgedir. Soğuk savaşlarda ise cephe : tarihi argümanlarla, fikirlerle vb. hertür zikir ile üzerinde savaşın sürdürüldüğü bölgedir. Bu nedenle soğuk savaşta da tıpkı sıcak savaşta olduğu gibi omuz omuza savaştığın kişiler, mühimdir. Saf tuttuğun kişiler, seni ölüme götürebileceği gibi ölümden esirgeyebilir de…
Hangi aydınla aynı safı tutuyorsun?
Hangi siyasetçi ile omuz omuzasın?
Tarihi argümanları ve meselelere yaklaşımları seni hafızasız, tarihsiz kılacak yanılgı ve iftiralarla dolu aydın ve siyasetçilerle birlikte isen beyninden vuruldun demektir. Öldün demektir!
Diledikleri gibi ezebilecekleri, karalayabilecekleri, çarpıtabilecekleri bir tarih vardır artık…
İçinde yaşadığımız toplumu ve dünyayı anlama çabası herkesin asgari düzeyde de olsa meselelere aşinalığını zorunlu kılar.Bir tarih bilinci zaruridir. Kendinize karşı dürüst olmalısınız. Karşı cepheden dünyanızı yakıp yıkıp size kurmaca bir dünya bırakmalarına ancak böyle karşı koyabilirsiniz.
Uzun araştırmaya ve olabildiğince her olasılığı tanımaya dayanan düşünme eylemlerini gerçekleştiren aydın ve fikir adamlarını mümkün olduğunca takip etmek elzemdir. Tarihi okumayı ve dinlemeyi sevmeyen toplumlar, kendilerine dayatılan kurmaca bir tarihe mahkûm, hafızasız toplumlardır.
Tarih, tanımak demektir. Bu açıdan tarihi sadece bilmek yetmez, anlamak da şarttır. Kendini, geçmişini, başka toplumların karakterlerini ve en azından sizinle bağlı olan geçmişlerini bilmek demek, geleceğin inşasına sağlam tuğlalar koymak demektir. Aksi takdirde birileri muhakkak tarihî vakaları, kendi ideolojik görüşlerine göre yazar ve yönlendirirler.
Bu kadarı ile tarihinizle ilgilenmez iseniz, size sunulduğu açıdan öğrenmekten başka seçeneğiniz yoktur.
İbn-i Haldun'un ifadesi ile: "Su nasıl suya benzerse, milletlerin geleceği de geçmişine benzer."
Toplumsal bir bellek şarttır!
Bu yazıyı kaleme almama vesile olan tarih 26 Şubat’tır. 26 Şubat 1992 de Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde yapılan soykırım unutulmamalıdır. Ermenilerin katlettiği Azerbaycan Türklerinin sayısı, resmi bilgilere göre, 613 masum insandır. İnsan Hakları İzleme Örgütü olayı Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak nitelemiştir. Azerbaycan Parlamentosu Hocalı'da yaşanan katliamı "soykırım" olduğunu ilan etmiştir.
Asla unutmamalı!