Tıbbi Silahlar ve Türkiye
Bazı insanlara dikkatle bakıldığında konuşma ve beden dilinde anormallikler görmek mümkün. Onlar ilaçkolik olmuşlardır. Gariplikle karşılanan gülümsemeler, çelişkili ifadeler, kitleleri
aldatmak kandırmak için yalan söylemek, gündemde kalmak için fırıldaklık gösterisinde bulunmak doğal hale gelmiş durumda.
Tarih boyunca yöneticiler bir yandan kendileri psişik ve biyolojik kişilik ve kimlik değişimi ve dönüşümüne uğrarken, halkın da sorgulamasını önlemek için kitlesel psiko terapi ve biyolojik yöntemleri uygulamışlardır. Biyolojik silahlar günümüzde tıp alanındaki gelişmelere paralel çeşitlenmiştir.
Tıbbi silahlar, her zaman toplumlara yönelik kullanılmıyor. Kişilere yönelik de belli dozlarda kullanılabilir. Kişilik değişikliğine ya da saldırganlık, pasifleştirici etkilerinden yararlanılabiliyor. Mesela belli dozda bir kişiye verildiğinde kendini lider sanabilir ya da çok mazbut hayatı olan birini çocuk tacizcisi yapabilir.
Bu ilaçları NATO ülkeleri de, Rusya da, Çin de, İran da biliyor. Ve bölgede son zamanlarda büyük ölçüde kullanıldığı söyleniyor.
Son zamanlardaki bazı hafıza kaybı olayları ya da bazı sanıkların uzun süre tecrit edilmesi de bu kuşkuyu artırıyor. Bazılarının kanlarını tahlil etmek gerek. Bu risk, siyasetçiler açısından da önemli.
Bu ilacın temininde çalışan bazı gazeteciler, televizyoncular, bilim adamlarından olabilir. Bazı işadamlarından da. İlaç sektöründen bazı isimlerden de söz edenler oluyor.
Haloperidol tartışması yapılıyor. Gerçekle gerçek dışını anlamak için iddiaların üzerini örtmek değil, gerçeklerin üzerine gitmek gerek. Bazı kişilerin bu anlamda kan örneklerini almak gerek.
Kişilik değişikliği, kişilik bozukluğu ve hafıza kaybı, bu ilacın dozu ve kullanım şekli ile ilgili. Eğer deneğinizin işini bitirmek ve onu defterden silmek istiyorsanız, yüksek dozla işini bitiriyorsunuz. Ama kullanmak istiyorsanız, daha uzun soluklu, sabırlı, düşük dozla paralel olarak ipnozu kullanmanız gerekiyor. Mesela düşük doz uygulaması ile onu normal şartlarda aklından geçirmeyeceği şeylere zorlayabilir. Sonra bunları kayda alıp belgeleyebilir, daha sonra serbest bırakıp, o utanç içinde köşeye sıkıştırıp, şantaj altında tutabilirsiniz.. İstihbarat örgütleri bunları yapmıyor değil. Özellikle siyasi davalarda buna dikkat etmek gerekiyor.
Aslında adrenalin dedikleri şey de işte böyle bir şey. Hormon dengesini bozan her şey, bu anlamda uzmanının elinde bir silaha dönüşebilir. Normal ilaçlarda kullanılan malzemelerden, yüksek dozda kullanarak tehlikeli sonuçlara gitmek mümkün. Bu ilaçları bulduğunuzda doğrudan bir suç da isnat edemiyorsunuz bu arada. Önemli olan bu ilaçları, yüksek dozda, kim kime veriyor.
Dünyada birçok olayda böyle bir komplo ortaya çıkarıldı. Birçok kişinin uygulayıcı olmasından kuşkulanılan olay bugün onun hafızasını silmek adına ona karşı kullanılmak isteniyor olabilir. Kim bilir belki de bazı tipler de eski dostlarının kurbanıdır.
Olay sadece sorgu için ipnoz kullanmakla ilgili değil. Bir gazeteciyi, iş adamını, profesörü alıp, bir süre sonra onu dinci bir zombiye dönüştürebilirsiniz.
Bu sıradan bir komplo yaklaşımı değildir. Bazı ölümlerle ilgili, kalp krizine yol açacak biyolojik tetikleyici etkisi olan bir preperattan söz ediliyordu. Kişinin saç dibi örneklerini morgtan alınıp daha sonra bu örnekler kaybolabilir. Birçok ölüm böyle bir komplonun kurbanı olmuş olabilir. Yani daha önceki tetikçinin yarım bıraktığı işi beyaz eldivenli biri tamamlamış olabilir.
Tetikçilerin çoğunun çocuksu bir kahramanlık duygusu uyandıran cesaret hapı kullandıkları söylenir hep. Tetikçileri yakalamak hiçbir şeyi çözmüyor. Tetikçiyi, bir başka tetikçiye vurduruyorlar. Onu da bir başkasına. Sonuncusunu bulsanız bile bir yere varamıyorsunuz. Çünkü o kişi, neyi, niçin yaptığını bilmiyor.
Siyasetçilerin sağlık muayenesi sırasında mutlaka kanlarının alınıp, Haloperidol kontrolü yapılması gerekir. Bu denetim mutlaka yapılmalı.
Soğuk savaşın biyolojik silahları tartışılmıyor. Tek dozda bağımlılık yapan uyuşturuculara kaç politikacının kaç bürokratın, kaç işadamının çocuğunun tuzağa düşürüldüğünü biliyor muyuz? Kaç kişinin sürüklendikleri bataklıklarında nelerini kaybettiklerini, nasıl tehdit ve şantajla köşeye sıkıştırıldığını araştırmak gerek. Birileri birilerini bu yolla, biyonik robotlara dönüştürüyor, biyonik köleliğe zorluyor.
Çevrenizde salyalı biyolojik robotlara dikkat edin.
GüNün SöZü: Deşifre olmuş bir sır, sıradan bir bilgiden daha tehlikelidir.