Tıkladım ve Beğendim…
Yeni dünya düzeni bu olsa gerek… Her şey yalın… Her şeyin mana derinliği sıfır noktasında…
Bu hafta isterseniz geliniz memleket ahvallerinden biraz uzaklaşalım da… Millet biraz rahat etsin.
Bu devirde,
İnterneti olmayan… Ve Facebook’a üye olmayanımız da yok gibidir. Ehhh… Üye olunca
da bir şeyler paylaşmayan… Paylaşılanı da beğenmeyen de yok gibidir.
Zaten artık sosyal ilişkilerimizin yoğunluğunu, ne kadar arkadaşımızın olup olmadığını
da buralardan… Yani Faxebbok’dan görebilir… İzleyebiliriz.
Ayrıca,
Öyle kahvehane, eş-dost ziyaretleri gibi beşeri ilişkileri de bir kenara atabiliriz… Nasıl
olsa Face’de her gün, her an karşılaşıyor… Yediğimize içtiğimize varıncaya kadar her bir şeyimizi
paylaşıyoruz.
Vakit ayır, hazırlan, yola çık derdi yok… “Nasılsın kanka? İyiyim… Ya sen?”
Şu pahalılıkta bu da fena bir şey değil diyeceksiniz… Hadi oraları anladık da… Ya özel
günlerde ne demeli?
Bir gün önceden Face hatırlatıyor…” Ahmet’in yarın doğum günü… Ona özel günü
olduğunu hatırlat… İyi bir gün geçirmesini sağla.”
“Huuu Ahmet iyi ki doğdun… Sen benim Face’de en kıyak arkadaşımsın… Bunu biliyor-
muydun?
“Geçen gün aynı şeyi Ali’ye diyordu zibidi…”
Demek ki Face’de her şey ayan-beyan. Gizli kalmıyor yani… İşin kötüsü… Yllarca saklıyor. Onun için dikkatli olmak lazım.
Sonra,
“Yıllarca aldatılmışım da haberim yokmuş falan kar etmez… Her şey delilleri ile hafızalarda yerini alıyor. Bilgisayarlara el koymak da fayda sağlamıyor. Hafıza çipinin bilmem kaç kat derinliklerinde yıllarca saklandığı gibi… Kopyaları merkezde… Sanki yerin yedi kat derinliklerinde saklanıyor.
Neyse… Esas konudan ayrılmayayım,
Ne demiştim…
“Özel günleriniz için öyle masrafa girmenize gerek yok… Her şeyi Face önceden hazırlayıp ayağınıza kadar getiriyor. Ve size paylaşma imkânı sağlıyor.”
Arkadaşlarınız da gerekeni yapıp ya beğeniyorlar… Ya da iki kelam söz yazıyorlar.
Artık yavaş-yavaş kelam etmek de kalkıyor… Sadece beğen gitsin.
Sadece beğenirlerse arkadaşsınız… Bir çift söz yazıyorsa… Ehh dostluğunuz hayırlı
olsun. O kadar zahmete girip iki lakırdı yazmış ya…
Lakin… Sohbetimin başında “artık dünya yalın ve mana derinliği sıfır noktasında…”
Demiştim.
Amerikalılar bu işte o kadar ileri gitmişler ki… Sizin duygularınızı iki seçenek ile
gruplandırmışlar… Birincisi beğen seçeneği… İkincisi ise yorum yap seçeneği.
Adam oğlunu evlendirecek… Sizi Face’den düğününe davet etmiş. Görmezlikten gelsen olmaz. Öyle ahım- şahım dostlunuz da yok. “Beğeneyim bari” diyorsunuz. Beğen seçeneğini tıklıyorsunuz. Gayet normal… Adam oğlunu evlendirecek… Sizde beğenerek adamı tebrik ediyorsunuz.
Peki,
Adamın babası rahmete gitmiş… Acısını Face’den eşe-dostta haber veriyor.
Haydi buyurun… Görmezden gelemezsiniz… Az-çok Face’de görüşmüşlüğünüz var…
Yoksa nezaketsizlik olmaz mı? Beğen seçeneğini tıklamayacak-mısınız?