Tıp Dernekleri İçin Türlü Çeşitli Tavsiyeler
Ülkemizde göğüs hastalıkları konusunda başarılı çalışmaları olan hatta uluslararası kabul da gören Toraks derneği var, ayrıca, cerrahisiyle ilgili de Göğüs cerrahisi derneği var. Fazladan derneklere ihtiyaç yok.
Herkes başkan olacağım diye dernek kurarsa dernek enflasyonundan geçilmez. Bugün de durum budur. Böyle giderse inspirasyon hatta ekpirasyon vs dernekleri bile kurulacak.
Dr. Hasan Ekim diyor ki:
Ülkemizde göğüs hastalıkları konusunda başarılı çalışmaları olan hatta uluslararası kabul da gören Toraks derneği var, ayrıca, cerrahisiyle ilgili de Göğüs cerrahisi derneği var. Fazladan derneklere ihtiyaç yok.
Herkes başkan olacağım diye dernek kurarsa dernek enflasyonundan geçilmez. Bugün de durum budur. Böyle giderse inspirasyon hatta ekpirasyon vs dernekleri bile kurulacak.
Küçükusta hocanın yayını var yok diye eleştirmek hatta hakaret etmek bence etik değil. Ancak dilimiz Türkçenin tıp kitaplarında ve yayınlarda iyi kullanıldığına pek şahit değilim. Küçükusta hoca ise Türkçemizi çok iyi kullanıyor. Toraks hastalıkları konusunda Türkçe bir kitap yazarsa geniş bir kitleye hitap eder, dilimizi de iyi kullandığından Türk Tıp Dilinde önemli bir esere sahip oluruz.
Ben bugüne kadar İrfan Titiz hoca ve arkadaşlarının yazdığı Dahiliye kitabı dışında dilimizi çok iyi kullanan bir tıp eseri malesef görmedim. YÖK’ün uluslararası makaleden ziyade dilimizi iyi kullanan eserlere öncelik vermesi bence daha önemlidir. Öğrencilere ve assistanlara hitap eden Türkçenin iyi kullanıldığı eserlere malesef pek rastlamıyoruz.
Kongreleri ise 5-7 yıldızlı otellerde değilde öğretmenevlerinde veya resmi kongre merkezlerinde yapsak, açık büfe yemek yerine tek bir çorba içsek bence daha sağlıklı oluruz ve yüzmek yerine sadece bilimsel toplantılara katılırız.
Ayrıca, hastanelerde kullanılan malzemeleri devlet malzeme ofisinden temin etsek, biz hekimlerde rahatlarız. İlaç veya medikal firmalarının yerine kongre desteğini bağlı olduğumuz kurumlar karşılasa daha iyi olur.
Saygılarımla.
Dr. Ceyhun Balcı diyor ki:
Sayın Küçükusta,
Tartışılmasını önerdiğiniz başlıkları ben de önemsiyorum.
Yalnız bir şeyi gözden kaçırmayalım!
Bu tartışmada nedensellik ilişkisi iyi kurulmalı!
Şu anda sağlık ortamına egemen olan anlayış ticaret ve endüstri kaynaklıdır.
Dolayısı ile tartışmamızın buraya odaklanması gerekir düşüncesindeyim.
Nedensellikten uzaklaşan tartışmaların bireyselliği çağrıştırması ve “kötü niyetli doktor” yanılsaması yaratarak özden uzaklaşması önde gelen kaygımdır.
Saygılar.
Dr. Ceyhun Balcı diyor ki:
Küçükusta hocanın derneklere ilişkin saptamaları ne yazık ki doğrdur.
Enine, boyuna tartışılmalıdır.
Ayrıca, argo dilin önemli bir öğesi ve yerinde kullanıldığında çeşnisidir diye düşünüyorum.
Bu bağlamda Hulki AKTUNÇ’un Büyük Argo Sözlüğü’nü (Yapı Kredi Yayınları) edinmenizi öneririm.
Saygılar.
Dr. Fatma Horasan diyor ki:
BERNA HANIM HAKLI.. İYİ KÜFÜR ETME -İYİ CERRAHLIK ARASINDA KORELASYON KURAN ARKADAŞLARA NE DİECEĞİMİ BİLEMİYORUM…SESSİZ-KİBAR CERRAH ARKADAŞLARIMIZIN CERRAHİDE ÇOK DAHA İYİ OLDUKLARINI, ÖZELLİKLE YUMUŞAK DOKU CERRAHİSİNDE KADIN DOĞUM İÇİN AZ BRÜTAL ÇALIŞMANIN NE DENLİ ÖNEMLİ OLDUĞUNU TÜM CERRAHLAR BİLİYORUZ.. KÜFÜR SANKİ BRÜTAL ÇALIŞMAYI ÇAĞRIŞTIRIYOR… AMELİYATHANELERDE DE BU TARZIN NE DENLİ ZARARLI OLDUĞUNU BİLİYOR, YAŞIYORUZ.. GENELLİKLE ÇEVREDEKİ İNSANLARI YETERSİZ GÖRME-AŞAĞILAMA, BAZEN DE KİFAYETSİZ MUHTERİSLER …OLABİLİR BU İNSANLAR…İYİ CERRAH KÜFREDER YANİ ERKEK OLUR GİBİ İLKEL BİR ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ.. GERÇEKTE KADINLAR EL İŞLERİ ÖRGÜ VS DEN DOLAYI SABIR İSTEYEN İNCE CERRAHİ İŞLERE ÇOK DAHA YATKINLAR..ERKEKLERİN İTİRAZLARINI DUYAR GİBİYİM —- AMA DOĞRU .. İSTİSNALAR OLABİLİR AMA YETİŞTİRDİĞİMİZ BAYAN ASİSTANLARDAN DA BİLİYORUZ..FIRSAT EŞİTLİĞİ VERİLİRSE YANİ VAKA VERİRSENİZ KADINLAR DOKULARA DAHA SAYGILI VE CERRAHİYİ DAHA İYİ BECERİYOR…KÜFÜR DE ETSENİZ BÖYLE ARKADAŞLAR..
Dr. Deniz İşçen diyor ki:
Yazının başlığı bana 32 yıl önce söylenen bir sözü hatırlattı .Genel cerrahide saygıdeğer bir büyüğüm “küfür edemezsen iyi bir cerrah olamazsın” demişti, yıllar içinde genel cerrahi ve plastik cerrahide küfürün pek bir katkı sağlamadığını gördüm , geçen yıllar içinde pek de küfür öğrenemedim , senin bu yazınla şüpheye düştüm; ” acaba bunca yıl boşa mı geçti ?” Selamlar.
Dr. Hüseyin Aydın Turan diyor ki:
Ahmet hocanın hemen hiç bir fikrine katılmıyorum,ancak argo kullandı diye terbiye şampiyonu kisvesi altında saldırmayı da çok çocuksu buluyorum. Ahmet hoca yaramaz kreş talebesi ağzıyla konuşuyor,verilen cevaplar da iyi aileye mensup kreş çocukları havasında.
Sanırım Ahmet hocanın mesajlarındaki fikirler yanlış bulunuyor, cevap verilmeye cesaret edilemiyor ve üslupla ilgili şikayette bulunuluyor. Fikir ve cesaret eksikliği ortamında şahsen üsluba hiç önem vermiyorum.
İnsanların fikir yarıştırmasını istiyorum, kestane kebap acele cevap…..
Dr. Gündüz Tezmen diyor ki:
Sayın Küçükusta
Türkiye’de yapılan bilimsel yayınların bilimsellikle alakası olmadığını söylüyorsunuz, siz bir tane yapsaydınız da, aleme örnek olsaydı keşke…
Dr. Ahmet Rasim Küçükusta diyor ki:
Gündüz Bey, ben bilim adamı değilim.
Ben profesör unvanı mütekait olan bir öğretim üyesiyim ve şu an serbest hekimlik yapıyorum.
Türkiye’ de bilimsel araştırma yapma sistemi ve altyapısı yok ki yapalım; kendimiz kandırmayalım.
Bizde yapılanlar klinik çalışmalardır.
Bu konuda aşağıdaki yazım belki beni daha iyi anlamanızı sağlayabilir.
Selamve saygılarımla.
Dr. Kenan Ertopçu diyor ki:
Hekimler ulkemizde ve dunyada en zorlu ve uzun egitim surecinden gecen ve gunluk yasaminin onemli bir bolumunu cogunlukla is yasamina ayiran meslek grubunu olustururlar. Egitimlerini guncelleyen, meslektaslariyla bilimsel ve sosyal paylasimlarin yapildigi, motivasyonlarini arttiran kongre ve benzeri toplantilarin gelismis veya gelismekte olan diger ulkelerdeki gibi, hakkettikleri en iyi ortamlarda yapilmasi icin, devlet kurumlarindan yeterli destek saglanamadigi durumlarda ozel sektorun katki ve sponsorlugunu, demokratik bir ulke olan ulkemizde niye tehdit olarak goruyorsunuz ?
Hekimlerin egitimleri bu tur kongre ve toplantilarda guncellestikce, tani ve tedavide kullanacaklari bir cok farkli firmanin sundugu ilac ve diger donanimlarla ilgili sunular birlikte olusan bilimsel platformlarda tartisilabilecek ve secimler daha bilincli yapilabilecektir. Surekli gelisen tip biliminde pratisyen veya uzman hekimler icin yeni ust uzmanlik konularinin ortaya cikmasi dogaldir, bu konulari gelistiren ve savunan ana veya yan derneklerin olusmasi ve bilimsel calismalarinin desteklenmesi gereklidir.Hekimler istedikleri kadar dernege uye olabilir, istedikleri veya gerekli gordukleri derneklerin egitim calismalari veya kongrelerine katilabilir.
Dernekleri kisiler olusturur ve bu kisileri sponsor firmalarin elemani gibi algilamak,bir cok degerli hekimimizi haksiz yere suclamak demektir.Her meslek grubunda veya kurulusunda olumsuz olarak degerlendirilebilecek kisiler vardir. Bu bize dernekleri kotuleme veya yeni dernek kurulmasini engelleme hakkini da vermez. Meslektaslarimin daha iyi ve ozgur kosullarda bilgi ve goruslerini paylasmalari en dogal haklaridir.Saygi ve sevgilerimle
Dr. Ahmet Kayadibi diyor ki:
Dernek enflasyonu diye bir terim okudum aşağıda..
dernek enflasyonunun ne gibi bir zararı olabilir ülkeye bana bunu öğretecek bilgilere ihtiyacım var…
dernek son tahlilde STK değil midir ?
STK fazlalılığı kötü bir şey midir… saygılarımla
Dr. Bülent Potur diyor ki:
Dernek kurmak anayasal bir özgürlük ve haktır.
Bu özgürlük ve hakkın yasanın belirlediği koşullar dışında sınırlandırılma düşüncesi kişilerin anayasal hak ve özgürlüklerine müdahale anlamını taşır. Dernek ve sendika mevzuatının da Avrupa birliği mevzuatına uyumu bir an önce sağlanmalıdır. Saygılarımla.
Dr. Mustafa Dinler diyor ki:
Bizim dernekte de herhangi bir (ilaç firmalara veya başka hiçbir) firma ilişkisi göremezsiniz. OSHED da öyle olduğunu deklere etti. Genelleme yaparken, tanımın tam yapılması lazım. Bazen bu hatayı Ben de yapıyorum. Sanırım, birşeyler yapmak isteyen ve meşgul 21. yy insanları olarak, biraz aceleci davranmak zorunda kalıyoruz (zaman zaman)…. Selamlar…