Tıpış Tıpış, Kuzu Kuzu…
Ege Genç İşadamları Derneği Eski Başkanı Bülent Şenocak, geçen hafta yazdı:
“ Duble yoldayım. Sağ şeritte Seferihisar’a doğru gidiyorum.
Direksiyonda yalnızım, acelem yok, nasılsa tatildeyim.
Yolda radar olduğunu da biliyorum, o nedenle kontrollüyüm.
Çok geçmeden karşımda polis ekibi. Yoldaki memur bana işaret ediyor.
- Polis otosuna kadar gelir misiniz?
- Ama süratim normal!
- Radar değil, cep telefonu.
- Ne cep telefonu, konuşmadım ki… Alın bakın, kayıt çıkaralım.
Israrım, inandırmaya yetmiyor.
Araçta oturan amire gidiyorum, derdimi anlatamıyorum.
*
Ceza tutanağını imzaya veriyorlar.
“İtiraz ediyorum” notunu yazacağım.
Elimden alıyor.
“ İtiraz “ yazısının üzerine “İmtina” yazıyor.
Çaresiz, otomobilime dönerken…
“ Plakana da 140 TL yazayım da sen gör” fırçası arkadan geliyor.
*
O gece uyuyamadım.
Yapılan haksızlığı hazmedemedim.
Tutanağı bir avukat arkadaşıma verdim, idari para cezasına itiraz etti.
Sonuç mu?
Hâkim de inanmamış, “ idari yaptırım kararının hukuki olması nedeniyle başvurunun reddine” diye kararını vermiş.
*
Şenocak’ın yazısını okuduktan sonra…
“ Doğru mu acaba?” çelişkisine düştüm.
Çünkü…
Emniyet Eski Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, trafikte arkadan ceza gönderilme olayına son verilmesini istemiş ve demişti ki;
“ Hata yapan ne suç işlediğini bilmeli, bir daha yapmamalı. Gıyabında ceza istemiyorum. O işin tembelliğidir.”
İçimden alkışlamıştım.
*
Geçen hafta bana trafikten bir ceza yazılmış.
Makbuzu elime gelmedi, internetten öğrendim.
53/1-b maddesi, 66 TL para cezası.
Şehrin merkezi Şair Eşref Bulvarı’nda sola dönüş kuralına riayet etmemişim.
Trafik anarşistine küfür, lanet yağdıran ben onlardan olmuşum.
Sinyal mi yakmamışım?
Öndekini mi sollamışım? Her neyse…
Sonuçta sola dönüş kuralına riayet etmemişim!
En önemlisi…
Cezayı işlediğim tarihte İzmir’de miyim?
Arabayı benden başka kullanan olmadığına göre ben yok iken otomobil oraya nasıl gitmiş, nasıl bu işleri becermiş meçhul!
*
Neyi, kime itiraz edeyim?
Yargıya hangi gerekçeyle başvurayım?
Suç işlemediğimi nasıl ispat edeyim?
“ Suçlusun” diye ceza gönderen, haklı kabul ediliyorsa…
“ Suçsuzum” diyenin çırpınması anlamsızdır.
*
Hiçbir yere itiraz etmeyeceğim.
“ Başvurunun reddine” yanıtıyla ikinci kez yıkılmak mazoşistliktir.
*
Kıracağım boynumu…
Ödeyeceğim para cezamı.
Hemen!
Tıpış tıpış…
Kuzu kuzu…
*******************